Cemaat’e bak, yolsuzluğu unut

Malum, iktidar çevreleri CHP’nin Cemaat ile ittifak yaptığını ileri sürüyor.
Kılıçdaroğlu’na “Var mı bir ittifak” diye sorunca önce güldü sonra, Başbakan Erdoğan’a atıfla, “Bunu suçlama olarak yönelten de ‘Ne istediler de vermedik’ diyen, değil mi?” anımsatması yaptı.
Başbakan’a, “11 yıldır beraber çalışmıyor muydunuz” diye seslenen, ortada bir paralel devlet varsa, bu nedenle sorumlusunun da Erdoğan olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, gülmesinin gerekçesini böyle aktardı.

BAŞKA ADRESE BAKTIRMAK

KILIÇDAROĞLU’na göre, Başbakan “CHP, Cemaat ile ittifak yaptı” demeden önce Cemaat’e ne verdiğini açıklamak zorunda; çünkü kamuoyu bunu mutlaka bilmeli.
Başbakan’ın ittifak iddiasına gelince, Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şu:
“Başbakan, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet gerçeğini kapatmak istiyor, ‘Görmezden gelin’ diyor. Bu amaçla bize, başka adres göstermek çabasında. Yolsuzluklar önemli değilmiş; çünkü onları ‘paralel devlet’, ‘çete’ ortaya çıkarmış! Onlar, yarın aynısını CHP’ye de yaparmış!”
Başbakan’ın, CHP’den, bakanların kolundaki 700 bin liralık saatleri, bakan oğullarının evindeki kasaları, banka genel müdürlerinin ayakkabı kutularında gizlediği milyon dolarları, rüşveti görmezden gelmeyi isteyemeyeceğinin altını çizip kendisine şu çağrıyı yaptı:
“Ortada pislik var ve CHP o pisliklerin üzerine gidecek. Gitmezse ona oy vermiş 11 milyon vatandaşa saygısızlık eder. Ama CHP, devlet değil. Eğer paralel bir devlet varsa, soruşturmanı aç, kanıtlarını ortaya koy, gerekeni de yap. Elini kolunu bağlayan yok.”
Kılıçdaroğlu, Başbakan’a, “Tabii devleti kirlilikten arındırmak için önce iktidarı kirliliklerden arındırmalı” tavsiyesini de yaptı. Gerekçeyi ise, “Çünkü, AKP’ye oy veren vatandaşın da vicdanı sızlıyor. Onlar, temiz bir Türkiye için oy verdi, sen ise Türkiye’yi kirlettin” diye anlattı.
Bu sözlerin ardında Kılıçdaroğlu, “CHP’nin hiçbir cemaat ile dolaylı ya da doğrudan bir ittifakı, ilişkisi yok. CHP, siyasete bulaşmamak kaydı ile her inanca saygılıdır” diyerek noktayı koydu.
‘CHP’nin tek ittifakının halkla’ olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, devlet denen varlığın hukuk üstünlüğüne dayandığını, hiçbir siyasi organizasyonun devleti kendi çıkarı için kullanamayacağına da vurgu yaptı. Ancak, AKP’nin paralel bir yapı oluşturma, tek parti devleti kurma çabalarının da mutlaka görülmesi gerektiğini ifade etti.

NOT: MHP Esenyurt seçim bürosuna yapılan ve Cengiz Akyıldız’ın katli ile sonuçlanan saldırı başta olmak üzere her türlü şiddet/terör girişimini, herkesin mutlaka nefretle kınaması, iktidarın da katilleri bulması şart. Bu vesile ile Melih Gökçek’in kendisine de suikast yapılabileceğini ileri sürüp, her şeyi 5 kişiye yolladığı mektuba yazdığını söylemesi kafaları karıştırdı. Çünkü, “Mektuplardan biri Başbakan’a gönderildi mi, gönderilmediyse bir güven sorunu mu var?” diye sorulabilir. Yoksa, mesaj içeriye de, ‘dosya’ yerine özellikle ‘mektup’ sözcüğü mü kullanıldı? Çünkü, ‘mektuplardan birini bulma imkân ve ihtimali yok’muş.