SON günlerde Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin başta olmak üzere çok sayıda CHP yöneticisi ve üyesiyle sohbetlerim oldu.
Kılıçdaroğlu, seçmene yönelik çalışmalardan ve gelişmelerden çok memnun. Hem CHP’nin yeterli oy alamadığı toplum kesimleri belirlenmiş hem de açıkladıkları projelerin bu kesimlerde kabul gördüğü sonucuna ulaşılmış. CHP, kadınlar, esnaf/sanatkârla çiftçiden daha az oy alıyormuş, aile sigortasıyla kadına, sosyal güvenlik projesiyle esnaf-sanatkâra, ucuz mazot vaadi ile de çiftçiye ulaşmaya başladıkları kanısında. Memur, emekli ve beyaz yakalılardan ‘iyi destek’ bulan CHP’nin bu kesimlere yönelik yeni projeleriyle, oyunu daha da artıracağı düşüncesinde. ‘GenceArtı’ projesinin başarı ile yürüdüğü, gençlerin siyasete ilgisinin arttığı, bunun en iyi yansımasının CHP’de gözleneceği inancı güçlü. KARARLARI SAVCILAR ALMIYOR Heyecanla, “10 milyon broşürün dağıtımına başlandı” diyen Kılıçdaroğlu’na göre, yakında açıklanacak program, ekonomiye ilişkin CHP’ye yönelik tüm soruları bitirecek, “Taşeronluğa son” vaadi de büyük yankı yaratacak. Ergenekon savcısının ifade talebini reddetmiş olan Kılıçdaroğlu, bu sürecin gelişimi konusunda farklı bir yorum ve yaklaşıma da sahip. “İfadeleri alınacak” haberlerini, ilk hükümete yakın medyanın duyurduğunu, ancak savcının o gün yalanlama yaptığını anımsatarak şunları dedi: “Medya tebligat organı oldu. Gerçekler böyle ortaya çıkıyor. Yani davaya savcının değil Başbakan’ın baktığını boşuna söylemiyorum. Bu olay dahi kararları savcıların değil başkalarının aldığını gösteriyor.” Peki, Kılıçdaroğlu, Ergenekon davası sanıklarının adaylığına nasıl bakıyor? “Verilmiş bir kararımız yok” genel yaklaşımını dillendirmeyi sürdürüyor. Konu CHP içinde tartışılmaya, değerlendirilmeye devam ettiğinden bu satırdan itibaren yazdıklarım kulis bilgilerimle izlenimlerime dayanacak. Bazı adaylıklar konusunda Kılıçdaroğlu üzerinde yoğun baskı var ve ilginçtir baskının büyüğü merkez sağın, (ama orayı toparlayamamış) perde önü/perde arkası güçlü isim ve kurumlarından geliyor, CHP’de bunu fark eden çok. Şunu da eklemeliyim: CHP üzerinde sadece yazılıp çizilen isimler için değil, başka sanıklar için de aynı türde baskılar, yoklamalar yapılıyor. CHP’YE OY GETİRMEZ Sanıkların bazılarının CHP ile bugüne dek ideolojik veya üyelik temelli hiçbir yakınlık içinde olmaması, onlara olumlu bakan CHP’li sayısını mumla aranacak düzeye indiriyor, ama itiraz bunun ötesinde daha temelli. Geçmişte CHP’ye yakın dursa dahi ‘mağdur’ gerekçesiyle ‘sanık aday’a karşı çıkanlar, “Hukuksuzluğa, mağduriyete, tutukluluğun cezaya dönüşmesine, tecride sonuna kadar karşı duralım” deyip, ‘ama’ ile şöyle devam ediyorlar: “Kişileri kurtararak sonuca ulaşılamaz, hukuksuzluk ortadan kaldırılmalı. CHP ile Ergenekon iddiaları arasında bağ kurma girişimleri AKP’nin seçim politikası. CHP, AKP ile bu tartışma içinde olmamalı, oradan oy gelmez.” Konunun CHP’de kolay sonuca ulaşmasın beklemeyelim, ancak ‘sanık adaylara’ güçlü bir karşı çıkış olası ve bu sonuç alıcı da olabilir. Açıkladığı projelerle, en azından tabanında, ciddi bir heyecan yaratmış olan CHP’nin, böylesi tartışmalarda boğularak yol alması pek kolay değil gibi. Yükün büyüğü Kılıçdaroğlu’nun omzunda ve bakalım konu Parti Meclisi’ne getirilecek mi, getirilirse oradan nasıl bir sonuç çıkacak?