Şu anda, bir ilin belediye başkanı olan, eski bir öğrencim aradı.
- Hocam, el attığınız bazı sorunlar düzeltiliyor. Bir de bizim ’çöp sorununu’ yazsanız.
- Önce, sorun ne onu bir söyle bakalım.
- Hocam, belediye olarak, topladığımız çöpler nedeniyle vergi ödüyoruz.
ÇÖPLERİN VERGİSİ
Toplanan çöplerden dolayı vergi ödemek!..
Normalde çöp toplamak vergiye tabi değil. Merak edip sordum;
- Çöp dediğin, kamyonla dolaşıp toplanan, binaların önündeki çöp torbaları ya da depo edildiği yerden çöp toplama kamyonuna doldurulup, sonra şehir dışında bir yere boşaltılan çöpler mi?
- Evet Hocam, o çöpler...
- Bir yanlışın olmasın, o çöpleri toplamak vergiye tabi değil. Boşaltmak da değil?
- Yok Hocam, yıllardır ödüyoruz.
- Peki ne vergisi bu?
- Katma Değer Vergisi...
- Yine de bir yanlışlık var. Belediyelerin, çöp kamyonları ile çöp toplama ve uzak bir yere boşaltma hizmeti KDV’ye tabi değil.
KDV VAR MI YOK MU?
Belediye Başkanı eski öğrencim, ısrarla KDV’ye tabi olduğunu belirtince, dayanamayıp sordum.
- Sen şu çöp toplama işini, baştan sona bir anlatır mısın?
- Hocam, şehrin temizliği çok önemli. Çöp toplama işine yetişemediğimiz için, bazı bölgelerin çöplerini toplamak için, dışarıdan hizmet alıyoruz. Bazı firmalar, o bölgedeki çöpleri topluyorlar. Belediyeye de, toplayıp şehir dışında bir yere bıraktıkları çöpler için, fatura kesiyor ve ayrıca yüzde 18’de KDV alıyorlar.
- Tamam şimdi anlaşıldı. Çöp toplamayı siz yapsanız KDV yok. Başkalarına yaptırınca KDV var.
- Hocam bari çöpten almasınlar. Siz yazıyorsunuz biz de öğreniyoruz. Bakın pırlanta, elmas, yakut, zümrüt, inci ve altın KDV’ye tabi değilmiş. Bu çöpler altın olsa, pırlanta olsa KDV olmayacaktı. Hiç değilse, çöpün KDV’si yüzde 1 olsun!..
- Peki, bir yazayım. Belki yeni bir KDV Kararnamesinde, yüzde 1’e indirirler.
- Çok teşekkür ederim Hocam. Siz sormadınız ama yine ben söyleyeyim. "Muhalefetten bir belediye başkanı sorun mu yaratıyor?" diye düşünebilirsiniz. Ben AKP’den belediye başkanı oldum...
İtibar ve karakter
İtibarı içinde yaşadığın ortam belirler,
Karakteri, inandığın doğrular...
İtibar, sandığın şeydir,
Karakter ise olduğun...
İtibarın bir anda oluşur ya da kaybolur,
Karakterin ise ömür boyunca...
İtibar zengin veya fakir yapar,
Karakter ise mutlu ya da mutsuz...
İtibar insanların mezar taşına kazıdıklarıdır,
Karakter meleklerin huzurda senin için söyledikleri...
William H. Davis
(Teşekkürler Ayten ÖZKAN)
Bir rica
KARAKOLDAKİ adam, komiserden bir istekte bulunur;
- Komiserim, izin verirseniz evimi soyan hırsızdan küçük bir ricam olacak.
- Nedir o?
- Karımın yatak odasından geçtiği halde, karım uyanmamış. Bunu nasıl becerdiğini bana öğretmesini rica edeceğim.
Matematiğin güzelliği
1 + 1 = 2
12 + 21 = 33
123 + 321 = 444
1234 + 4321 = 5555
12345 + 54321 = 66666
123456 + 654321 = 777777
1234567 + 7654321 = 8888888
12345678 + 87654321 = 99999999
123456789 + 987654321 = 1111111110
9 nasıl 6 olur
9 rakamına, öyle bir ekleme yapacaksınız ki 6 olarak okunacak.
NOT: Kağıdı ters çevirmek ya da - 3 eklemek hariç.
YANIT: Roma rakamı ile olayı düşüneceksiniz. Buna göre; dokuz = IX oluyor.
Bunun başına bir (S) ekleyeceksiniz ve SIX olacak. Bu da bildiğiniz gibi İngilizce "altı" anlamına geliyor.
1 YTL’nin önemi
2007 yılında, bazı gelirler, belli bir sınırı 1 YTL aştığında, duruma göre o 1 YTL’lik artış nedeniyle, birkaç bin YTL üste para alınabiliyor.
İşte iki örnek.
- Limited ya da anonim şirket ortağı, 2007 yılında 38 bin YTL’ye kadar kár payı ya da temettü geliri elde ederse, bu gelirini vergi dairesine beyan etmeyecek.
38 bin YTL’yi 1 YTL aşarsa, beyanname verecek. Ancak hiç vergi ödemeyeceği gibi, stopaj mahsubu nedeniyle 2.275 YTL’de "vergi iadesi" alacak.
- İşyeri kira geliri elde eden bir vatandaş, yıllık kira geliri 2007’de 19 bin YTL’yi aşmadığı sürece, bu gelirini vergi dairesine beyan etmeyecek. 1 YTL aşarsa, beyanname verecek.
Ancak, hiç vergi ödemeyeceği gibi, stopaj mahsubu nedeniyle 1.325 YTL’de "vergi iadesi" alacak.
Sınırın altında kalanlar ise, beyanname veremeyecekleri için, iadelerini alamayacaklar.
Nasıl, ilginç değil mi?
Güzel kız ve karısı
İKİ arkadaş sohbet ediyordu. Biri diğerine;
"Kırk yıldır sinemaya giderim, bir defa olsun yanıma bir kız düşmedi. Dün gece ne olsa beğenirsin. Karımla sinemaya gittik. Yanıma, dünyalar güzeli bir kız oturmaz mı? Ne çektiğimi anlıyor musun?"
Arkadaşı başladı gülmeye;
"O da bir şey mi?" dedikten sonra devam etti:
"Ben de geçen gün güzel bir kızla sinemaya gittim. Karım gelip yanıma oturmaz mı? Asıl sen benim ne çektiğimi anlıyor musun?"