DP’nin kuruluşunda sosyalistler de vardı!

DYP bugün ikinci olağanüstü kongresini toplayarak ANAVATAN’la birleşip resmen Demokrat Parti adını alacak.

Peki, bu yeni siyasal oluşumun içinde sosyalistler var mı? Yeni DP, 22 Temmuz seçiminde sosyalistleri aday gösterecek mi? Bu sorular bugün şaşırtıcı gelebilir. Ama dün öyle değildi; Bayar’lı-Menderes’li DP’nin kuruluşunda sosyalistler de vardı! Üstelik bazı sosyalistler, DP listesinden milletvekili adayı bile olmuştu. Kimdi bu ünlü sosyalistler?.. Ve liberal-sosyalist ittifakı kimler, nasıl yok etti?..

TARİH 29 Nisan 1945. Sovyetler Birliği, Berlin’e girdi. Bir gün sonra Adolf Hitler kendini vurarak intihar etti.

O günlerde...

İstanbul Haydarpaşa Garı’ndan kalkan kara tren, Ankara’ya bir konuk getirdi: Solcu Tan Gazetesi sahibi Zekeriya Sertel.

Gazeteci Zekeriya Sertel, Atatürk’ün uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı’nı yapmış; İsmet İnönü döneminde pasifize edilmiş Tevfik Rüştü Aras’ın misafiriydi.

Gazeteci Sertel’in, eski Dışişleri Bakanı Aras’ın Bahçelievler’deki iki katlı evine geliş nedeni ahbap ziyareti değildi.

Bir süre önce Tevfik Rüştü Aras, İstanbul’a gelip Tan Gazetesi’ne uğramış ve sohbetleri sırasında geliş amacını açıklamıştı:

"Ankara’da, tek parti ve Milli Şef İnönü’ye karşı, özgürlük ve demokrasiyi savunan yeni bir siyasal hareket ortaya çıkıyor. Senin de bizimle olmanı istiyoruz."

Sertel,
yeni partinin muhtemel kurucu önderleriyle tanışmak için Ankara’ya gelmişti.

SOSYALİST CELAL BAYAR

Ankara Bahçelievler’de Gazeteci Sertel’i, o dönemde CHP milletvekili olan Celal Bayar ve Adnan Menderes de bekliyordu. Evde ayrıca, Ankara Hükümeti’nin ilk İçişleri Bakanı Cami Baykurt da vardı. Aras ve Baykurt iki yakın arkadaştı ve ikisi de sosyalizme sıcak bakıyordu!

O yıllarda Celal Bayar farklı mıydı? 1921 yılında Hákimiyeti Milliye Gazetesi’ne bakın ne demişti:

"Sosyalizme karşı olanlar, ferdiyeti kuvvetli sermayesi zengin memleketler ahalisidir. Tanzimat’tan beri, elverişsiz şartlar altında Avrupa kapitalinin memleketimize imtiyazlı bir şekilde girmesinin ve iktisat kaynaklarımıza hákim bulunmasının esef verici neticeleri göz önündedir."

Henüz Soğuk Savaş dönemi başlamamıştı ve Celal Bayar sosyalizmi öcü görmüyordu.

Ankara’daki gizli toplantının amacı, yeni kurulacak partinin programı ve tüzüğünü tartışmaktı. Çok partili hayata geçilmesi konusunda hemfikirdiler. "Yarım kalan demokrasi devrimini tamamlamak" istiyorlardı.

Toplantıda en çok Menderes konuşuyor; sözlerini ağdalı sözcüklerle süslüyordu. Kendisinden yaşlı olanlar bile bazı sözcükleri anlamıyordu!

Bazen tartışıyorlar, bazen gülüyorlardı. Antidemokratik buldukları bazı yasaların Celal Bayar’ın başbakanlığı döneminde çıkması üzerine, Bayar’ın, "Bu da mı benim dönemimde çıkmış" demesi kahkahalara neden oluyordu.

Dile getirilmiyordu ama ilk toplantıdan itibaren partinin genel başkanlığı için iki kişi yarışıyordu: Celal Bayar ve Tevfik Rüştü Aras. Ve o ilk toplantıda partinin adı da belli oldu:

Cumhuriyet Demokrat Partisi.

’SİZ KOMÜNİST MİSİNİZ?’

Gizli toplantılar Ankara ve İstanbul’da sürerken, CHP’nin, TBMM gündemine getirdiği toprak reformu, parti kurma çalışmalarını gizlice sürdüren liberal-sosyalist ittifakını yaraladı. Tasarıya muhalefet edenlerin başında Adnan Menderes geliyordu.

Bir gün, Menderes Meclis’te toprak kanunu aleyhine yaptığı konuşma metnini, Tan Gazetesi’nde basılması için Sertel’e verdi. Sertel, toprak reformunu destekliyordu. Yazıyı basmadı.

Menderes, Sertel’i Ankara’daki evine akşam yemeğine davet etti. Sertel ile Menderes’i birleştiren sadece siyaset değildi. Dr. Edhem Vassaf, Menderes’in en yakın arkadaşıydı. Dr. Vassaf’ın eşi Belkıs Hanım ise Zekeriya Sertel’in kız kardeşiydi.

Yemekten sonra, Menderes ve Sertel çalışma odasına çekildiler. Menderes, birilerinin duymasını istemeyeceği bir ses tonuyla sordu: "Siz komünist misiniz?"

Sertel
sertçe, bu sorunun yersiz olduğunu söyledi. Belli ilkeler çerçevesinde işbirliği yapacaklarını daha önce konuştuklarını, bunun dışında kişisel siyasi inancına kimsenin karışamayacağını söyledi.

ROOSEVELT RÜZGÁRI

Kurulacak partinin bir yayın organı olmalıydı. Sertel, Tan Gazetesi’nin böyle bir misyonu üstlenemeyeceğini söyledi. Tevfik Rüştü Aras, bir dergi çıkarılmasını önerdi.

O günlerde, Zekeriya Sertel’in gazeteci eşi Sabiha Sertel de bir dergi çıkarmaya çalışıyordu. Bu iki girişimi birleştirmeye karar verdiler.

Derginin ismi, Sabiha Sertel’in Tan Gazetesi’ndeki köşesinin adı olacaktı: "Görüşler."

Dergi ve parti hazırlıkları gizli gizli sürerken, ABD Başkanı Roosevelt’in, "dört hürriyet" bildirgesini açıklaması, Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan’ı harekete geçirdi. Siyasal özgürlüklerin hayata geçirilmesini talep eden ve basında "Dörtlü Takrir" adıyla bilinen teklifi CHP Meclis Grubu’na sundular. Teklif reddedildi.

Ancak parti içi tartışmalar son bulmadı.

Menderes ve Köprülü, "Dörtlü Takrir"in esaslarına ilişkin görüşlerini Tan Gazetesi’nde yayınlayınca, her ikisi de CHP’den atıldı.

Gözler Celal Bayar’daydı.

Bayar, Serteller’in İstanbul Moda’daki iki katlı villasında, Zekeriya Sertel’in yardımıyla milletvekilliğinden çekildiğini açıklayan istifa mektubunu yazıyordu.

Evin bir diğer odasında ise, Sabiha Sertel "Görüşler" Dergisi’nin son çalışmasını bitirmek üzereydi.

DP milletvekili listesinde bir sosyalist

MEHMET ALi AYBAR

TARİH 7 Ocak 1946.

Celal Bayar, Ankara Sümer Sokağı’ndaki Tevfik Rüştü Aras’ın kız kardeşi Fahriye’nin eşi Dr. Cemal Tunca’nın sahibi olduğu iki katlı binada "Demokrat Parti"nin resmen kurulduğunu açıkladı.

Gazetecilerin "Sağda mısınız solda mı?" sorusunu Adnan Menderes yanıtladı:

"Biraz, iki parmak daha solda!"

Bu açıklama DP’nin başına bela oldu. Muhalifleri, "Sovyetler’den para almaktan" tutun da "kurucuların komünist olduklarına" dair yığınla dedikodu çıkardı.

Tartışmalar sürerken TBMM erken seçim tarihini belirledi: 21 Temmuz 1946.

DP kolları sıvadı. Vitrinine şair Faruk Nafiz Çamlıbel ve Fenerbahçe’nin ünlü futbolcusu Zeki Rıza Sporel gibi isimleri koydu.

Listede bir de sosyalist vardı.

Mehmet Ali Aybar o yıllarda İstanbul Hukuk Fakültesi’nde doçentti.

Vatan Gazetesi’nde yazdığı korkusuz makalelerle tanınmıştı.

Hürriyet isteyen bu yazıları yüzünden askerlik yaptığı, İstanbul Maltepe Askeri Birliği’nden, Kayseri Tank Depo Komutanlığı’na gönderilmişti.

Aybar, susmak istemiyor, yazılarına devam etmek istiyordu. Ancak gazetenin sahibi Ahmet Emin Yalman, askerliği bitene kadar yazı istemedi.

Bu arada Kayseri’de, haftada iki gün yayın yapan "Doğru Yol" Gazetesi sahibi Osman Kavuncu -ki ileride DP’den bakan olacaktır- Aybar’a yazarlık teklifi götürdü. Ardından bir başka teklif geldi..

DP il örgütünü kurmak için Kayseri’ye gelen Refik Koraltan, Mehmet Ali Aybar ile askeri karargáhta buluştu. Yazılarını çok beğendiklerini belirterek, DP’ye girmesini teklif etti. Aybar, her görüşten insanın aynı çatı altında olmasının demokrasi için iyi olmayacağını söyleyerek teklifi kabul etmedi.

DP’liler Aybar’ın peşini bırakmadı. Benzer teklifi DP’li Hulusi Köymen de tekrarladı.

Aybar, DP’ye girmeyi kabul etmedi ama DP listesinden bağımsız aday olmaya sıcak baktı.

DP, Mehmet Ali Aybar’ı Bursa üçüncü sıradan aday gösterdi. İlk iki sırada Celal Bayar ve Hulusi Köymen vardı.

Ancak, 21 Temmuz 1946 seçimlerinde Aybar milletvekili seçilemedi.

Liberal-sosyalist ittifakını biçen ’Orak’!

TARİH 28 Kasım 1945.

İstanbul Haydarpaşa Garı’ndan çıkan kara tren, bu kez Ankara’ya Gazeteci Sabiha Sertel’i getirdi.

Sabiha Hanım, Adnan Menderes’in evine davetliydi. Gergindi. Dört ay çalışmış "Görüşler" adlı derginin tüm çalışmalarını bitirmişti.

Başta Halide Edip Adıvar olmak üzere, Behice Boran, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Niyazi Berkes, Pertev Boratav gibi birçok aydından yazı yazacaklarına dair söz almıştı.

Celal Bayar, Adnan Menderes ve Fuat Köprülü de makale yazacaklarını belirtmişlerdi. Bu nedenle derginin kapağına, Bayar, Köprülü ve Menderes’in de aralarında bulunduğu yazar kadrosunun fotoğrafları, isimleri basılmıştı.

Dergi kapağı Cumhuriyet, Akşam ve Vatan Gazetesi’ne ilan olarak gönderilmişti.

Ancak, Bayar, Menderes ve Köprülü söz verdikleri halde makalelerini göndermemişlerdi. Yapacak bir şey yoktu, ilanlar ve dergi o kapakla çıkacaktı.

Sabiha Sertel bu duyguyla girdi Adnan Menderes’in Kavaklıdere’deki evine. Evde, Menderes, Bayar, Köprülü ve Aras vardı.

Misafir odasının ortasındaki yuvarlak masada parti programına son şeklini veriyorlardı.

Sabiha Hanım’ın sitemine, "Çok özür dileriz ama görüyorsunuz çok çalışıyoruz, gelecek ikinci sayıya mutlaka yazı vereceğiz" diye yanıt verdiler.

Sohbetten sonra, Menderes ve Köprülü, İstanbul’a dönen Sabiha Hanım’ı tren istasyonuna kadar uğurladılar. Sabiha Sertel’i İstanbul’da bir sürpriz bekliyordu.

Görüşler Dergisi 1 Aralık’ta çıkacaktı. Ama dergi 29 Kasım’da bayilere gönderilmişti ve tiraj patlaması yapmıştı. Dergi aynı gün içinde ikinci baskısını yaptı.

Sabiha Hanım, eşi Zekeriya Sertel ile bu mutlu olayı kutlamak için akşam Degüstasyon adlı lokantaya gitti. Ve orada ikinci bir sürprizle karşılaştı. Yazar Sadrettin Celal, "Haberiniz var mı, Görüşler mecmuasının başındaki ’G’ harfini orağa benzetmişler. ’Görüşler Dergisi, orak çekiç başlığı altında çıkmış’ diye rivayetler salıyorlar ortalığa" dedi.

Sertel çifti bu dedikoduya, "Öküzün altında buzağı arıyorlar" deyip güldüler. Derginin logosunu İhap Hulusi hazırlamıştı ve onun orak çekiçle, sosyalizmle hiç ilgisi yoktu. Birileri liberal-sosyalist ittifakı bozmak istiyordu.

O dönemde, Bayar-Menderes gibi liberallerden çok solcular iktidara daha yakın görülüyordu. Çünkü dünyada sol rüzgár esiyordu.

İngiltere’de Churchill seçimi kaybetmiş, İngiliz tarihinde ilk kez İşçi Partisi ezici bir çoğunlukla iktidar olmuştu.

Fransa’yı artık sosyalist bir hükümet yönetiyordu.

İtalya’da komünistler iktidar ortağıydı.

Yugoslavya ve Bulgaristan’da seçimleri komünistler kazanmıştı. Yunanistan’da komünistler iktidara talipti. Arnavutluk ve Macaristan’da krallıklar yıkılmış, komünistler iktidarın güçlü adayıydı.

Türkiye’de ise sosyalistler ile liberaller yeni bir parti kurma hazırlığındaydılar.

Ve birileri bu oyunu bozmak istiyordu.

KARA PROPAGANDA

Serteller, "orak çekiçli"
kara propagandaya gülmüşlerdi ama Ankara’da bu konuyu ciddiye alanlar vardı.

30 Kasım’da, Bayar, Menderes ve Köprülü, Görüşler Dergisi’yle bir ilgileri olmadığını, Kemalizm’den başka ideolojiye inanmadıkları açıklamasını yaptılar.

"Orak", liberal-sosyalist ittifakını ortadan biçmişti!

Serteller bu açıklamaya tepki gösterdiler.

Tevfik Rüştü Aras, her iki tarafı tekrar bir araya getirmeye çalışıyordu.

Ama... Bu birlikteliği bozmak için birileri de bir başka çalışma içindeydi.

3 Aralık gecesi İstanbul Üniversitesi öğrenci yurtlarına yarın sabah Tan Gazetesi ve Görüşler Dergisi’ne karşı gösteri yapılması talimatları verilmişti.

ACI BİR GÜN

Tarih 4 Aralık 1945.

Sabah saatlerinde öğrencilerden oluşan büyük kalabalık, Beyazıt Meydanı’nda toplandı. "Kahrolsun Komünistler", "Kahrolsun Serteller" sloganlarını atarak Babıáli’ye doğru yürüyüşe geçtiler.

Cağaloğlu’na vardıklarında sol görüşlü kitaplar satan ABC ve Berrak kitabevlerini darmadağın ettiler.

Sırada Tan Gazetesi ve Görüşler Dergisi vardı.

Ve binlerce kişi ellerinde taşlarla, demir çubuklarla pencereleri, kapıları, masaları, matbaa araçlarını, dizgi makinelerini yerle bir ettiler. Bazı kişiler binayı ateşe vermek istedilerse de başarılı olamadılar.

Kalabalıklar nereyi tahrip edeceklerini sanki biliyorlardı.

Bir sonraki saldırıyı Cami Baykurt’un Fransızca çıkardığı "La Turquie" Gazetesi’ne yaptılar. Orayı da yıktılar.

Sonra sosyalist Esat Adil’in sahibi olduğu Yeni Dünya Gazetesi’ne saldırdılar.

Sonra...

Liberal-sosyalist ittifak bir daha gerçekleşmeyecek şekilde sona erdi. Ve sol, soğuk savaş döneminde benzer provokasyonlarla korkulan bir öcü haline getirildi.
Yazarın Tüm Yazıları