Trendeki bar ile sokaktaki barın farkı

40 yıl düşünseniz aklınıza gelmez!
Geçenlerde, İstanbul’da bir sokakta bar işlettiğini söyleyen Remzi Bey sordu: “Hocam, trendeki bar ile sokaktaki barın hangisi tehlikelidir?”

HANGİSİ TEHLİKELİYMİŞ

Merak edip, ben de ona sordum:
- Hangisi tehlikeliymiş?
- Aslında, “iş yeri olarak” tehlike varsa ikisi için de söz konusu olmalı. Ancak bu konudaki tebliğe göre, sokak ve caddelerdeki barlar tehlikeli, trendeki barlar ise değilmiş! Oysa, hareket halinde olan trendeki bar, daha tehlikeli.
- Peki.. bu ne anlama geliyor?
- Diğer barların; 1 Ocak 2014’den itibaren iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve hemşire istihdam etmesi veya bunları bünyesinde bulunduranlardan hizmet alması gerekiyor. Aksi halde, her ay için 14 bin lira ceza ödeyecekler. Diğerleri ise “az tehlikeli” sayıldığı için 1 Temmuz 2016’ya kadar böyle bir zorunluluk yok. Hatta bir yönetmelikle, yakında kaldıracaklar!

ÇELİŞKİLİ ÖRNEKLER

İzninizle bir kaç ilginç örnek daha verelim;
Ceket ve pantolon imal edenler, tehlikeli iş yeri; gömlek, bluz ve gelinlik imal edenler değil!
Çocuk giyimi imali tehlikeli, bebek giyimi imali değil!
Kedi, köpek maması ve kuş ve balık yemi imal edenler tehlikeli iş yeri; çikolata, pekmez, helva, reçel imal edenler değil!
Berber ve kuaförler tehlikeli iş yeri; lokanta, kebap ve pizzacılar değil!
Yazma, tülbent ve eşarp imal edenler, tehlikeli iş yeri; spor, antreman, yüzme kıyafeti imali değil!
Davul ve trampet imal edenler tehlikeli iş yeri, saz ve gitar imali değil!
Peynir, çökelek imali tehlikeli işyeri; ekmek ve simit fırınları ise değil!
Liste uzayıp gidiyor..
Tehlikeli sayılan öyle iş yerleri var ki 14 bin lira ceza, onları zor durumda bırakır. Dört aylık (Ocak-Nisan) ceza tutarı olan 56 bin lira ise, “perişan” eder!
Tehlike tanımını ve ceza tutarını gözden geçirmekte yarar var..

Günün sözü

Acı çekmeyenler, başkalarının acı çekebileceklerini akıllarına bile getirmezler. Samuel Johnson

Hayret

ÖLÜ YIKAMAK İLE CANLI YIKAMANIN FARKI

Hamam “tehlikeli iş yeri” sayılıyor.
O nedenle, kadın ve erkek hamamlarında; iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve hemşire istihdam edilmesi veya bunları bünyesinde bulunduranlardan hizmet alınması gerekiyor.
Cenaze yıkama ve defin hizmeti veren iş yerleri ise, “tehlikeli iş yeri” sayılmıyor.

Mecnun-Ferhat

“Erkek milletine en büyük kötülüğü kendini çöllere atan Mecnun ve dağları delen Ferhat yapmıştır.
Çıtayı kontrolsüzce yükselttiler.”
(Teşekkürler Saim GÜVEN)

İnce nokta

Bir kadına güzel olduğunu söylemeyin; ona başka bir kadının onun gibi olamadığını söyleyin ve göreceksiniz ki bütün kapılar size açılacak.
Jules Renard

Tebessüm
Vasiyet

Dul kadın arkadaşlarına anlatır;
- Kocam bana 3 zarf bıraktı. Birincisinde 1.000 Euro vardı.
“Ne için?” diye sordu birisi.
- Zarfın üstünde ‘mezar çiçekleri için’ yazıyordu. İkinci zarfta da 2.000 Euro vardı.
- O ne içindi?
- Bu zarfın üstünde ‘güzel bir tabut için’ yazıyordu.
- Eşin iyi düşünmüş. Peki üçüncü zarfta ne vardı?
- Onda 10.000 Euro vardı ve zarfın üstünde ‘güzel bir taş için’ yazıyordu.
Ve kadın parmağındaki yüzüğü gösterip: “Çok güzel dimi?” der...

Doğum kontrolü ve Muş’lu

Eczaneye gelen adam gebelik testi yapıp yapmadığımızı sordu. Olumlu cevabı alınca numune getirmeye gitti. Test yapıldı ve sonuç pozitif çıkınca adam hayretini gizlemedi:
- Yahu nasıl olur o kadar da hap yuttuk!
- Herhalde yenge bir kaç gün almayı unutmuş olacak.
- Ne yengesi yahu, hapları ben yutuyordum!
- Siz mi? Ama onlar kadınlar içindir.
- Öylemi? Ama Muş’ta gittiğimiz doktor bize bir kaç kutu hap verdikten sonra kulağıma eğilip “hep hanıma yüklenme ara sıra da sen korun” demişti. Hanım iki kutu kullanınca “yeter” deyip ben başlamıştım!

Kadınlar neden çok konuşuyor?

Kadın günde 20 bin, erkek ise 7 bin kelime kullanıyor. Bunun nedeni, kadınların beyinlerindeki hücrelerin daha fazla olması.
ABD’li bilim adamları, kadınların beyninde, özellikle duygu ve hafızadan sorumlu sinir hücrelerinin, erkeklerden yüzde 11 daha fazla olduğunu belirtiyorlar. Kadınların çok konuşma nedeni de bu hücre fazlalığından kaynaklanıyormuş.

Kuş ve kanatları

Kuş konduğu dalın kırılmasından korkmaz. Çünkü güvendiği dal değil “kendi kanatlarıdır.”