İKİ ay arayla yeniden depremin büyük tahribat yaptığı Pakistan’ın Muzafferabad kentindeyiz.
Kurban Bayramı’nda Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun ziyareti nedeniyle büyük bir mutlulukla gözlediğimiz, Türk Kızılayı’nın Muzafferabad’daki etkinliklerini bir kez daha göreceğiz.
Bu nedenle, Şemdinli iddianamesinin yarattığı çalkantılı gündemin biraz dışındayım.
Bunu fırsat bilerek, Türkiye ile alakası olmayacağını sizin de düşüneceğiniz bir olayı aktarmak istiyorum.
Hani diyelim ki olay Pakistan’a giderken üzerinden uçtuğumuz bir ülkede geçmiş olsun.
Tabii ki Başbakan Recep Tayip Erdoğan da "Allah’tan benim ülkemde, benim kabinemde böyle olaylar yaşanmıyor" diye içini rahat tutmalı.
BAKANA BÜYÜK İLGİ
Türkiye’de yaşanmayan bu olayın geçtiği ülkenin icracı bir bakanının, bir gün kamu niteliğindeki bir kuruluşa şahsi işi düşer.
Bu kuruluş kendisine işi düşen herkese gösterdiği özeni, bakana da gösterir.
Kuruluşun en yetkili ve en bilgili görevlileri bakanla yakından ilgilenir.
Bakana, işinin tüm detayları hakkında bilgi verilir; ne yapılacaksa onunla paylaşılır.
İlgiden çok memnun kalan bakan, bunu sık sık telefon ettiği eşiyle paylaşmaktan da büyük gurur duyar.
Çünkü, ülkesinde böylesi kuruluşların olmasından dolayı çok mutludur.
Uzatmaya gerek yok, bu kuruluş ülkesinin bakanına en iyi ilgiyi gösterdikten sonra, sıra ayrılık zamanına gelmiştir.
BAKANIN OĞUL SEVGİSİ
Kuruluşun yöneticileri ayrılık zamanının, bakanın memnun kaldığı hizmetleri daha da iyi yapmalarını sağlayacak sıkıntılarını gidermek için kendilerine büyük bir fırsat doğuracağını düşünürler.
Bu düşünceyle, "Sayın bakanımız, bizim bir istirhamımız var" derler.
Bakan, gördüğü ilgiden her şeyi yapmaya hazır havasında, "Lafı mı olur" der.
Kuruluşun yöneticileri, "Efendim, şöyle bir işimiz var.Sizin önünüzde.Onay verirseniz biz de halka daha iyi hizmet götürürüz" derler.
Bakan bu talebi geri çevirecek gibi değil; ama aklına çok sevdiği oğlu gelir.
Bu kuruluşun, oğlunun ürettiği ürünleri kullanmadığını gözlemlemişti.
"Güzel de benim oğlumun ürününü siz neden kullanmıyorsunuz?" deme gereği duyar.
Kuruluş yöneticileri, ne kadar şaşırsalar da bu ürünü kullanmadıkları için çok mahcup olurlar.
"Kullanırız efendim" diyerek bakanı mutlu bir şekilde yolcularlar.
Onların işi oldu mu olmadı bilmem; ama ben size söyleyeyim ki, bu ürünü kullanan kuruluşun ilgili personeli bir süre sonra yöneticisine gider, "Siz bu ürünü niye aldınız; benim işimi görmüyor ki" uyarısı yapar.
Bunun üzerine ürün alımı kesilir.
Sakın yanlış anlaşılmasın, ben Türkiye’nin bütün gündeminden uzaktayım.
Size Türkiye’den uzakta bir ülkeden, bir hayali olay aktardım.