HRANT Dink cinayeti nedeniyle geçen hafta perşembe günü TBMM’de Irak’la ilgili genel görüşme yapılırken yaşadığım ilginç bir gözlemimi aktaramadım.
Gözlemim, merkez sağda birleşme arayışlarına lider düzeyindeki olumsuz bakışın somut ipuçlarını verecek türdendi.
Üzücü bir rastlantı; ama yazı, saygı ile andığım, bütünleşme için partisini kapatıp CHP’ye katılmakta tereddüt etmeyen İsmail Cem’i yitirdiğimiz güne denk düştü.
Anımsayalım, Anavatan Partisi Lideri Erkan Mumcu’nun Kurban Bayramı’nda yaptığı bütünleşme çağrısı DYP Lideri Mehmet Ağar’da hiç yankı yaratmadı.
Zaten Ağar ve Mumcu’nun biraraya gelmekten kaçındıkları da ortada.
Perşembe günkü gözlemim işte bu tabloyu yorumlamayı kolaylaştırdı.
BİR ARAYA GELEMEYİZ
Mumcu, kürsüye yeni çıkmıştı ki dış kuliste Ağar’la karşılaştım.
Kısa sohbetin ardından, "Gel bakalım, arkadaş ne diyor" önerisi yapınca bir TV’nin karşısına geçip hem Mumcu’yu dinledik hem de sohbet ettik.
Sohbetin bütünleşmeye gelmesi de doğaldı ve Ağar’a, "Mumcu, Kurban Bayramı’nda birleşme önerdi; neden yanıtsız bıraktınız" diye sordum.
Konuya sıcak bakmadığını bildiğim Ağar, tam bir şey söyleyecekti ki Mumcu’nun, "Ey milletvekilleri, bu sözleri duymazdan gelemezsiniz.Irak bölünürse Türkiye de bölünecek" dediğini duyduk.
Ağar, bu sözlere, "Olmaz, böyle konuşulmaz.Bir genel başkan, Türkiye bölünecek lafını ağzına alamaz" tepkisini verdi.
"Sorumdan kaçıyor" diye düşünürken Ağar, "İki parti kongrelerini toplasın, birleşsin; bunun iyi sonuç verdiği görüldü mü?" dedi.
Tam bu sırada Mumcu’nun şu sözleri üzerine yeniden kürsüye yoğunlaştık:
"Denizli ve Kerkük’ün kaderini birleştirmek mümkünmüş.Bu Türkiye’nin içine sürüklenmek istediği oyuna taşeronluk girişiminden başka bir şey değil."
Mumcu’nun bu cümledeki doğrudan hedefi açıktı; Ağar.
Ağar, bu sözler üzerine gergin bir yüz ifadesiyle bana dönüp şunu dedi:
"Yani, şu kürsüde bizi eleştirmenin gereği ne? Bundan bir türlü kurtulamadı. Şimdi kendisiyle nasıl bir araya gelelim? Daha ne dediğimi anlamamış?"
İKNA SORUNU
Ağar’ın, Mumcu’yu hırçın bulduğunu, Anavatan tabanının da aynı kanıda olduğunu, Mustafa Taşar’ın cenazesinde gördüğü ilginin de bunu kanıtladığına inandığını belirterek, tabloyu bir de partiler düzeyinde aktarmak istiyorum.
DYP ısrarla, "Bize katılın" derken, Anavatan, "Üçüncü bir partide, mesela devamıyız diye övündüğünüz DP’de buluşalım" önerisi getiriyor.
Ayrıca; Mumcu tek başına kalsa bile kendini herkesle savaşacak güçte görüyor; çok güvendiği projelerin halkı etrafında toplayacağına inanıyor.
Buna rağmen, yine aynı perşembe Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) toplantısında, "Birleşme halinde çakıl taşı olmaya razıyım" dedi.
Ancak, "somut açılım yapmadı" diye dinleyenleri ikna etmediğini gördük.
Ayrıca, Mumcu’nun Çiller’e gitmesi de Anavatan’da rahatsızlık yaratmış.
Eski sağ kolu Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan’ın, "Amaç birleşmeyse Çiller’le değil, Ağar’la buluş" sözleri bunun bir işareti.
TMB toplantısı ve Akdoğan’ın tepkisi, iki lidere baskının süreceğinin kanıtı.
Bu nedenle TMB’nin bir sonraki konuğu Ağar ve bakalım o gün ne diyecek?