Paylaş
Özellikle “Bir Baba Indie” adlı müzik sitesinin menajer röportajlarından ilham alınarak hazırlanan “Menajere ne gerek var?” başlıklı sohbet, birçok kişinin ilgisini çekecek bilgilerle doluydu.
Hakan Yalçın, Can Şener ve Ahmet Can Taşdemir’in konuşmacı olarak katıldığı sohbet, “Türkiye’de menajerliğin ne kadarı menajerlik, ne kadarı organizasyon bağlamak?” konusuyla açıldı. Özellikle de sanatçıların kendilerini menajere emanet etmesinden çok menajeri yönlendirdiği konusu üzerinde duruldu.
Ana akım müzik dışında kalan her ismin menajerle çalışma konusunda çeşitli öncelikleri olduğu da ortaya kondu.
Bu önceliklerin başında, asgari şekilde yaşamı idame ettirebilmek, Anadolu’da da konser vermek ve şarkıları daha çok kişiye ulaştırmak var. Menajere neden ihtiyaç duyulduğu konusunda ise iki belirgin etken var: Ticari döngünün rahatça sağlanması ve çalışılacak mekan/organizatörlerin güvenilirliği.
Bir şehirde nerede kimle çalışılır menajerler şüphesiz sizden daha iyi biliyor. Tabii sohbette menajer yüzdeleri de konu oldu.
Normal şartlarda yüzde 10-20 gibi bir aralıkta ücret alan menajerler, sanatçıya açılan ofis, çalıştırılan insanlar gibi faktörlerden ötürü payını yüzde 50’ye kadar çıkarabiliyor.
Bunu markaya yatırım olarak görenler çoğunlukta.
Peki, siz bir menajer arıyorsanız ne yapacaksınız? Öncelikle yolun başındaysanız, istediğiniz alanda uzmanlaşan isimlerle çalışmalısınız.
Ahmet Can Taşdemir bu konuda “Yurtdışına açılmak istiyorsanız ona göre biriyle, yurtiçinde çokça konser vermek istiyorsanız ona uygun biriyle çalışmalısınız” diyor.
Menajerler de grup ve şarkıcılarla çalışırken, enerji uyumu ve güven (özellikle de mali konularda) bekliyor.
Birçoğu müziğini sevmediği kişilerle çalışmadığından günün sonunda arkadaşça bir ilişki kurulduğunu söylüyor.
Umarım bu yazı, her gün “Benim menajerim yok, kimle çalışmam gerekir” diye mesaj atan onlarca kişinin sorusuna yanıt olur.
Oyuncu, solist ve senarist
Bartu Küçükçağlayan, senaryosunu yazıp başrolünü üstlendiği “Bartu Ben” bugün BluTV’deBaşlıyor.
Dizinin beni ilgilendiren kısmı, müziklerinin Gevende’den Ahmet Kenan Bilgiç’e ait olması. Durum komedisi türündeki dizinin yönetmen koltuğunda ise Tolga Karaçelik var. “Kelebekler” filminin başarısından sonra, bu üçlünün yola birlikte devam etmek istediklerini ortada.
Dizinin ilk bölüme özel bir de sürprizi var: Solistliğini Küçükçağlayan’ın yaptığı Büyük Ev Ablukada. Not: İzleyecekler, manasızca gülmeye hazır olsun.
Dünya dursun!
Ne Jüpiter grubunun Sedef Sebüktekin ile yaptığı “Dünyanın Durduğu An” şarkısını haftalardır yazmayı bekliyorum. Müzikal çalışmalarına yakın dönemde başlayan grup, yayınladıkları bu yedinci şarkıda, indie müzik alanında yükselen bir ivme yakaladıklarını gözler önüne serdi. Bana kalırsa Sedef’in yaptığı en iyi işbirliklerinden biri.
Yüksek sesli İngiltere havası
Her zaman sahneyi ateşe veren The Ringo Jets, “The Baba” ile geri döndü. Yeni albümleri “Open Sesame”nin habercisi niteliğindeki ikinci şarkı, gaza basarak sesini yükseltiyor.
Köklere yolculuk
Bilimkurgu sevenleri ben de seviyorum, istisnasız. Onur Hunuma’nın “The Origin” isimli yeni enstrümantal single’ı ister oyun oynarken, isterseniz kitap okurken yardımcı oyuncu görevi görüyor.
Türe ise epic sci-fi metal diyorlarmış, inanın ilk kez böyle bir müzik türü duymuş bulundum.
Dünyaca ünlü gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan’ın “Pale Blue Dot” (Soluk Mavi Nokta) isimli kitabından etkilenen Hunuma’ya gitar solosunda Fin müzisyen Atte Leppanen’in eşlik etmesi, çalışmaya güzel bir hava katmış.
İyi bir başlangıç
Grup hayatını geride bırakıp solo kariyerine yoğunlaşan Egemen Gür, ilk single’ı “Senden Başka”yı yayınladı.
Bu ara sıklıkla karşılaştığımız üzere elektronik temellere dayanan şarkıyı ilk dinleyişte yabancı sözlü olduğunu düşünseniz de dikkatli dinlediğinizde Türkçe olduğunu anlıyorsunuz.
Kariyer başlangıcı için iyi bir şarkı.
Karanlık yanıyla cezbediyor
Özge Ürer, 2 yıl aradan sonra “Nerede” adlı single’ını yayınladı. Ürer rock, pop, funk ve reggae’yi harmanladığı ilk albümünün ardından, müziğinin temeline elektronik müziği oturtmuş. Synth ve bass beat kullanılan şarkı, karanlık tarafıyla da cezbediyor.
Yoldan çıkmadan devam
Gaye Su Akyol, 26 Ekim’de yayınlanacak “İstikrarlı Hayal Hakikattir” albümünden önce aynı adı taşıyan şarkısını yayınladı.
Türk müziğinin otantik tarafını günümüzle buluşturan Akyol, çizgisinden ödün vermeden hızlı adımlarla yürümeye devam ediyor.
Radar
Tam yeni isimlerle tanışmalık bir albüm çıktı bu hafta: “Dark Pulse”... Audioban etiketiyle çıkan bu ilk toplama albümde Türkiye’den dark pop, synthwave, darkwave ve ambient gibi türlerde üretim yapan sanatçılar bir araya gelmiş. İşin ilginç yanı, 9 ayrı ismin 9 şarkısı da sanki tek bir kişinin elinden çıkmış gibi. Sonuç olarak kabus karanlığında bir albüm diyebiliriz. Hazırlayanın eline sağlık.
Bereketli topraklarda gezinti
Trompet denince akla gelen yeni jenerasyonun en başarılı isimlerinden Barış Demirel’in ikinci albümü “Fail-Play” heyecan yarattı.
Türk müziğini cazla harmanlayan Demirel, dünya müziği kategorisinde taze bir soluk olmaya devam ediyor.
Müziğiyle size evinizi özletirken garip bir şekilde güçlendiren Demirel, “Babamgil”, “Nene”, “Dere” gibi şarkılarla sizi bereketli topraklarda dolaştırıyor.
Ne dinledim?
- Ne Jüpiter ft. Sedef Sebüktekin - Dünyanın Durduğu An
- Özge Ürer - Nerede
- The Ringo Jets - The Baba
- Onur Hunuma - The Origin
- Egemen Gür - Karanlık
- Barış Demirel - Çok Derinlerde O Kadar Mutluydum ki
- Gaye Su Akyol - İstikrarlı Hayal Hakikattir
- Bewitched As Dark –
Neon Black
Paylaş