ANIMSANACAĞI üzere, bu köşeden AKP Grup Başkanvekili ve Hatay Milletvekili Sadullah Ergin’in, bir bürokrata partili arkadaşlarına ihale verilmesi yönündeki niyetini gösteren el yazılı belgesini aktardım.
Ardından, bürokrat Yaşar Artar’ın açıklamalarını okudunuz.
Son olarak da AKP’li bazı yerel yöneticilerin Hatay’da eş, dost şirketi anlamına gelen ’Ali Dibo Şirketi’ kurduğu yönündeki haberi yaptım. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu ve DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan da konuyu Meclis gündemine taşıdılar. Konu salı günkü AKP grup toplantısının ana gündemini oluşturdu. Yolsuzluk konusu AKP Grubu’nda ilk kez bu kadar detaylı ele alındı. Sinop Milletvekili Cahit Can, AKP teşkilatlarının mafyalaşmasından söz ederken, Hatay Milletvekili Fuat Geçen, benim yazdıklarımı doğruladı. Eski Diyanet İşleri Başkanı sıfatını da taşıyan Tayyar Altıkulaç bile teşkilatlarda ihale dağıtıldığı yönünde bilgiler aldığını açıkladı.
MÜSVEDDE SAVUNMASI
AKP Grubu’ndaki çıkışlara rağmen, il başkanlarına, "Müteahhitlik yapanlar başka yere gitsin" diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, dile getirdikleri yakınmaların üstüne gitmektense milletvekillerini susturmayı yeğledi.
Erdoğan’ın bu tutumu, bizdeki bilgilerle kendisine verilen bilgiler arasında farklılık olduğu yönünde de yorumlanabilir. Eğer bu doğruysa; bu noktada şunları anımsatmakta yarar var. Sadullah Ergin, ilk yazım üzerine beni aradığında, doğruluğuna emin olduğum el yazılı belge için, "O bürokrat düzmece işler yapar" dedi. El yazısının kendisine aitliğinden emin olmama rağmen etik anlayışım gereği, sonraki yazımda Ergin’in bu sözlerine yine de yer verdim.
Sonuçta yazının kendisine ait olduğunu itiraf etmek durumunda kalan Ergin bu kez, "Bunda ne var, o bir müsvedde, ihaleler de yapılmadı" dedi.
Oysa Ergin’in, bürokratı telefonla partisinin ilçe merkezine çağırması (Ergin’in Ankara’da görüştüm demesi de doğru değil), ihalelerin kimlere verileceğini kayda geçirmesi, bazı ihalelerdeki kár payını bile hesaplayıp belgeye yazması hiç de olağan bir siyasi tutum değil.
En azından "müsveddenin" neden bürokrata verildiğini sormak gerekiyor. Ancak, bu soruyu sorması gereken isimlerin ilk sırasında yer alan Erdoğan’ın, AKP Grubu’nda Ergin’i, "Bizi tatmin etti, bir de size anlatsın" sözleriyle kürsüye çağırması, bu yöndeki umutları yok ediyor.
BAŞKAN’IN ORTAKLIĞI
"Ali Dibo Şirketi" haberim üzerine AKP Hatay İl Başkanı İsmail Kimyeci, Antalya Devlet Hastanesi ek binasının kendisine ait olmadığını kanıtlayan kira sözleşmesini de içeren bir açıklama gönderdi.
Haberimdeki uzun listede adı geçenlerden Selim Çiçek’in müteahhitlik; Ahmet Kanlı’nın kırtasiye işleri yapmadığını; Serdar Toprak’ın hiçbir kamu kurumuna tüp satmadığını ifade eden Kimyeci, şu noktanın altını çiziyor:
"Sevilen ve sayılan kişilerden oluşan teşkilat içinde dürüstlük ilkesine uymayanlarla ilgili işlemi önce biz yaparız."
Kimyeci’nin belirttiği yanlışlara bir sonraki yazımda değineceğim.
Ancak ben şimdilik; binayı kat karşılığı inşa edip bitiren Bilgü A.Ş’nin, kira sözleşmesindeki kişi ile Kimyeci’ye ait olduğunu; bina tamamlanınca Kimyeci’nin bürosunu buraya taşıdığını; ortaklık 7 Temmuz 2003 günü sona erince, mal paylaşımı nedeniyle büronun binadan taşındığını açıklamakla yetinmek istiyorum.