DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın mitingini izlemek üzere gittiğimiz Antakya’da kış ortası olsa da hava sıcaklığı yazı aratmıyor.
Miting öncesi yarım günlük boşluğu değerlendirmemiz için DYP tarafından organize edilen tarihi ve turistik yerlere tur yapıyoruz.
Antakya’nın ne kadar önemli bir medeniyetler kenti olduğunu yaşayarak yeniden hissediyoruz.
Turumuzun sonuna doğru DYP yetkilileri, miting meydanına doğru büyük araç konvoylarının yol almakta olduğunu söylüyorlar.
Türkiye’nin seçim havasını solumadığı şu günlerde bu bilgi bizde beklenen ilgiyi yaratmıyor; ama meydanı görünce halkın alanlara kaymaya başladığını ve kadınların da dikkate değer grup oluşturduğunu düşünmeye başlıyoruz.
‘MEYDANLARDA TEK PARTİ’ PROPAGANDASI
Son dönemde mitinglerle meydanlara inen tek parti olan DYP’nin son bir ayda dün ikinci mitingini izlemiş oldum.
Görünen o ki, ayakta güçlü bir örgütü bulunan DYP, örgütünü ve bir ölçüde de halkı harekete geçirme gücüne sahip.
Bu nedenle Ağar, ‘Meydanlardaki tek parti’ söylemini propagandaya dönüştürürken, ‘En güçlü halk hareketi’ diye nitelediği kalabalıkla örgütüne de moral veriyor.
Ağar’ın meydandaki söylemine ve halkın bu söyleme tepkisine gelince, yolsuzluk konusu önümüzdeki dönemin ana siyasi konusu haline dönüşüyor.
AKP anketlerine yansıyan ve AKP grup toplantılarında milletvekillerince eleştiri konusu olan yolsuzlukla mücadelede hükümetin yetersiz kaldığı inancı halk arasında kabul görmeye başlamış.
Hükümetin konuya yaklaşımı, ciddi olarak eyleme geçmek yerine kendi devri iktidarlarında bunun mümkün olmayacağını söylemekle yetinmesi, AKP’nin zayıf karnı haline geliyor.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın her gün yeni bir alt-üst kimlik tanımlaması yapması da halkta kafa karışıklığı doğmasına neden oluyor; Ağar da bu fırsatı iyi kullanıyor, ‘Kimlik bunalımı Başbakan’ın kafasında’ diyerek alkış topluyor.
MEYDANA BAKIP SEÇİMİ TAHMİN ETMEK
Ağar’ın ‘Ben belimde silahla dağda terörle mücadele ederken, siz evinizden çıkmıyordunuz’ biçimindeki sözleri ne kadar etkili oluyor bilemiyoruz; ama anlaşılan emniyet kökenli olduğunu her fırsatta ima etmekten vazgeçmeyecek gibi.
Terör ve kapkaç olaylarındaki yüksek oran da Ağar’a bu fırsatı veriyor olabilir; ama Türkiye’ye daha geniş bir perspektiften bakması, ülkenin diğer sorunlarına da en az bu seviyelerde yoğunlaşması kendisinden beklenen bir tutum.
DYP’nin Antakya mitingine bakınca iktidar partisi ne kadar, ‘Seçim 2007’de olacak; erken seçim ihanettir’ dese de işi o kadar kolay görünmüyor.
Diğer partilerin de meydanlara inmesi, iktidar döneminin sonuna gelinmekte olunmasına rağmen işsizlik sorununun etkisini sürdürmesi, esnafın şikayetlerinin dinmek bilmemesi, iktidarın kendi içindeki kaynaşmalar seçimi 2007’den çok 2006’ya doğru çekiyor.
Daha önce de belirttiğim gibi, AKP’nin yeni cumhurbaşkanını CHP ile uzlaşma yoluna gitmeden, yasama süresinin bitimine bir ay kalan bir Meclis’e seçtirmekte ısrar etmesi halinde bu süreç daha da hızlanacaktır.