CHP’liler bir kenara, umarım biz gazeteciler de cumartesi günkü CHP Kurultayı’na kadar akıl sağlımızı korumayı başarırız.
Zorluğumuz çok; çünkü kim neler söylüyor, ağzımız açık dinliyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin ardından Deniz Baykal’ı dinlerken doğrusu hem sevindim, hem de çok şaşırdım. Sevindim; Baykal yıllardır bu köşeden de dile getirdiğimiz pek çok demokratik açılımı dillendirdi; blok listenin CHP’yi böleceğini, kaos yaratacağını, lider otoritesine sığınanları Parti Meclisi’ne (PM) taşıyacağını anlattı, daha neler dedi neler.... İyi güzel de o zaman şu blok hikayesinde biraz detaya girelim. DELEGE İRADESİ HİÇE SAYILDI Yıllar öncesine, 1 Temmuz 2001 günü yapılan CHP Kurultayı’na gidelim. Yönetim, PM’nin blok liste ile seçilmesi için önerge vermiş. Oylama el kaldırma yöntemi ile yapılıyor; o da ne; “Hayır” çok görünüyor. Hemen divan başkanı harekete geçiriliyor, “Oylar birbirine yakın görünüyor” diyerek ad okunarak oylama yapılması sağlanıyor. Kurultay’a gelmemiş Ankara delegeleri evlerinden toplanıp salona getiriliyor; Baykal ve yönetimi önde oturuyor, adlar okunuyor “Evet” galip geliyor. Nedense o gün, gizli oylama hiç akıllara gelmiyor, ne demokrasi ama!!! O günden bu yana da tam 4 kurultayda ‘blok liste’ uygulandığına göre; “Bugünkü sözlerine bakarsak, Baykal önderliğinde 4 kez CHP’yi bölme girişimi yapılmış; ancak teki dahi başarılı olmamış” demek haksızlık mı? İsterseniz, ‘gelişme’, “demokratlaşma’ diyelim; ama o zaman da Baykal çıkıp, “Evet, biz 10 yıl hata yaptık, delegeden özür diliyorum. Kemal Bey de aynı hatayı yapmasın istiyorum” dese çok mu olurdu; geçelim... Ayrıca blok liste, Baykal imzalı tüzük değişikliğinin hükmü, o değişikliğe giderken “Genel başkana büyük yetkiler verdiğimizden blok listeden vazgeçiyoruz” deme gereği hiç duyulmamış; onu da geçelim... DAVUL VE TOKMAK MESELESİ Gelelim Kılıçdaroğlu’nun Baykal ve Önder Sav ile yaptığı görüşmelere. Ortaya çıktı ki, delegenin blok listeye ‘hayır’ deme olasılığı yüksek. Sanki o nedenle talebi Kılıçdaroğlu sahiplensin isteniyor. Kılıçdaroğlu, buna ‘evet’ demediği gibi, “Sizin yazdığınız tüzük, ‘blok liste şart’ diyor; ama delege isterse neden olmasın” mesajı verdi. Bunu, “Delege, seçime giderken davul benim boynumda, tokmak sizde olsun demeyecek, delegemize güveniyorum” diye de okuyabiliriz. İşte o nedenle de Baykal, “Bir nezaket görüşmesi oldu” diyerek memnuniyetsizliğini ortaya koydu ve kamuoyu önünde, “Parti bölünür” diyerek Kılıçdaroğlu’na ‘ayar çekmeye’ devam etti. “Kürsüye çıkar 1.5 saat konuşurum” sözüyle ise, “Nasılsa senden daha iyi hatibim, delegeyi daha çok etkilerim” uyarısında bulundu. Bekleyip göreceğiz, neler olacak; ama Baykal da sürprizler görebilir. Yok, yok çarşaf liste önerisi kabul edilir anlamında söylemiyorum bunu, hâlâ bu olasılığı düşük görenlerdenim; ama Baykal, güzel güzel konuşsa da delegenin bu kez geçmiş 20 yılı daha çok anımsayacağını düşünüyorum. Sonuçta, belki de CHP’nin böylesi bir süreci yaşaması en iyi yol. Önemli olan Türk demokrasisinin kazançlı çıkması, gerisi teferruat.