Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Devlet de, başbakanlar da tuzak kurmaz

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın, Aydın Doğan ve onun sahibi olduğu medya grubuna yönelik saldırılarında, bence çok ilginç ve çok düşündürücü bir itirafı var ki nedense pek üzerinde durulmadı.

Erdoğan, partisinin ilçe kongrelerinde, ceketini çıkardıktan sonra yaptığı konuşmalarda Hilton Oteli konusuna değinip durdu.

Aydın Doğan’ın kendisine Hilton işi için geldiğini söyledi.

Aydın Bey, "Ben Başbakan’a Hilton için değil rafineri işi için gittim. Hilton konusunu Başbakan kendisi açtı" diye yanıt verdi.

Şimdi bakalım, Başbakan’ın kendisinin açtığı konu daha sonra nasıl gelişti.

GİT, DEDİKTEN SONRA

Erdoğan, konuyu Beyoğlu ilçe kongresinde şu sözlerle açtı:

"Hilton Oteli’ne imar rantı talebi de mi haber değeri taşımıyor? Otelin kendine değil, önündeki yeşil alana rezidans talebi. Buna genel başkanınız, başbakanınız müsaade etmediği için bu yaygaralar başladı. Diyorlar ki ’mahkemeye verseydin’. Ben müsaade etmedim ki neyi vereceğim mahkemeye? Saçmalığa bak. Ben müsaade etmedim. Belediye başkanımı da aradım. ’Bak’ dedim, ’seni de arayabilirler. Sakın ha. Böyle bir yanlışın içine düşme."

Bu sözleri biraz tercüme edelim.

Başbakan, konuyu önce kendisi Aydın Doğan’a açtırıyor; dinledikten sonra da gidip İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la konuşmasını ifade ediyor.

Şimdi burada, velev ki Aydın Doğan’ın Hilton konusundaki talebini haksız buldunuz; peki ama buna asıl kararı verecek kişi ya da kurum kim, diye sormak gerekmiyor mu?

Karar makamının Başbakan ve Başbakanlık olmadığı kesin.

Karar İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Belediye Başkanı’nın.

Adaletli bir yöneticiden, en azından bu kurulların görüşünün ne olduğunu beklemek umulabilir.

Başbakan bunu yapmıyor.

Hadi onu geçtik de başka bir şey yapıyor.

RADARIN BİLE UYARISI VAR

Belediye Başkanı’na telefon açıyor, sakın ha yapma, diye talimat veriyor, bunu yaptığını da övünerek açıklıyor.

Adını koyalım; Başbakan, bilerek ve planlayarak tuzak kuruyor.

Devlet de, başbakanlar da, başkaca bir kamu otoritesi de vatandaşına tuzak kurmaz; tuzak kurmak suçtur.

Türkiye bile bu anlayışı yıllar önce terk etti.

O nedenle ki, devlet artık yollarda hız kontrolü yaparken bile vatandaşına önceden haber veriyor.

Koyduğu radarın yerini yüzlerce metre geriden belirtiyor ki vatandaşı ileride neyle karşılaşacağına hazırlıklı olsun.

Peki, radar için bile bu uyarıyı yapan devletin başındaki bir Başbakan, sırf karşımdakini zor durumda bırakabilirim, böylece ileride günü geldiğinde kullanabileceğim bir kozu elime geçirmiş olurum diye tuzak kurar mı?

Tuzak kuran bir başbakan için güven sorunu olmaz mı?

Bu tuzak işi Başbakan’ın yönetim anlayışına da iyi bir örnek görülmez mi?
Yazarın Tüm Yazıları