Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Başkan hâlâ o koltukta

AKP’nin Mesut Yılmaz’ı Yüce Divan’a gönderme gerekçelerinin başında, bir gazetenin satışını manipüle etme iddiası geliyordu; anımsatıp geçiyorum.

Haberin Devamı

Şu son 30 yılda başbakanların çevresinde anlı-şanlı ne işadamları gördüm ki bugün esamileri okunmuyor; anımsatıp geçiyorum.
Ama bütün bunları bilip, yaşamış, hatta hapse girmiş dev işadamlarının, şirketlerinin geleceği ile kendi onurlarını hâlâ güç sahibi siyasilerin dudakları arasına bırakmış olmasını anlamıyorum, geçemiyorum.
Aralarında en az 30 yıldır yakından tanıdığım, dost olduklarım var.
Bırakın arkadaşlık dostluk bağını, o iddialar eğer doğruysa, bu ülkenin her vatandaşı, tarihin dahi tekerrür ettiremeyeceği bir medya grubunun el değiştirme operasyonunda yaşananları öğrendikçe kahroluyordur.

PARA MİLLETTEN KÜFÜR DE MİLLETE

Hele hele bu işlerin içinde bir işveren kuruluşunun başkanı da en önlerde yer alıyor ve hâlâ o koltukta oturuyorsa kahrolmak da yetmiyor.
İnternet ortamına düşenlerden okudukça, dinledikçe anlaşılıyor ki; işadamları da ‘para havuzu oluşturma’ talebi karşısında ‘Moralim sıfır’ dedi, eşlerinin yüzüne bakamadı, haplar aldı, hakaretler/küfürler savurdu.
Ancak bu tutumları, en başta üyelerinin çıkarlarını korumakla görevli kuruluşun başkanı olan biri için, hiçbir şekilde mazeret olamaz.
O başkan bilmeli ki, tüm üyeleri, millete ve kendilerine yapılan haksızlıkları kendi sesinden dinlediler ve yutkunmadılar.
‘İhaleleri dar bir grubun arasında dağıtmakla meşgul, bunun altyapısını oluşturan başkan’ algısı başka nasıl yaratılır ki?
Konuşmalarında, ortağının millete ettiği ağır küfre (Başbakan bu konuda ne düşünür acaba?) sessizliğinin açıklamasını nasıl yapar acaba?
Polisin, nezaket için tape’ye, “Küfür karşı firmalara” diye yazması dikkate değer; ama öyle olsa da durum değişmez, evet anası bellenen millettir.

TORUNLARI OKUYACAK

Nasıl bellenmesin ki, havuza konan dolarlar ihalelerden çıkıyor; yetmiyor bir kamu bankasından 100 milyonlarca dolar kredi veriliyor (keşke yalan olsa).
Havuza 100 milyonu koyan işadamı, ihalelerde istenecek parayı belirleme hakkını kendinde görüyor, bürokrat/bakan ‘Rakama gık demedi’ diye de sevinçle, keyifle anlatıyor.
Hepsi biliyor ki yaptıkları ‘yolsuzluk’, ‘Türkiye bunu öğrenince yer yerinden oynar’; ama baskıya diren(e)miyorlar.
‘Tamam’ deyip ödemeyi yapmayan biri çıktığında dahi insanın ‘helal’ diyesi geliyor; ama “Değer mi” sorusu hep orada duruyor.
Sonuçta yaşananlar kahredici; koskoca işadamları neden direniş göstermez, ‘grev’ kararı almaz, ‘Ne hakla’ demez; aksine, ‘Sana jest’ diyerek yakın arkadaşını da aynı kuyuya çekmeyi marifet bilir?
Şimdi daha güçlü, daha mı büyükler, siyasete daha mı çok güveniyorlar?
Ama ne acı ki, yaşananları torunlarının bilinmesini ne o siyasiler ne de tarihin akışı önleyebilecektir.
Çünkü, nasıl bilmezler onlara söylenen, ‘40 yılda böyle şans bir daha çıkmaz’ yanlıştır; doğru olan, ‘40 yılda bir böyle rezalet yaşanmaz’dır.
Ayrıca abat olamayacakları geçmiş örneklerle malum; ama kötü bir haberim daha var; sanmasınlar ki o konuşmaları, birbirlerine kötüledikleri siyasiler de okumadı, görmedi!
Neticede belki, ‘havuz doldu’ ama kocaman bir YAZIK oldu.

Yazarın Tüm Yazıları