BORSA kazançlarındaki vergi olayı, yıllardır nedense gözardı ediliyor. Yürürlükteki mevzuata göre, Türkiye‘de kurulu menkul kıymet borsalarında işlem gören hisse senetlerinin;
- Üç ay elde tutulduktan sonra, satılmasından sağlanan kazançlar, tutarı ne olursa olsun, gelir vergisine tabi değil.
- Üç ay içinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlarda ise; maliyet bedeli (elden çıkartıldığı ay hariç) aylık TEFE endeksine göre yükseltildikten ve 12 milyar TL istisna uygulandıktan sonra, kalan kısım beyana tabi. Beyan edilen kazanç üzerinden de yüzde 20-45 arasında, gelir vergisi ödeniyor (Gelir Vergisi Kanunu Mükerrer Md. 80 ve 81).
Yasa böyle diyor ama pratikte olay farklı. Borsa da kazanç elde edenlerin çoğu, bu gelirlerini beyan etmiyorlar.
Ayrıca, kazancın hesaplanması olayında, farklı tarihlerde edinilen hisse senetlerinin, elde tutma sürelerinin ve maliyetlerinin hesaplanmasında da çeşitli güçlükler ortaya çıkıyor.
PRATİK BİR ÖNERİ
Borsada elde edilen kazançların vergilerdirilmesi konusunda, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doğan Cansızlar’ın, yıllardır ısrarla önerdiği pratik bir çözüm var. Cansızlar’ın önerisi; borsada işlem gören hisse senetlerinin elden çıkartılması sırasında, elden çıkartandan onbinde bir oranında, ‘işlem vergisi’ alınması şeklinde...
Borsa kazançları, Türkiye‘de ‘Diğer kazanç ve iratlar’ kapsamında vergilendiriliyor. 2000 yılında, borsa kazancı üzerinden, 0 (sıfır) vergi toplandı. 2001 ve 2002 yıllarına ilişkin olarak, Maliye Bakanlığı kayıtlarında bir veriye rastlanmıyor. Ancak, borsa kazançlarının da içinde yeraldığı tüm diğer kazanç ve iratlar vergisinin, toplam vergi gelirine oranı; 2001 yılında yüzde 0,030, 2002 yılında ise yüzde 0,020 yani borsa kazancından toplanan vergi yok gibi bir şey!
Olaya ‘işlem Vergisi’ baktığımızda, IMKB verilerine göre, 2002 yılı;
- Hisse senedi işlem hacmi 106 katrilyon 302 trilyon TL
- Tam mükellef gerçek kişilerin işlem hacmi 82 katrilyon 384 trilyon TL.
- Satıştan alınacak yüzde 0,01 işlem vergisi 8 trilyon 238 milyar TL olacaktı.
- Alış ve satış sırasında vergi alınırsa 16 katrilyon 476 milyar TL. işlem vergisi toplanacaktı.
Görüldüğü gibi, ‘İşlem Vergisi’ alınması halinde, vergilemede kolaylık nedeniyle, hem borsaya destek sağlanmış olacak hem de beyan esasına göre toplanamayan vergi, işlem vergisi yoluyla tahsil edilmiş olacak. Özetle, bir taşla iki kuş vurulacak.
YABANCI ÜLKELER
Bizim de ilk kez 1998 yılında, vergi yasaları değişirken önerdiğimiz ‘İşlem vergisi’, tabloda da gösterildiğı gibi, yabancı ülkelerin, çoğunda uygulanıyor.
Yabancı ülkelerde, yalnızca borsada işlem gören hisse senetleri değil, özel sektör ve kamu sektörü tahvil ve bonolarına da işlem vergisi uygulanıyor. Yukarıda belirtilen nedenlerle, yabancı ülkelerin çoğunda olduğu gibi, Türkiye‘de de menkul kıymetler piyasasının gelişmesi için, hiç değilse 2010 yılına kadar, ‘İşlem Vergisi’ uygulanmasında, yarar var.