ÖYLE anlaşılıyor ki, 18 Aralık’a kadar CHP kurultayını konuşacağız.
Pazartesi günkü yazımda gündeme getirdiğim kurultayla ilgili hukuki tartışmanın sürdüğünü, genel merkez yönetiminin hiçbir sorun görmezken muhalefetin, özellikle MYK faaliyet raporlarının Parti Meclisi’nde (PM) görüşülmesi konusundaki ısrarlarını sürdürdüğünü belirtmeliyim. Bu ülkede iki hukukçunun aynı şeyi söylediğini görmediğimiz için bu tartışma da belli ki kurultay gününe kadar sürer. O tartışma süredursun kurultay hazırlıkları hızla ilerliyor. Tamamen genç bir ekip, kurultayı ve salonu hazırlamakla görevli. Çok iddialı bir kurultaydan söz edildiği için adı da “İktidara Yürüyüş Kurultayı” olarak belirlenmiş durumda. HEYECANLANDIRACAK İSİMLER Peki bu iddialı kurultayda neler göreceğiz; bana şöyle bir özet yapıldı: “Her şeyin CHP’de ilk ve özgün olduğu; teknolojinin en üst düzeyde kullanıldığı; müziğin, şarkıların, sloganların, mesajların Genel Başkan’ın konuşma metniyle örtüştüğü, dağınık değil, derli toplu bir kurultay.” Kurultayda hiçbir şeyin Kemal Kılıçdaroğlu’nun sadeliğini, mütevazılığını aşmamasına özen gösterileceğinin de altı çizildi. Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşması, üzerinde en fazla durulan konu. Konuşmanın ağırlıklı olarak Türkiye’nin ana sorunlarına ışık tutucu olacağını, eleştiriden çok CHP’nin önerilerini içereceğini belirtmeliyiz. Metin çalışması çok koldan yürüyor; ama son yazım Kılıçdaroğlu’na kalacak. Malum kurultayın asıl hedefi, PM’nin yenilenmesi. Kılıçdaroğlu’nun sözleri gençlerle kadınlara özel ağırlık verileceği yönünde. Bu bir kenara, “Yeni isimler olacak mı, olacaksa kimler?” diye soran çok fazla. Çok sürpriz beklemiyorum, ancak partinin önemli bir isminin, “Türkiye’yi heyecanlandıracak isimler de listede olacaktır” dediğini aktarayım. Şöyle küçük bir ayrıntı da verelim, bu isimlerden ikisi dış politika alanında, ikisi de iş dünyasından olacakmış. ZOR VE YORUCU GECE Kurultay süreci yürürken Kılıçdaroğlu’nun gündeminde önemli bir konu daha var. Deniz Baykal’ın geride bıraktığı en önemli geleneklerden biri de CHP genel başkanlarının Şeb-i Arus törenlerine katılması, orada konuşması oldu. Kılıçdaroğlu da bu geleneği bozmak istemiyor, ancak gelin görün ki, Şeb-i Arus törenleri CHP delegelerinin Ankara’ya geldiği günün akşamı yapılacak. CHP’de Kılıçdaroğlu’nun Şeb-i Arus’taki konuşması da çok önemseniyor. Diyanet dünyasının en önemli ve saygın isimlerinden taslak ve öneriler alındı, metinleri birleştirme çalışmasına da başlandı. Üzerinde düşünülen nokta ise Kılıçdaroğlu’nun bir gece önce Konya’ya gidip dönmesinin kurultay performansını etkileyip etkilemeyeceği. Son kararı Kılıçdaroğlu verecek, ancak Şeb-i Arus’ta konuşmayı çok istediği bilindiğinden muhtemelen, ‘Akşam Şeb-i Arus, sabah kurultay’ diyecek gibi. NOT: Uzun süredir dile getirip duruyorum, poliste çok ciddi bir çifte standart var. Başı örtülü kadına elini uzatamayan erkek polis, başı açık kadına her türlü şiddeti uyguluyor. O polis başı örtülü bir kızımızı ayaklar altına alsa yeri yerinden oynatacak siyasiler sessiz kaldıkça, bazı en demokratlar(!) da ‘İşkenceye sıfır tolerans için polisi lağvedelim!’ demedikçe bu böyle sürer.