Dani Rodrik’in imkansız üçlüsü

GEZEGENİMİZİN zor çözümlenir problemleri var.

Haberin Devamı

 

En başta da insanoğlunun sebep olduğu iklim değişiklikleri.

Dünya nüfusu giderek artarken, çok sayıda ulus devletlere bölünmüş durumda.

Bu kompozisyon birlikte makul önlemler alınmasını güçleştiriyor.

Uluslararası organizasyonlar yeterince etkili olamıyor, temenniler caydırıcı yaptırıma dönüşemiyor.

Yeryüzünde gelir ve refah dağılımı aynı seviyede değil.

Erken yola çıkanlar sömürünün ve gezegenin hoyrat kullanımının vahşi öncüleri oldular.

Bu sayede oluşturdukları birikimle, adına ‘batı’ dediğimiz medeniyeti oluşturarak dünya patronajını ellerine geçirdiler.

Ekonomik güçleri, aynı zamanda kültürel hegemonyalarını da dayattı.

Bir zaman sonra dünyanın geri kalanı da ekonomik anlamda hareketlenmeye başladı.

Haberin Devamı

Bugün başta Çin olmak üzere, yeryüzünün temel parametrik dengeleri giderek ‘doğu’ya kayıyor.

Diğer değişik, ‘öteki dünya’, yeryüzü masasında ‘pasta’ payını yükseltiyor, geçmişte ‘batı’nın yaptığı gibi ekolojik umarsızlıkla gezegenimize acımasız davranıyorlar.

Dünyaca ünlü ekonomiyi profesörü Dani Rodrik, tüm bu olguların genel fotoğrafını çekerek, gidişata ilişkin çelişkileri gözler önüne seriyor.

- İklim değişiklikleri ile mücadele.

- Gelişmiş ülkelerde orta sınıfı koruma.

- Genel çerçevede küresel yoksulluğu azaltma.

Profesör Rodrik, dünya toplumunun bu üç unsuru bir arada yürütebilmesinin mümkün olamayacağını ifade ediyor.

Ona göre bu üçlü arasında birbirleriyle uzlaşamayacak ilişkiler söz konusu.

Yoksul ülkeler için ‘tabiat istismarı’ maalesef hala vazgeçilmez görülüyor.

Gelişmiş batı tavizsiz bir tutumla yeşil politikalara yönelirse, bunun anlamı yoksul ülkelerin mallarına talebin kısılması ve onların adeta tecrit edilmesi.

Aynı batı ‘yoksullara yardım edelim, kaynak ayıralım’ dediğinde de bu sefer kendi orta sınıfının refahından çalma durumunda kalıyor.

Umursamazlık ‘çaresiz yoksulları’ gezegene dair sorumluluklarında duyarsızlığa itiyor.

Neticede zamanın ruhu zenginlere fedakarlıkta ön olma gereğini hatırlatıyor.

Batı ve yeni sınıf atlamış ülkelerin, paylaşımcı politikalarıyla, kendi orta sınıflarına mümkün mertebe az yüklenerek, örneğin dijital zenginlerden temin edilecek vergilerle, kaynak oluşturmaları makul çözüm olarak değerlendirilebilir.

Yazarın Tüm Yazıları