CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, tartışmaya yanlış bakıldığını düşünüyor.
Başlangıçta kendisinin de eski Yargıtay Başkanı Sabih Kanadoğlu’nun 367 tezine hak vermediğini; ancak daha sonra önemli hukukçuların yaptığı değerlendirmelerin kendi düşüncesini değiştirdiğini söyledi.
Burada amacın, birinin önünü kesmek olmadığını anlatan Baykal, bu tartışmanın hemen 28 Şubat kompleksi ile karşılanmasından rahatsız.
Kanadoğlu’nun tezinin herkesçe ciddiye alınmasını isteyen Baykal, amacını merak edenlere, "Amaç; ’gelin bu işi uzlaşma ile çözelim’i sağlamak" diye seslendi.
TÜRKİYE SEÇİME ZORLANIR
Dünkü sohbetimizde, konuya hukuk açısından yaklaştıklarını vurgulayan Baykal, tartışmanın ülkeyi iyi bir noktaya götürebileceğini de düşünüyor.
Bunu anlamak için önce Baykal’ın hukuki gerekçesine bakmalı.
Baykal, Anayasa’nın 102’nci iki fıkrasının iyi okunmasını istiyor.
Birinci fıkra; "Cumhurbaşkanı, TBMM üye tamsayısının üçte iki (367) çoğunluğu ile ve gizli oylar seçilir" diyor.
Üçüncü fıkra ise; seçim için, yapılacak oylamaların ilk ikisinde üçte iki çoğunluğa, 3 ve 4’üncü turlarda ise salt çoğunluğa (276) işaret ediyor.
Birinci fıkrada turlardan ve adayın alacağı oydan söz edilmiyor.
Olayın ciddiyetinin buradan kaynaklandığına inanan Baykal, bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşündüklerini belirtti.
"Anayasa Mahkemesi’ne de silahlı gitmiyoruz ki, hukukla, hukuk için gidiyoruz" diyen Baykal, Mahkeme’nin bu tartışmayı bitireceğini aktardı.
Baykal, bu çabaların Türkiye’yi seçime de götürebileceği kanısında.Çünkü, Meclis 367 ile toplanamazsa cumhurbaşkanı seçilemeyeceğinden yine Anayasa’nın 102’nci maddesi gereği hemen seçime gidilmek zorunda kalınacak.
Baykal, seçime giden bir Türkiye’nin rahatlama yaratacağı inancında.
SIKINTIDAN KURTULMANIN YOLU
CHP Lideri Baykal, arayışta hiçbir hukuk dışılık olmadığını; aksine hukuk ve siyaset içinde kalmaya özen gösterdiklerini de söyledi.
"Ben herkese; Anayasa Mahkemesi’ne, ’Meclis’i 184 ile toplarım’ diyenlere, iktidara, topluma bu seçeneğe de hazır olun mesajı veriyorum" diyen Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaptığımız bir uzlaşma çağrısıdır. Hiç başka yollara başvurmadan gelin bu konuda bir uzlaşma sağlayalım, iyi bir örnek oluşturalım, diyoruz. Bunun için muhalefet olarak elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz."
Baykal, sohbetimizde, 367 ile ilgili görüşlerinde Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olma olasılığından çok, hukuka önem verdiklerini de yineledi.
Ancak Baykal şu değerlendirmesini de yineledi:
"Tabii ki Başbakan’ın cumhurbaşkanlığına karşıyız. İşte alın size en son örnek. Danıştay’la ilgili sözleri ortada. Şimdi bir hukuk devletinde ve Anayasamızdaki güçler ayrılığı ilkesine inanmadığını ortaya koyan birinin cumhurbaşkanlığına nasıl evet denebilir?"