Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Dinçer iyi niyetli bakış bekliyor

SABAH bir de baktık, hepimiz için en önemli kurum olan Milli Eğitim Bakanlığı bir Resmi Gazete yayınıyla yeniden yapılandırılmış.

Öncelikle bu düzenlemenin kanun hükmünde kararnameyle (KHK) yapılmasının demokrasisi gelişmiş ülkelere yakışmadığını söylemeli; çünkü KHK, daha çok olağanüstü dönemlerin yöntemleri olarak anımsanır.
Hele bırakın koalisyonu, Meclis’te devasa güce sahip bir iktidar varken bu yola başvurulmasını anlamakta güçlü zorluklar var.
TBMM’nin dışlanması anlamına da gelen KHK yöntemiyle devlet yeniden yapılandırılırken kamuoyu da yeterli bilgi sahibi olamıyor, tartışamıyor.
İşin bu yanını vurgulamak kaydıyla Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in dün gazetelerin Ankara’daki yöneticilerine yaptığı açıklamaları temel alarak, bu bakanlıkta yapılmak istenenleri görmeye çalışalım.
DİNÇER’İN VERDİĞİ SÖZLER
Öncelikle Bakan Dinçer, sözlerinin başında kimsenin düzenlemeye önyargılı yaklaşmamasını, aksine yardımcı olmasını ve de kendilerine, “Bu insanlar iyi niyetle sorun çözmeye çalışıyorlar” diye bakılmasını istedi.
Dinçer, herkesten bunu beklerken yapacağı icraatlarda ideolojik kaygıyı öne çıkarmama, objektif olma, atamalarda ‘hak eden/yöneten/nitelikli personel’ ilkesine göre hareket etme sözü de verip, “Aksi tek uygulamam olursa her eleştiriyi kabul ederim” diye ekledi.
Ufak dokunuşlarla çözülecekken işin birden çok sahibinin olması nedeniyle çözümsüz kalan birçok sorunu ortadan kaldırmayı hedeflediklerini anlatan Dinçer’e, “Düzenleme kamuoyunda neden tartışılmadı” diye sorduk.
Aslında böylesi işlerin kanun konusu edilmesini dahi yanlış bulduğunu, teşkilat yapılarını düzenleme yetkisinin bakanlıklarda olması gerektiğini savunmakla birlikte şunları söyledi:
“Bu, yeni bir çalışma değil. Hüseyin Çelik ve Nimet Çubukçu arkadaşlarımız döneminden gelen bir çalışma. İlgili tüm kurum ve kişilerle tartışılarak, görüşler alınarak yapıldı. ‘Yeşil Kitap’ adıyla da basıldı. Bugün yaptığımızda Yeşil Kitap’a aykırı temel tek düzenleme bulamazsınız.”
ÖĞRETMENİN SİHİRLİ GÜCÜ VAR
Eğitimle ilgili diğer soruları, “Çalışma gölgede kalmasın” diye erteleyen Dinçer, söz konusu öğretmenler olunca şu dikkat çekici sözleri etti:
“Öğretmen, eğitimin direği. Öğretmen eğitimdeki her açığı kapatabilecek sihirli güce sahip. Bilgisi, donanımı, şefkatiyle yeniden kendine güvenen öğretmen olacak. Öğretmenlerimizle ilgili ayak üstü karar almayacağız. O nedenle alt başlıklarını ayrıntılı belirlediğimiz bir çalışma yaptırıyorum. Çok önemsediğim bu kritik çalışma da en kısa zamanda bitirilecek.”
Dinçer, daha iyi bir eğitim için özel sektörün katkısına da değinince fırsattan yararlanıp daha geçen cuma günü, mezun olduğum liseme bakarken okulumla aramda hissettiğim bağ kopukluğuna dikkat çektim.
Beyoğlu Hasköy Lisesi mezunuyum ancak sonraki yıllarda yapılan tadilat nedeniyle okulumun adı Güner Akın Lisesi oldu, Hasköy adı silindi.
“Özel sektörün katkısını çok önemsiyorum. Ancak okulumun adı en azından ‘Güner Akın Hasköy Lisesi’ olamaz mıydı” diye sordum.
“Bunu haklı bir tavsiye olarak alıyorum” diyen Dinçer, sözlerinin sonunda da yaptıklarının iyi niyetle karşılanması vurgusunu yeniledi.
“Peki, hepimiz böyle yapalım” desek de Bakan Dinçer, verdiği sözleri yerine getirdiği, objektif davrandığı ölçüde zaten tek kuşkuya yer kalmayacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları