ADALET Bakanı Sadullah Ergin ile HSYK seçim sonuçlarını konuştuğunuzda en çok duyduğunuz söz, “Bizim arzu ettiğimiz model bu değildi” oluyor.
Bu sözler, bakanlıkça hazırlandığı belirtilen listenin seçimi blok kazanması ardından gelen eleştirilerin çok da haksız olmadığını ortaya koyuyor. Ancak Ergin, oluşan tabloda kendisinin hiçbir payı olmadığına inanıyor. “Bizim arzumuz HSYK’da çoğulcu bir yapının oluşmasıydı. Anayasa paketi Meclis’ten geçen haliyle kabul edilseydi bu olmayacaktı” diyen Ergin, HSYK’nın yeni yapısında sakınca görenlere adres olarak CHP’yi gösterdi. Ergin’e göre, CHP Anayasa Mahkemesi’ne gidip ‘Bir kişi sadece bir aday için oy kullanır’ ibaresini metinden çıkartma günahını işlemeseydi, HSYK seçimlerinde ‘kesinlikle’ bir liste söz konusu olmayacaktı. BABA OĞULA OY VERMEZDİ Ergin, bu konuda çok da iddialı; “Eğer böyle olsaydı, bırakın birbirini çok seven iki arkadaştan birinin diğerine ‘Bana oy ver’ demesini, oğul babasından dahi oy isteyemezdi. Çünkü kendisi de adaydı” diye konuştu. CHP’nin bu iptalle bir şey amaçladığını savunan Ergin onu da şöyle açıkladı: “O güzel modeli, sadece Yargıtay ve Danıştay’ın seçeceği 5 üyeden tekinin dahi farklı görüşten olmaması için feda ettiler. ‘AK Parti’ye yakın birileri çıkacak, bunun önünü keselim’ diye düşünerek hakim/savcıya haksızlık ettiler. Eğri oturup doğru konuşalım; bir adım önlerini göremedikleri için Anayasa Mahkemesi’ne gittiler. Mahkeme de o iptali yaptı.” Ergin, Bakanlık kadrosundan seçilen isimleri savunmaya da devam ediyor. Yargıtay/Danıştay üyeliğinin kişilerin hayatını söndürecek karar alma anlamına geldiğini, bu yanıyla HSYK üyeliğinden daha önemli olduğunu anlatan Ergin, “Bakanlıktan bu iki kuruma gidenler eleştirilmiyor da daha bürokratik bir kurum olan HSYK’ya geçiş neden eleştiriliyor?” diye sordu. Bizim, “Yeni bir şey yapıyordunuz, o nedenle geçmişteki eleştirileri ortadan kaldırsaydınız” dememiz de değerlendirmeyi değiştirmedi. ÖNCE BİZ KARŞI ÇIKARIZ Ergin, dünkü görüşmemizde çoğumuzun hak verdiği, “Hele bir bekleyelim yeni üyeler ne yapacak görelim” deme gereği de duyup şu sözü verdi: “En küçük hata oluşursa önce biz karşı çıkarız.” Böyle umut etmek dışında şimdilik bir seçenek yok; ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı atamalarla, zaten iktidar için sütliman konumda görülen HSYK’ya yeni bir renk getirmemesi umut karartıcı. Keşke Cumhurbaşkanı Gül, muhalefete de sıcak gelen bir iki ismi atasaydı. CHP’nin TBMM’nin açılışındaki tutumu malum; Kemal Kılıçdaroğlu’nun 29 Ekim Resepsiyonu konusundaki sıkışıklığı da ortada. Gül’ün bu seçimi, Kılıçdaroğlu üzerindeki “Gitme” baskısını artıracaktır. Tamam Gül, “CHP seçilmeme katkı bir yana engel oluşturdu” diye düşünse de bu atamalarla yumuşama sürecine katkı değil, taş koymuş oldu. Kılıçdaroğlu ile dünkü görüşmemde, (o sözleri haberleştirdim) edindiğim izlenim de biraz bu yönde; “Resepsiyona gidecek misiniz” yönündeki tüm sorularıma, “Şimdilik söyleyeceğim bu kadar” karşılığını vermekle yetindi. Bu arada, HSYK Yasası’nın bugün Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılacağını, en geç yarın veya çarşamba günü TBMM’ye sunulacağını; gelen eleştiriler üzerine çok önemli olmayan birkaç rötuşun yapıldığını da belirtelim.