BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, partisinin Bursa ilçe kongrelerinde, muhalefetin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki gensoruyu hiçbir belge ortaya koymadan açtığını, bunun da gensoru kurumunu yıprattığını söyledi.
Aynı Erdoğan, salı günü AKP grup toplantısında, Hatay'daki AKP yöneticilerinin kazandığı kamu ihaleleriyle ilgili yazılarım üzerine açılan görüşmede kirli işlerden yakınan vekilleri susturma yoluna gitti.
O toplantıda, daha önce, "Ya iş, ya ticaret", "Müteahhitlik yapmak isteyen başka yere gitsin" diyen Erdoğan, bu görüşten caydığını da ortaya koydu.
Bunun, teşkilatlardan kaynaklanan yeni yolsuzluk iddialarını gündeme getireceğini; bugüne kadar ticarete girmemiş AKP'lileri de 'son bir iki yılda bir şeyler yapma gayreti' içine sokabileceği sonucu yaratacağını söylemek kehanet olmaz.
İşte Hatay'dan sonra Eskişehir'de, AKP'li belediyelerin imar komisyonu başkan ve meclis üyelerinin kurduğu yapı denetim şirketlerini konuşuyoruz.
PARANTEZDEKİ UNAKITAN
Erdoğan'ın, iddiaların üstüne gitmeyen tutumunun AKP'yi yıpratacağı kesin; çünkü AKP, 'AK'lığını tescil ettirmekle övünen; eski partiler gibi olmayacağını söyleyerek oy almış bir partidir.
Bu nedenle Başbakan'ın Unakıtan için belge aramasını anlamak mümkün değil.
Çünkü, CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç'un, "Bayan Unakıtan gümrükten defterdarlığa devredilen bir otomobili kullanırken kaza yaptı", "Oğul Abdullah Unakıtan Ofer'le görüşmek için defalarca İsrail'e gitti" iddiaları bile bir bakanı görevinden etmek için yeterli verilerdir.
Buna rağmen, herkes emin olsun ki, sırf Erdoğan arkasında durdu diye, AKP grubu Unakıtan'ın arkasında kale gibi sağlam kaldı.
Ancak, yine herkes emin olmalı ki bu kale, gönüllü inşa edilmedi.
En yetkili AKP'liler bile artık Unakıtan konusunda çok rahatsız.
Ortaya bir de 'parantezdeki Unakıtan' çıkınca rahatsızlık tavan yaptı.
Eğer Şükrü Kızılot'un ortaya çıkardığı, Maliye Bakanlığı tebliğinde oğul Unakıtan'ın piyasaya yeni çıkardığı likit yumurtaya, parantez içi vurgu ile yüzde 10'luk KDV indirimi getirilmesi gerçeği gensoru öncesinde bilinseydi AKP'de kayda değer bir kırılma yaşanırdı.
YÖNETMELİĞİN 37. MADDESİ
"Parantezdeki Unakıtan" vakası ardından AKP'de Grup İç Yönetmeliği'nin 37'nci maddesinin işletilmesi konuşulmaya başlandı.
Madde, partili bakanlar hakkında grupta gensoru açılmasına olanak veriyor.
Muhalif diye nitelenen AKP'li milletvekilleri bunu gündemlerine aldı da.
Bu isimlerin önde gelenlerinden Fuat Geçen ve Turhan Tüysüz ile konuştum.
Her ikisi de CHP'nin peşine takılarak kendi hükümetlerini yıpratma görüntüsü doğmasın diye gensoruya 'ret' dediklerini belirttiler.
Ardından da "Ama bizim ve partili milletvekillerimizin Unakıtan konusundaki kanaati, kamuoyundan farklı değil" dediler.
Bu nedenle grup içi gensoru yolunun denenmesi için harekete geçme kararında olduklarını; fakat 71 imzaya gerek duyulduğunu aktararak devam ettiler:
"Başbakan grubu serbest bıraksın, bu sayı hemen aşılır.Böylece, hem partimizi yaralayan, kamuoyunda ayyuka çıkan bazı iddiaların gereğini kendi içimizde yaparız, hem de özürlü kişilerin, 'Muhalefetin peşine takılmayın' bahanesini aşarız."