Paylaş
Kurultay’da kaşla göz arası, hiç tartışılmadan kabul edilen bir önergenin yol açtığı bu hukuk skandalının pek çok sonucu olabilecek.
Bunların ilki; Kurultay hukuku konusunda tartışmasız uzman kabul edilen CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın bu alandaki bilgilerinin darbe yediğidir.
Sav hanesine yazılacak olumsuzluk bununla da kalmayabilir, neresinden bakarsak bakalım sorun, Sav’ın CHP’deki gücüne de darbe vuracak türden.
Buna karşın aynı karar, Kılıçdaroğlu’na ise parti tabanının, ‘otoritesini gösterme’ talebini yerine getirme şansını sunuyor.
YA DEĞİŞİKLİK YA KURULTAY
Ortaya çıkan durum karşısında Kılıçdaroğlu’nun, hukukun gereğini yapacağından kuşku duymamalı ve olumsuz etkilendiğini hiç düşünmemeli.
Önündeki şu iki seçenekten birini yerine getireceğini söyleyebiliriz:
Hukuk elveriyorsa; tüzüğü hemen işleme koyup kendisine 13 yeni yardımcı ile bir genel sekreter seçer, Önder Sav da bunlardan biri olur veya kurultay toplayıp, daha demokratik tüzüğe ve yeni bir yönetim kadrosuna imza atar.
Çünkü, düne kadar göremediği, bu başsavcılık görüşünün gereği yapılmazsa CHP’yi önemli sorunlar bekleyecek; ama sadece üçünü sıralayayım:
1- CHP hakkındaki bir kapatma kararı talebi her sürprize açık olabilir, yaklaşan seçim sürecinde bunun göze alınması oldukça zor.
2- CHP’nin mevcut yönetimi bugüne kadar örgütleri görevden almak da dahil, pek çok önemli karara imza attı, tümü geçersiz kalabilir, sorun oluşturabilir.
3- Yapılan tüm harcamaların yasadışı bulunup, bu harcamaların parti yönetimine fatura edilmesi gündeme gelebilir.
KILIÇDAROĞLU KÖŞK’E GİTMEYECEK
Tüzük değişikliği konusunu böyle özetlemekle yetinip, Kılıçdaroğlu’nun Köşk’teki 29 Ekim resepsiyonuna katılıp katılmayacağına geçeceğim.
Yeniden anımsatmaya gerek yok, Kılıçdaroğlu sonrası, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e karşı CHP’nin tavrında önemli değişimler yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce “Resepsiyona katılmıyoruz” dediğinde Kılıçdaroğlu, bunu telafi etmeye, farklı bir tutum izlemeye çalıştı.
Ancak, Gül’ün HSYK’ya yaptığı atamalar Kılıçdaroğlu’nun direncini kırdı, diyebiliriz; artık o resepsiyona gitme şansının kalmadığını düşünüyorum.
Eğer Gül, atamalarda muhalefete de sıcak gelecek isimler tercih etseydi, eminim Kılıçdaroğlu bu jesti görecek ve Köşk’e çıkacaktı.
Konuyu Kılıçdaroğlu ile konuştuğumda edindiğim izlenim bu ve tavrının, Hayrünnisa Gül’ün başörtüsü ile ilgili olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Önceki CHP yönetiminin tavrı Hayrünnisa Hanım’ın başörtüsüne yönelik olabilir; ama Kılıçdaroğlu’nun tavrını böyle yorumlamak haksızlık olur.
Gül’ün TBMM açılış konuşmasını beğenen ve bunu ifade de eden Kılıçdaroğlu, o konuşmanın ardından HSYK için umutlu bir bekleyiş içine girdi; ancak kelimenin tam anlamı ile büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Atamalardan sonra da Köşk’e çıkışına tabanının onay vermeyeceğini gördü.
Kılıçdaroğlu’nun bu tavrında, genel başkan seçilmesinin ardından attığı yumuşama adımlarına iktidardan tek bir olumlu karşılık gelmemesinin izlerini aramakta da yarar var sanırım.
Paylaş