Modaretörlüğü The Orchard Başkan Yardımcısı Metin Uzelli üstlenirken MSG Başkan Yardımcısı ve müzisyen Harun Tekin, bağımsız müzisyen Nilipek, Sony Müzik Türkiye Genel Müdürü Özden Bora ve StageArt Kurucu Direktörü Rıza Okcu dijital gelir modelleri kadar müzikte başarı için de neler gerektiğini kendi perspektiflerinden anlattı. Müzikle ilgilenen ya da profesyonel olarak ilgilenmeyi düşünenler kesinlikle bu panelin kaydını bulup izlemeli.
Metin Uzelli, katılımcılara muhteşem birkaç soru yöneltti.
Bunlardan biri “Fenomenler şarkıcı olurken şarkıcılar fenomen olmalılar mı” oldu. Özden Bora bu soruyu şöyle yanıtladı:
“Fenomenler şarkıcı olmak istedi, müzisyenler de YouTube’da aktif olmak istedi. Sanatçılardan birçoğu başarısız oldu. YouTuberların şarkı söyleyebileceklerine de inanıyorum, yapmaları gerektiğine de... Aksi, insan haklarına saygısızlık olur.”
Panelde tabii ki ünlü kişilerin sosyal medya kullanımının en iyi pazarlama yöntemlerinden biri olduğunun da üstünde duruldu.
Dijital dinleme platformlarının playlist editörlerinden şikayetlerin ayyuka çıktığı şu günlerde bir başka güzel soru da “Şarkınız çok dinlenen listelere girmediğinde başarılı olamaz mısınız”dı.
Harun Tekin, şu cevabı verdi:
“Şansın olmadığı bir başarı hikayesi hiç görmedim müzik endüstrisinde. ‘Playlistte yokum, tanınmıyorum’ diye bir şey yok. Olup da tanınmayan onlarca kişi var.”
Amerikan merkezli Bandistown, geçtiğimiz günlerde bir araştırma yayınladı. Turne tarihleri, canlı müzik etkinlikleri ve son olarak canlı yayın konser bilgilerinin yer aldığı çok ayaklı bu müzik sitesinin, 530 bin üyesi bulunmakta.
Üyeler arasında yapılan canlı yayın araştırmasına 5 bin 500 hayran ve 450 sanatçı oylarıyla katıldı.
Ankete göre, canlı yayınların etkisi sandığımın aksine kaldığı yerden devam ediyor.
5-10 Ağustos tarihleri arasında yapılan ankete göre insanlar sevdiği sanatçıları doğal halleriyle izleme fırsatı bulduğundan canlı yayınları seviyor.
Dünya üzerindeki sınırları kaldırdığı için bu canlı yayınlara ilgi her geçen gün artıyor. İnsanlar maddi sıkıntı, zaman engeli ve yaşadıkları yer sorun teşkil etmeden sevdikleri sanatçıları canlı izleyebiliyor.
Hatta nisan ve ağustos aylarını kıyasladıklarında canlı yayınlara para ödeme konusunda gönüllülük de artmış durumda.
İki ayı kıyasladıklarında ağustos ayında en az bir canlı yayın konser izleyenlerin oranı ise yüzde 23 artıyor.
Geçenlerde sosyal medyada bir ressama atılan mesaja rastladım.
İçerik ise Türkiye’de sanata verilen önemi özetler gibiydi...
Ressam, kendisine gelen mesajları paylaşmış ve diyecek söz bulamamıştı. Sevgilisiyle kendisinin çizimini isteyen bir kişi, bu çalışma için 40 TL ücret isteyen çizeri şikâyet ederek “Kalem, kâğıt ne kadar para ki... Kargoyu da ben ödeyeceğim zaten” diyerek tutarın mantıksızlığını açıklıyordu.
Ressamın inatla “Çizerin harcadığı vakit ve enerjinin karşılığını vermeyi düşünmüyor musunuz” diye sormasına rağmen “Gözünüz doysun” yanıtını veriyordu.
Müzikte de şu an yaşanılan farklı bir durum değil.
Yüzde 50 kapasiteyle çalışan açık hava sahnelerine, bunun da yarısı rağbet gösteriliyor.
Arabalı konserlerde bin 400 araç kapasiteli alana, 400-500 araçtan fazlası gelmiyor.
Biletli online konserler bu kez 27. İstanbul Caz Festivali kapsamında hayata geçiyor.
2-14 Eylül tarihlerinde yapılacak festival kapsamında açık hava mekanlarında, sınırlı kapasite ve mesafeli düzende yapılacak konserler aynı zamanda festivalin dijital platformundan da yayımlanacak.
Konserlerden 2 gün sonra yayına açılacak olan çekimler, 45 gün boyunca dünyanın her yerinden izlenebilecek. Biletler de yakında satışa çıkacak.
Festivalde tabii ki daha önce açıklanan yabancı isimler yok ama dolu dolu bir yerli programla amaç müzik insanlarının biraz da olsa rahat bir nefes almasını sağlamak.
Sayı kısıtlaması olmadan dijital bilet satışı olacak ve sanatçıların 5 aydır yapamadıkları işleri belki bir nebze olsun açılmış olacak.
Bitmedi, bu da
Ek’in günümüz müzik sektörü dişlileri arasında kaybolup gitmemek için verdiği bu bilgi, aslında müzisyenlere değerli bir tavsiye.
Hatta müzisyenlerin, başarılı olmak için birbirlerine verdiği öğütlerin de başında geliyor.
Bir ünlünün her hafta single çıkarmaya başladığı şu günlerde, evde müzik yapımı arttı... Müziğin aynı şekilde ulaşım ve paylaşımı da kolaylaştı.
Tabii ki üretimdeki bolluk, kalite arayışını da beraberinde getiriyor.
Kimi şarkılar resmen okyanusta bir balık gibi kaybolurken, kimileri yolunu bulmayı başarıyor.
Bir karar mekanizması olmadığı ya da listeler karar mekanizması haline geldiği için bu sıralamalarda yer almayan isimlerin duyulması ve paylaşılması güçleşiyor.
Türkiye’de sadece geçen hafta çıkan şarkı sayısı 130’un üzerinde...
TechCrunch sitesinin haberine göre “Facebook, müzik videolarını yayınlamak için Sony Music, Universal Music, Warner Music gibi devlerle telif sözleşmeleri imzaladı. Böylece müzik videoları Facebook sayfalarında görülüp reklam olarak değerlendirilebilecek. Paylaşımlardan Facebook, müzik yayıncılarına reklam gelirinden pay devredecek” dendi.
Bu haber şu noktada önemli:
Toplamda 3 milyar kullanıcısı olan global bir platformun (Facebook+Instagram) müzik dinleme ve dağıtımında liderlik konumuna gelip gelemeyeceği endişesinin bulunması. Bir yandan da bu platform, müzikle özdeşleşmediği için bunun müzisyenlere ve sanatçılara ne kadar katkı sağlayacağı merak konusu.
İyi tarafından bakarsak da paylaştığınız şarkı ve video boşa gitmeyecek, her paylaşımınızla sevdiğiniz müzisyene bir el de siz vermiş olacaksınız.
Öte yandan, Instagram da boş durmadı. TikTok’taki gibi videolar yapmanıza elveriş sağlayan Instagram Reels’ı denemeye sunmaya hazırlanıyor.
Caz, funk, R&B ve pop müziğin bir araya geldiği Soylu’nun bu ilk albümünde, Doğulu’nun kendisine emanet ettiği hit olacak şarkılar da var.
Albümde sözleri Duygu Soylu’ya ait olan “Oldu Olacak” ve “Kara Kaşık”ın yanı sıra Doğulu imzasını taşıyan “Rüzgar Gibi Geçti”, “İncilerin Dökülür”, “O İş Bende”, “Dediydin”, “Can Kenarı” ve “Şımart Beni” şarkıları var. Albüm, bu eserlerle önümüzdeki 10 yıl dinlense sıkılınmayacak hale bürünmüş.
Soylu, aynı zamanda Tuğrul Eylül Cerrahoğlu, Ceylan Ertem, Kenan Doğulu ve Sadettin Dayıoğlu’nun sözlerini birlikte yazdığı ve müziğini Evrencan Gündüz’ün bestelediği “Senlensem Ya” gibi yeni nesil bir şarkıyı da seslendirmiş.
Ses kalitesi bakımından Soylu, vokal şov yaparken, canlı enstrüman çalımlarında Nedim Ruacan, Cenk Erdoğan, Muzaffer Nezihi Egelioğlu, Buğra Kılıçak, Gökay Semercioğlu gibi isimler şarkıları zenginleştirmiş. Ne tam pop, ne tam hafif müzik... Albümde her şey tam kararında. Üstelik eller havaya kalksın gibi bir çaba da yok.
Kimi sanatçı konsept albümler yapmayı tercih ederken, kimileri de 4-5 şarkılık EP yayınlıyor.
Bir de neredeyse her hafta yayınlanan single’lar var.
Eskiden bu şarkıların dinleyiciyle buluşma zamanı cuma günleriyken şimdilerde haftanın neredeyse her günü yeni bir şarkı dijital müzik dinleme platformlarında yayınlanıyor.
Hem de bir yapım şirketine ihtiyaç duymadan sadece dijital dağıtımcılar aracılığıyla sunuluyor.
Ayrıca cuma günleri bu platformlarda irili ufaklı çok dinlenen şarkı listelerine girme savaşı veriliyor.
Kullanıcıların ya da platformların hazırladıkları olmak üzere her iki alanda da algoritmadan nasibini alıp listelere girmek adeta önemli bir mücadele.