TBMM dün kapalıydı; ama dört gazeteci arkadaşımla; Hülya Karabağlı (Sabah), Emine Kaplan (Cumhuriyet), Abdullah Karakuş (Milliyet), Orhan Ceyhan (Birgün) ile birlikte bir milletvekilinin daveti üzerine onun küçük odasında toplandık.
Dikkatinizi çekiyorum; davet sahibi CHP’li değil, AKP’li bir isim.
Bu isim, bizim gündeme taşıdığımız "Ali Dibo Şirketi"nin konu edildiği Hatay’ın AKP’li Milletvekili Fuat Geçen’di ve "yazılmak kaydıyla" konuşuyordu.
Doğrusu Geçen bizi hayrete de düşürdü; çünkü, bu haberlere konu edilen AKP Grup Başkanvekili ve Hatay Milletvekili Sadullah Ergin’in halen mahkeme aşamasında olan, haberlerimizle ilgili tekzip talebine yanıt verir gibiydi.
Konuyu 1.5 aydır Hatay’daki parti yöneticilerinden başlayarak, genel merkez üst yönetimine kadar uzayan her kademe ile konuştuğunu söyleyen Geçen, bizimle görüşmesine de bu sürecin sonunda karar vermişti.
İDDİALARA SESSİZ KALAMAM
Geçen, sözlerine, "Yolsuzlukla mücadeleyi öne çıkararak iktidar olan bir partinin mensubuyum. Bu ağır iddialara sessiz kalamam" diyerek başladı.
20 yıl İçişleri Bakanlığı Müfettişliği yapmış biri olan Geçen, nefesleri tutacak bir iddia ile karşı karşıya olduklarını belirtti.
"Oysa, Sadullah Ergin, ihalelerin hangi kişilere verileceği ile ilgili belgedeki el yazısının kendisine ait olduğunu kabul ettikten sonra, ’ama o kişiler o ihaleleri almadı’ savunması yaptı" diyen Geçen şöyle devam etti:
"Ergin, bürokrat benden görüş almaya geldi, diyor. Bir bürokratın, gelip size ihaleleri kime vereyim diye sorması bile yeterince acı bir tablo. O zaman milletvekili olarak bizim kendimizi iyi sorgulamamız lazım."
Kamu İhale Kurumu’nun (KİK), 4 kurumdan haberlere konu edilen 17 AKP’linin aldığı ihaleleri sorduğunu anlatan Geçen, "Bu sonuçlara dayanarak arkadaşlarımız, alınan ihalelerin yüzde 3-4’ü geçmediğini savundular" dedi.
YÜCE DİVAN HATIRLATMASI
Geçen’in bundan sonraki çarpıcı açıklamaları da şöyle:
Sağlıklı bir sonuç için bütün yerel yöneticilerin ve bütün kamu ihalelerin esas alınması gerekir.Siyasal nüfuzun en çok işlediği ihaleler doğrudan alımlardır. Bunlar da tümüyle ortaya çıkmış değil. Rakamlar manipüle edilmiş, eksik gönderilmiştir. Teşkilatların siyasal nüfuz kullanarak aldıkları ihale sayısı bilinenlerden farklı değil, çok çok farklı olur. Tek örnek vereyim: KİK listesinde olmayan İl Genel Meclisi Başkanımızın şirketi sadece üç kuruluştan 2.1 trilyon TL ihale almıştır.
Maalesef Hatay’da istenen düzeyde hassasiyet gösterilmemesinden yakınıyoruz. Belki tepe yönetimine, bu konuda doğru bilgi verilmemektedir. Belki de diğer siyasal iktidarların hatasına düşmekteyiz: Kirli görülmeyelim, toptan ret psikolojisine girelim yoksa kamuoyu nezdinde infiale yol açar. Oysa Yüce Divan süreci bu tür hadiselerle tetiklenir.
Daha inceleme süreci tamamlanmadan, siyasi etik yasasının tanıtımının Grup Başkanvekilimize yaptırılmasının yersizliğini de sizinle paylaşmak istiyorum. İsveç’te alkollü araç kullandığı için istifa eden milletvekili var. Biz de bu millete manevi, ahlaki duygularımızla hareket edeceğimiz sözünü verdik. Bu ilke, beni de Sadullah Bey’i de bağlar.
SAVCILARI GÖREVE DAVET
Parti müfettişlerinin bürokratlarla görüşmesi teamülden değil; ama görüştüklerini duydum. İyi de iddiaların ana dayanağı belgeyle ilgili bürokratla görüşülmemiş olması eksiklik değil mi?
Cumhuriyet savcılarını da göreve davet ediyorum: İhalelerde kamu menfaati korundu mu? Doğrudan alımlarda ne yapıldı?
Gelin Hatay’ı, siyaseti kirlilikten kurtarmak için fırsat yapalım.
İhale sayısında da, parasal olarak da Ömer İshakoğlu’nun şirketi önde görünüyor. Sadullah Bey, 2002 yılında seçimden önce bu firmanın avukatı. Bu şirketi neden savundu bilemem; ama firmanın bizim dönemdeki ihale alımı geçmiş iktidarlardan epey fazla.
Sonuç olarak; bugüne kadar ne kadar siyasi nüfuz kullanılmışsa bunların tamamı bir sonraki iktidarda detaylarıyla ortaya çıkmıştır. Bu sizin siyasetinizle ilgili zarardır ve sonucunda sizi sandığa gömerler. Ama bunun da ötesinde ülkemiz var. Yolsuzluk kültürü yerleşince ülke kaybeder. Görevimiz de bunu önlemek.