Paylaş
Hoş olan, Cumhuriyet ve Atatürk tutkusu bir husumet üzerinden değil, eğlenceli, şarkılı, türkülü bir şekilde yaşanıyor. Tabii ki her bir nefes. bir kenetlenme arayışı ile özgürlüklerine dair dokunulmazlık manifestosu hissettiriyorlar. Bu heyecan bu kentte hiç dinmeyecek.
Bakalım gelecek yıl 29 Ekim’de neler yaşayacağız. Hani 9 Eylül Tarkan’la taçlanmıştı. Bu defa Tunç Başkan aynı etkiyi yansıtacak kimleri bulacak, açıkça meraktayız.
-----
GERİLİM TÜNELİNE GİRİYORUZ
“SONBAHAR geldi” dense de Ege’de “Pastırma Yazı” yaşanmadan yaz mevsimine direnç devam eder. Oysa “Ağustos Böceği” artık yorulmuştur. “Karınca; rehavet bitti” düdüğünü çalmaya başlamıştır. “Zorlu Kış” az ötede “kaşları kalkık” beklemektedir. Hakikaten hayat şartlarının daha da ağırlaşacağı, siyasetin geriliminin yükseleceği bir 7-8 aylık tünele girmek üzereyiz. Çare yok, hep birlikte yaşayacağız.
Siyaset derken, geçen hafta CHP lideri Kılıçdaroğlu BASİFED ile kahvaltılı bir toplantıda işinsanları ile bir araya geldi. 3 saatlik yoğun interaktif bir söyleşi ortamı oluştu. Belirtmek gerekir ki, bahse konu toplantı hakikaten İzmir’de böylesi konularda yapılmış en kapsamlı organizasyonlardan biriydi. İzmir sivil toplumunun eksiksiz katılımı sağlanmıştı. İşinsanları sorunlarını tüm açıklığı ile ifade ederken, Kılıçdaroğu da yorulmadan, samimiyetle soruları yanıtladı.
En çok merak edilen soru, tabii ki Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı idi. Kılıçdaroğlu; “Altılı masa”nın kendi adaylarını tespit etmeden önce, her temel konuda mutabakatın oluşturulmasının gerekli olduğunu, aksi durumda, şayet kazanırlarsa belirsizliklerin oluşabileceğini ifade etti. Genel Başkan’ın bu açıklaması tatmin edici olsa da kamuoyunun sabırsızlanmaya başladığını da ifade etmek gerekiyor.
Papa seçimlerde kardinaller bir Şapel’e kapanır, beyaz duman çıkıncaya kadar çalışırlar. Altılı Masa kendi menfaatleri gereği artık böylesi bir tempoyu girmeli, diye düşünüyoruz. Zira şartlar olgunlaşmış gibi duruyor.
Hani olgunlaşan meyvelerden biliriz, bekletildikleri zaman, bozulur, çürür ve tadları kaçar. Bu anlamıyla siyasette başarı öncelikle zamanlama ve tabii ki doğru tercih meselesidir.
Paylaş