Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu sorun oldu

BÜYÜME rakamları, enflasyonun yeniden düşüşe geçmesi, ekonomideki istikrarsızlık görüntüsünün ortadan kalkması, iş dünyası için olumlu gelişmeler.

Buna rağmen, iş dünyasının değişik örgütlerinin tepe noktalarındaki kişilerle yaptığım görüşmeler, bazı tedirginlikleri ortaya koyuyor.

Özellikle protestolu senet sayısının altı ayda 900 binden 1 milyon 500 bine doğru çıkması ciddi korku yaratıyor.

Teşvik sistemine yönelik eleştirileri her işadamından duymak mümkün.

"Türkiye’nin her yerinde un fabrikaları var, hálá un fabrikalarına teşvik veriliyor. Çünkü teşvik bölgesel olunca sonuç bu oluyor" diyorlar.

Oysa onlar, her isteyenin istediği yere fabrika kurmasından yana değil.

Bunun için de bir sanayi envanteri çıkarılmasını şart görüyorlar.

17 SENTE ELEKTRİK

Sanayi envanteri konusunda en çok Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) istekli; ancak konu onları çoktan aşmış.

Çünkü, bu kuruluşun elinde 70 bin tesisle ilgili bilgi var.

Ancak, Türkiye’de envantere alınması gereken tesis, 230 binden fazla.

Ne gariptir ki yıllardır, bir sanayi stratejisi yapılmasını sağlayacak bu önemli konuda hükümet ve iş dünyası ortak bir çalışma içine giremiyor.

İş dünyası sosyal güvenlik reformunun Anayasa Mahkemesi’nden dönmesi olasılığı karşısında yeni bir kriz durumunu da göz ardı etmiyor.

Daha doğrusu tam bir korku yaşıyorlar.

En az bunun kadar hissettikleri başka bir korku da elektrik üretiminin özelleşmemesi halinde fiyatlarda görülebilecek yükseliş.

Burada 17 senti bile dillendirenler var.

Vergi ile ilgili yakınmaları ise zaten çok bilinen bir konu.

BABACAN’IN YORGUNLUĞU

Benim için asıl sürpriz, hükümetle diyalog konusu oldu.

Bu diyaloğun iyi olduğunu düşünürüz; ama iş dünyası aynı fikirde değil.

Verdikleri ilk örnek de Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu (ESDK).

Abdullah Gül’ün başbakanlığı döneminde oluşturulan ve o dönemde haftada bir toplanan bu kurulun üyeleri, son bir yılda sadece üç kez buluşmuş.

Oysa Başbakan ve ilgili bakanların katıldığı bu toplantılarda hep sonuç alınmış.

Kuş gribi, tekstil ve turizmde yaşanan sıkıntılarla ilgili yapılan son üç toplantı da beklenenleri karşılayabilmiş.

Toplantıların yapılmamasına, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın programının yoğunluğu gerekçe görülüyor; ama yorgunluğuna da işaret ediliyor.

İlginçtir, iş dünyasında yorgunluğundan söz edilen bir isim de kabinenin en genç ismi Devlet Bakanı Ali Babacan.

Ancak, Babacan’ın yorgunluğu daha çok AB ile ilişkilendiriliyor ve bu yorgunluk, süreci yavaşlatan bir unsur olarak da görüyor.

Daha da açığı, iş dünyasında, başlangıçtaki görüşlerin aksine, Babacan’ın AB ile ilgili süreci canla başla üstlenmediği kanısı giderek yayılıyor.

Buradaki korkuları da sürecin kazaya uğraması halinde Türk ekonomisinin istikrarını kaybetmek dahil, önemli sıkıntılarla karşılaşma olasılığı.

Böyle olunca, "Bunu hükümetle konuşmuyor musunuz?" diye sordum.

Yanıt, "Belki dediğimiz anlaşılmıyor; ama her şey ortada zaten" oldu.

Bakalım buradan söylenince anlaşılabilecek mi?
Yazarın Tüm Yazıları