Paylaş
Bu teknolojik devinim sürekli kapasitelerini katlayarak insanlığa bambaşka ufuklar açıyor. Gelişmeler o denli hızlı ki, robotların karar üretme yetkinliği artık insanlığa ihtiyacın kalmayacağı tehlikeli zamanları işaret ediyor. Bu durum bilim insanlarında dahi endişeler oluşturmaya başladı. Bu sebeple makinelerin fişlerinin çekilmesi uygulamaları görülüyor. Bu denli hem ürkülen hem kutsanan ve nerede ise insan zekasını değersizleştiren bu olgu acaba bu denli saygıyı hak ediyor mu?
Çağımızın en bilinen anarşist düşünürlerinin başında gelen Noam Chomsky “O kadar da uzun boylu değil.” diyor. Chomsky; “insan zihni Chat GPT ve benzerleri gibi, bilimsel bir soruya en uygun cevabı elde etmek için, binlerce verinin beslenmesi ile çalışan “açgözlü bir istatistik makinesi değildir” diyor. Sözlerine devamla; “Aksine, insan zihni sınırlı miktarda bilgi ile çalışan, şaşırtıcı derecede verimli ve zarif bir sistemdir. Oysa yapay zekâ programları bir “intihal” yazılımıdır. Çünkü hiçbir şey yaratmıyor, var olan sanatçıların eserlerini kopyalayıp, telif hakkı kanunlarından kaçacak kadar modifiye ediyor” diye ilave ediyor.
Avrupalı sömürgecilerin Amerikan Yerlileri’nin topraklarına çökmesinden sonra kaydedilen en büyük “fikri mülkiyet hırsızlığı” olarak gördüğünü, ifade ediyor. Neticede Chomsky gibi düşünürler, insanlığın; teknolojik gelişimlerin yarattığı parıltıdan gözlerin kamaşıp bir hayranlık budalasına dönüşülmesine” itiraz ediyorlar. Bir anlamda insanoğlunun “eşref-i mahlukat” onuruna sahip çıkıyorlar.
İnsan aklı ve muhakemesinin daima bir adım önde olacağına dair kanaatlerini belirtiyorlar. Final tahlilde Chomsky diyor ki; “endişeye mahal yoktur, robot, robotluğunu bilecektir.”
Paylaş