Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Fatma Şahin yetmez hep beraber

ŞEHİT haberleri canımızı acıtmaya devam ederken, kadın cinayetleri de her gün ruh dünyamızı, değerlerimizi altıüst eder düzeye çıktı.

Haberin Devamı

Çok acı örneklerini geçmişte de yaşadık; ama sonuncularında dahi kanımızı donduran, insanlık dışı iki cinayete tanık olduk.

Düşünebiliyor musunuz, nasıl bir acımasız adam ki, eski eşini, üstüne benzin dökerek yakıyor, 11 yaşındaki oğlu da yanan anasına sarılarak aynı şekilde can veriyor ve o baba (dilim varmıyor ‘baba’ demeye ama) bunu seyrediyor.

Bir baba düşünün ki, torununu kızından ayırıyor, kızını bir odaya hapsediyor, kardeşini yollayıp o yavrusunu öldürtüyor; yetinmiyor, kapıyı kapatıp “ölmemişse” diye ‘garanti nöbetine’ yatıyor; sonra, katil silahı 17 yaşındaki oğlunun eline sıkıştırıp onun hayatını karartmak istiyor.

Diğer cinayetler de bunlardan aşağı kalır gibi değil ve maalesef her gün gazete sayfalarında yenilerini okumaya devam ediyoruz, dün olduğu gibi.

ORTAK LANET DİLİ

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, koltuğuna oturduğu gün anlattığım ilk cinayeti yeni duymuştu; yüzündeki acıyı gördüm.

Şimdi bu konuda en etkili tedbirlerin, yasal düzenlemenin peşinde; ancak herkes anlamalı ki bu konu artık yasa yapmakla çözülecek gibi değil. Yasal önemli düzenlemeler yapıldı, yenileri de yapılır, bu işin kolay tarafı.

Ancak asıl gereken toplumsal psikolojiyi sorgulamak; sadece devletin değil ülkenin her birimini, her bireyini eşzamanlı bir çalışma içine sokmak.

Spor sahaları dahil şiddeti her yerde en aza indirecek söylemler, örnekler yaratmalı; “Güç bende; asar, keserim” anlayışını yok etmeli.

Kahvehane sohbetlerinden camilerdeki vaazlara, okuldaki derslerden siyasi-edebi toplantılara kadar her zeminde yeni bir dil kullanmalı.

Bu işi sadece Fatma Şahin’in sırtına yükleyerek hiçbirimiz o cinayetlerin seyircisi olmaktan kurtulamayız, yüreğimizi hafifletemeyiz.

Bazıları, başta da muhafazakâr medyamız, konuya hâlâ çekingen yaklaşsa da eskiye oranla en azından ‘ortak bir lanet dili’ gelişiyor.

“Bu cinayetler hep vardı, farkındalık arttığı için görünür oldular” diyen de, “Yok; son yıllarda bir artış var” tezini savunan da birbirine yakın noktada.

Bunu olumlu bir gelişme görüp, daha ileri gitmeli; öncelikle de öğretmen ve din adamlarından konuyu daha fazla işlemelerini istemeli, beklemeliyiz.

EKRANDA YENİDEN ‘HEP BERABER’

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, ilgili bakanlar, mevzuatta görülen her eksikliği gidermeye, üstlerine düşeni yapmaya hemen hazırlar.

Beklenti, mevzuatın yanına büyük bir toplumsal duyarlılık koyabilmek.

Örneğin; toplumun saygı duyduğu, sözüne değer verdiği önder isimleri, daha etkin sonuç alacak bir senaryo içinde ekranlara çıkartmak düşünülemez mi?

Denenmiş ve bir mesafe alınmasına katkı sağlamış bu yöntem, halk katmanlarının sıradan temsilcileri ile de desteklenebilir.

AKP’nin seçim öncesi beyinlere kazınan türküsünün bir benzeri bu kez de kadın cinayetlerini önlemek için ‘hep beraber’ söylenebilir.

Eminiz ki, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşleri başta olmak üzere siyaset, din, sanat, akademi, medya, vs. dünyalarının önder isimleri bu koroda severek yer almak isteyeceklerdir.

Bu lanet cinayetlere seyirci kalmamak için; LÜTFEN. 

Yazarın Tüm Yazıları