ARTIK sanki isteksizlik havasında yürütülen Avrupa Birliği ile ilişkiler, iki tarafın da birbirini sorgulamasına neden olacak noktaya geldi.
Bu çerçevede önemli bir sorgulama 20 Temmuz’da gerçekleşti.
Dönem Başkanı Finlandiya Büyükelçisi Maria Serenius, geleneksel AB büyükelçileri yemeğine konuşmacı olarak Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan’ı çağırdı.
Son günlerde sohbet ettiğim birkaç diplomattan bu yemeği dinledim.
Büyükelçi kimliği ve MGK bağlantısı Alpogan’ın, muhataplarınca büyük bir dikkatle dinlenmesine neden olmuş.
Alpogan da bazı şeyleri açık açık konuşmuş.
Türkiye ile ilişkiyi kesecek tren kazası için akıl bile vermiş!
EKİMDE FİLMİ KOPARIN
Alpogan, Türkiye’de AB’ye halk desteğinin düştüğüne dikkat çekerken, bunun geçici olduğuna inancını vurguluyor; ama uyarıyor:
"Lütfen ülkelerinize raporlarınızı gönderirken bu projenin, iki tarafın karşılıklı ihtiyacı olduğunu vurgulayın.Bu dev projenin küçücük bir liman sorununa indirgenmemesini, parmak sallar gibi ders verilmemesini yazın."
Türkiye tarafındaki güvensizliğe dikkat çeken Alpogan, istemesi halinde AB’nin ilişkiyi bitirmesi için uygun bir zemin oluştuğunu söylüyor.
Büyükelçiler, ardından gelecek şu sözleri merakla dinlemeye başlıyor:
"Açık açık söylemeliyim, Türkiye ile tren kazasını hemen yapabilirsiniz.Ekimde malların serbest dolaşımı, gümrük birliği ve ulaşım başlıklarını öne alın, bu kaza hemen olur.Film de kopar."
Filmin kopmaması için bu üç başlığın sona atılmasını öneren Alpogan, "Kabul; Kıbrıs sorunu çözülmeden AB’ye giremeyiz.Ama 2014’te çözmemiz gereken bir sorunu bugün getirirseniz filmin kopmasından başka şey olmaz" diyor.
SİZİ ÇOK SEVDİK AMA
Sözlerinin devamında izolasyon bitmediği, hükümetin Nevşehir’deki kahvehane sahibine "Sadece vermedik" diyemediği sürece limanların açılmasının olanaksızlığına işaret eden Alpogan, bir uyarı daha yapıyor:
"AB yolunda kendimizi güvende hissetmiyoruz. Ucu açık görüşme, hazmetme kapasitesi gibi kavramlar halkı kuşkuya sürüklüyor. Yani şimdi siz, Avusturya’da yarıdan bir fazlayı oluşturan bir kişi ’hayır’ dedi diye, ’Sizi çok sevdik ama...’ deyip yolları ayıracak mısınız?"
Kendi görüşünün, Türkiye’nin AB’ye ihtiyacından çok AB’nin Türkiye’ye ihtiyaç duyacağı yönünde olduğunu da anlatan Alpogan, konuşmasının son bölümünde AB büyükelçilerine bir öneri yapıyor.
Önerinin birinci şıkkı Türkiye ile ilgili.
"Biz içeride yeni bir iletişim stratejisi geliştirelim; AB’nin ne olduğunu halka anlatalım" diyen Alpogan, muhataplarından şunu istiyor:
"Biz bunu yaparken siz de lütfen, Türkiye’nin AB’ye ne getireceğini halkınıza anlatın.Sanki size yük olacakmışız havası var.Size yük olmayacağız.Bunu görür ve anlatırsak, AB kamuoyu sorunu kalmaz."
Sonuçta ne oldu denirse, büyükelçilerin sonraki bazı etkinliklerinde Alpogan’ın sözlerinin izlerinin göründüğünü, aynı süreçte Brüksel temsilcimiz Zeynel Lüle’nin "Liman sorunu erteleniyor" haberi verdiğini anımsatalım.
Ama asıl sonucu ekimdeki İlerleme Raporu’nda göreceğiz.