CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı, Aydın’a yaptığı gezide izledim.
Güneş altında 45 dereceyi aşan sıcağa rağmen Baykal’ın performansının CHP örgütüne oranla daha yüksek olduğunu söylemeliyim.
Anketleri bilemiyorum; ama ben, miting meydanlarından da öteye sokakla balkondaki vatandaşın liderlere nasıl tepki verdiğine bakarım.
Sevinç ifade edenlere baktığımızda CHP, yüzde 10’lardaki bir parti görüntüsü vermediği gibi olumsuz tepkilerin tek tük kalması da dikkat çekici.
Gördüğüm kadarıyla bu tablo Baykal’ın tutumuna da yansımış gibi.
Aldığı karşılıktan büyük memnunluk duymaya başlayan Baykal, otobüsün ön tarafında fıkır fıkır hareket ediyor, hiç yerine oturmuyor.
KENDİNE GÜVENİ ARTMIŞ
Geleneksel olarak CHP’ye oy veren bir köy olsa da Işıklı’da çevre köylerden gelenlerle saat 14.00 olmasına karşın meydan tıka basa doluydu.
Köyden dönüş yolunda sohbet ettiğim Baykal, liderlerin gezi performansını kıyasladığım yazılarımı ima edercesine, "Sadece gezmek yetmiyor.Önce doğru politikalar koymamız ve bunun da halkta kabul görmesi gerekir" diyor.
"Yoksa Işıklı’da o hanımlar beni niye bağrına bassın" diye devam eden Baykal, önceki gezilerden de çok memnun; ama Maraş’a vurgusu daha başka.
Nazilli içinden geçerken bir yandan sokaktaki vatandaşa gülücükler dağıtıyor, diğer yandan bize laf yetiştiriyor:
"Çok güzel şeyler görüyorum. İnsanı çok mutlu ediyor. Bir yıl öncesine göre her gittiğim yerde müthiş farklılık görüyorum."
Baykal’da gördüğüm en önemli değişim, kendisine güveninin artmış olması.
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un doğum yeri Köşk beldesinden geçerken bana, "Bak burada birinciydik, yine daha çok oyla birinci olacağız" diye seslenmesi, meydanlarda CHP’nin bu kez iktidar olacağını, "Sabredin biz geliyoruz, şöyle yapacağız" cümlelerini daha fazla kurması bunun birkaç göstergesi.
İŞADAMLARI BEĞENDİ
Baykal, sağ partilerden oy isteme politikasından da çok memnun.
Her konuşmada buna atıf yapan, "Hepsini denediniz, bu kez de bizi deneyin" diyen Baykal’a, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen de diğer partilerin adlarını tek tek anons ederek, teşekkür sunarak destek veriyor.
Bir gözlemim de Baykal’ın sanayi ve ticaret odalarında gördüğü ilgi.
Aydın’da önce meclis başkanlarını ve sektör temsilcilerini dinledi.
Kürsüye çıktığında ise Türkiye’yi ve sorunlarını ne kadar iyi bildiğini göstermekle kalmadı, işadamlarının değindiği her sorunla ilgili kapsamlı bilgiler verdi; CHP’nin çözümlerini söyledi, sorunlarla güncel konuların bağlantılarını ustalıkla kurabildi. Sonuçta sadece biri CHP’li olan 5 meclis başkanından tam not aldı.
Aynı yerde konuşan diğer liderlerin aynı notu alamadığını belirteyim.
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile yaptığı telefon konuşmasına da tanıklık edince Baykal’ın iş dünyasıyla yeni bir iletişim kurduğunu gördüm.
Son bir gözlemim de AKP’nin, bence, yaptığı tarihi bir hatayla ilgili.
Baykal, her konuşmasında AKP’nin seçim öncesi dokunulmazlıkları sınırlandıracağını vaat ettiğini anımsatarak şöyle devam ediyor:
"Oysa yolsuzluğun üç ayağı var: Haramzade bürokrat, vicdansız işadamı, namussuz siyasetçi. Siyasetçiyi çeksek yapı yıkılır; AKP buna izin vermedi."
En şiddetli alkışı buradan aldığı için Baykal’ın bu söylemini seçim meydanlarında da kullanmaya devam edeceğinden eminim.