FOTOĞRAFA dikkatle bakın, size bir şey hatırlatıyor mu? Hayır, fotoğraftaki genç arkadaşı değil, mekanı soruyoruz. Neyse, sizi fazla zorlamadan açıklayalım.
30 Kasım 2003 Pazar günü, fotoğraftaki mekanı, ilk kez yayımlamıştık. Ancak, o fotoğrafta, kayadan yapılmış kemerin ortasında gördüğünüz şahıs değil, yukarıdan aşağıya iple sallandırılmış bir levha vardı.
Fotoğrafta gördüğünüz, kayadan bir kemer şeklindeki, kapısı olmayan giriş bölümünün üstüne ‘Bu işyeri Maliye Bakanlığınca belge düzenine uymadığı için, üç gün süre ile kapatılmıştır’ yazılı olan kartondan bir levha, iple bağlanarak asılmıştı. Bu arada, iple levhanın birleştiği kısım, Vergi Dairesince mühürlenmişti. Sonuçta bu işyeri kapatılmıştı.
HOCA’NIN TÜRBESİ GİBİ
Fotoğrafa dikkatle bakın, Datça’da bar olarak işletilen, deniz kenarındaki bu işyerinin, her tarafı açık. İsteyen 20-30 santimetre yüksekliğindeki duvarı aşıp içeri girebiliyor. Kapı gibi gözüken, kayadan kemerin içinden de girilebiliyor yani Nasreddin Hoca’nın Türbesi gibi bir şey!...
İşyeri kapatma levhasının önünden geçen vatandaşlar gülüyor, turistler ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Özetle, anlamsız olan bu uygulama, devleti komik durumlara düşürüyordu.
O tarihte, bu olayı da örnek göstererek, Dünya’nın hiçbir ülkesinde benzeri olmayan, bu tür işyeri kapatma cezasının, kaldırılması gerektiğini belirtmiştik.
Bir süre önce, 5228 sayılı Kanunla, vergi yasalarında kapsamlı değişiklikler yapıldı. 31 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan buYasa ile, bir takvim yılı içinde, farklı tarihler de en az üç kez belge düzenlemediği saptananlara uygulanan, ‘işyeri kapatma cezası’ uygulamadan kaldırıldı.
Fotoğrafta gördüğünüz, barın işletmecisi olan genç arkadaş ise o gün bugündür Datça’da, ‘kanun değiştiren adam’ olarak, konuluşuluyor...
Dört arkadaşın dört oğlu
DÖRT arkadaş barda muhabbete dalmıştır. İçlerinden biri tuvalete gider. Diğerleri sohbete devam eder. Birinci adam, oğlundan söz ederek;
‘Benim oğlan araba yıkamakla işe başladı. Bir baltaya sap olamayacağından korkuyordum ama bir gün arabasını yıkadığı adamlardan biri ona iş teklif etmiş. Sonra iyi bir araba satıcısı oldu hatta o kadar iyi para kazandı ki geçenlerde bir arkadaşının doğum gününde ona Mercedes aldı.
İkinci adam konuya girer;
‘Benim oğlum da biraz sorunluydu. Büyük bir emlak şirketinde çalışırken, inanılmaz bir iş kaptı ve ondan sonra ilerledi. Acayip zengin oldu. Çalıştığı şirketi de satın aldı. Bir arkadaşının doğum gününde ona bir ev bile hediye etti.’
Diğerlerini dinleyen üçüncü adam;
"Benimki de bir borsa şirketinde temizlik elemanı olarak işe başladı. Bir gün kendi kendine hesaplar yaparken, patron tarafından fark edilince, broker oldu. Büyük başarılarla, inanılmaz bir servete sahip oldu. Üstelik en iyi arkadaşına da doğum gününde 1 milyon dolarlık hisse senedi hediye etti’
Bu sırada, dördüncü adam tuvaletten çıktı ve sohbete katıldı. Diğerleri, çocuklarından bahsettiklerini söyleyince, adam içini çekerek konuştu;
‘Benim oğlan, tam bir hayal kırıklığı... Doğru dürüst bir işi olmadı. Berber çıraklığı falan yaptı, eroine bulaştı. Bu arada oğlancı olduğunu da öğrendim maalesef... Bir sürü erkekle birlekte oluyormuş’ adam, gülümsemeye çalışarak, konuşmasına devam eder;
‘Ben yine de olaya iyi tarafından bakmaya çalışıyorum. Geçen doğum gününde , ilişki kurduğu arkadaşları; ona bir Mercedes, bir ev ve 1 milyon dolarlık hisse senedi hediye etmişler!"
Migros'ta levhalar düzeltiliyor
GEÇEN pazar günü, Migros mağazalarında asılı uyarı levhasındaki üç hataya dikkati çekmiştik. Levhada ‘Maliye Bakanlığı bildirimi gereği 350 milyon lirayı geçen alışverişlerde, kasa fişlerine isim ve soyisim yazılması gerektiği’ belirtiliyordu.
Levhadaki bildirim; ‘Vergi Usul Kanunu’, 350 milyon lira; ‘440 milyon lira’, kasa fişlerine isim ve soyisim yazılması ise ‘faturaya isim ve soyisim yazılması’, şeklinde olacaktı.
Yazının yayımlandığının ertesi günü, Migros’tan arayıp, uyarımız için teşekkür ettiler ve levhaların düzeltileceğini belirttiler. Migros’a da bu yakışırdı.
SSK hatasını düzeltti
GEÇTİĞİMİZ salı günü, SSK’nın, beş yıllık borcunu ödemediği gerekçesiyle, ödeme emri gönderdiği firmanın, aslında tüm borçlarını zamanında ve kuruşuna kadar ödediğini, bu durumu da makbuzlarıyla kanıtladığını yazmıştık.Bunun üzerine, SSK yetkilileri, hatalarını kabul etmiş ancak dosyayı kapatmak için, ‘takip masrafı’nın ödenmesini istemişlerdi. Vatandaş da, bütünüyle haklı olduğunu bu olayda ‘Devletle kavga edilmez’ diye, takip masrafını, istemeye istemeye ödemişti..
Yazımız üzerine SSK yetkilileri aradılar. Firmadan özür dileyip, haksız yere tahsil edilen takip masrafını, iade edeceklerini belirttiler. SSK’ya yakışan da buydu.
Çay ve simit kaç lira
PERŞEMBE günü Muş’u Kalkındırma Platformu çerçevesinde düzenlenen toplantıda; Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Umut Oran, Başbakan’a hitaben, ‘Her asgari ücret döneminde ‘bu ücret simite çaya yetmiyor’ benzetmesi yapıyorsunuz. Oysa simit ve çay Türkiye’nin değişik bölgelerinde farklı fiyatlara satılıyor. Bazı bölgelerde daha ucuz. Buna dikkate almanızı istiyoruz’ diye konuşarak, bölgesel asgari ücret önerisini gündeme getirdi.
Bunun üzerine Başbakan Erdoğan ‘Biz de simitin, çayın nerede, kaç para olduğunu çok iyi biliyoruz. Çay bir tek Rize’de ucuz. Genelde Türkiye’nin her yerinde fiyatları aynı’ dedi.
Şimdi bizim de kafamız karıştı. Çay ve simit Türkiyenin her yerinde aynı mı farklı mı?
NOT: Toplantıdan sonra Umut Oran’dan bir liste aldım. Bir bardak çay; Afyon’da 300, Bursa’da 250, Ağrı’da 200, Hakkari’de 150 bin lira. Bir adet simit ise, Bolu’da 250, Bursa’da 300, Antalya’da 350 bin lira olarak belirtiliyordu...
Günün sözü
Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen bir yol, istemeyen ise bir mazeret bulur.