DPT Müsteşarlığı’nın, Deriner Barajı için keşif artışı isteyen DSİ Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıyla ilgili DSİ’den bir açıklama geldi.
Basın Müşavirliği’nce gönderilen yazı, DPT Müsteşarı Ahmet Tıktık’ın, DSİ’ye "Biraz ciddi olun" derken çok mütevazı davrandığını ortaya koydu.
Gönderilen bir sayfalık yazının neredeyse tamamı DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu’nun ne kadar ’büyük’ hizmetler yaptığına ayrılmış.
Yazının Deriner Barajı ile ilgili tek paragrafında ise 28 Aralık 2005 günü Ahmet Tıktık başkanlığında yapılan kurumlar arası toplantıda işin aynı müteahhitçe sürdürülmesi kararı verildiği belirtiliyor.
Ne benim, ne de Tıktık’ın yazısında yeni bir müteahhitten söz edilmedi.
Bu bir kenara, madem o toplantıda uzlaşma oldu; peki, Tıktık 4 ay sonra, 26 Nisan 2006 günlü, o ağır ifadelerle dolu yazıyı Eroğlu’na niye gönderdi?
Cidden, bu kurumun biraz ciddiyetle yönetilmeye ihtiyacı var.
KENDİNİ İHBAR EDEN BÜROKRAT
Doğrusu, AKP iktidarında bürokratların bazı işlerine zaten akıl ermiyor.
Okurlarım anımsayacaktır, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Kara’yı da birkaç kez konuk etmiştim.
TRT Genel Müdür adaylarından biri de olan Kara, bakanlıktan ayrılıp Mülkiye Başmüfettişliği’ne keskin ve kesin bir dönüş yaptı.
Bakanlık internet sitesine Fazilet Partisi’nce verilen teşekkürnamesini koyarak bürokrasi tarihinin bir ilkine imza atan Kara’nın beş ayrı kuruluştan yönetim kurulu huzur hakkı alması da bir başka rekordu.
Biz bunları yazarken, her makamda beraberinde götürdüğü, en güvendiği arkadaşı Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, arkadaşını sonuna kadar savundu.
Hani Karadenizli’nin dediği gibi: "Hastayum dedum da inanmadin; ne oldi?"
Ben söyleyeyim ne olduğunu.
Ahmet Kara, gitti, kendisini Çankaya Vergi Dairesi’ne ihbar etti.
İhbarın konusu, yazdığım gün, itiraz ettiği fazla aldığı huzur hakları.
Üstelik o gün, "Bakanlığa bağlı iki kurumdan huzur hakkı alıyorum" deyip beni tekzip eden Kara, gerçeği gizleyememiş; üçüncü kurumu da itiraf etmiş.
Yürürlükteki tebliğler bir bürokrata en fazla bin 200 YTL huzur hakkı tanıdığı için Kara, vergi dairesinden eski bakanlığına bağlı kurumlar olan TURAŞ, UKTAŞ ve OTEM’den aldığı 17 bin 200 YTL, Sümer Holding’den gelen 13 bin 600 YTL ve Kamu-İş’ten kazandığı 16 bin 600 YTL’nin vergilerinin tahsilini istiyor.
CİDDİYET GİBİ MÜTEVAZILIK YOK
Bazı AKP’liler sık sık önceki dönemden beri görevde kalan bazı bürokratların aylık kazancını ortaya dökerler ya, peki Kara’nın onlardan farkı ne?
Üstelik burada mütevazılık bile söz konusu değil.
Kamudan bu kadar gelir elde eden Kara, Sümer Holding’in iadesini istediği 3 bin YTL’yi ödemediği için bu kurumca icraya verildi.
Kurumdan ayrıldığı halde kullandığı lojmanın, telefon parasının ve elektrik-su giderlerinin iadesi isteyen kuruma direnen Kara, şimdi çok sevdiği en eski kurumuna geri döndü; amacı da vali olmak.
TRT Genel Müdürü olmayı valilikten de çok istiyor gibi, ama olsun.
TRT’nin adayları açıklandı. Kara yok; o nedenle valilik için bol şans.
Ancak Kara’nın arkasında eskisi kadar "Koç gibi" duracak AKP’li çıkar mı bilemem.