Paylaş
Alışkanlıklarımızın değiştiği, evlere kapandığımız, etkinliklerden uzak kaldığımız, hayatımızı yeniden düşünmeye iten günlerden geçtiğimiz yılı... Müziğin odadan dışarı çıkmadığı (ya da nadiren çıktığı), dinleme alışkanlıklarımızın değiştiği, geçmiş güzel günlere özlem duyulan, yastık altı şarkıların dışarı çıktığı bir yıl.
Biz odadan çıkmadık ama müzik dünyası da kabuk değiştirmeye zorlandı.
Dijital hayatımızın her anında büyük yer kaplamıyormuş gibi bir de üstüne online etkinlikler eklendi. Yalnız değildik, yalnız hissetmemeliydik.
Bu yüzden dışarıda gibi hissedelim diye sanatçılar salonlarımıza konuk olup sahnelerden eve geçiş yaptı.
Yılın görece en iyi yerli isimlerine geçmeden önce “2020’de neler oldu?” hızlıca göz atalım.
◊ Akustik müzik yükselişe geçti. Elde edilecek tek gelir, telif olunca birçok sanatçı var olan parçalarının akustik versiyonlarını çaldı, söyledi. Online akustik konserler yaptı. Açıkçası üretim konusunda en parlak dönem diyemeyiz. Yaşanılan kaygılar müzik üretimine de yansıdı. Eski parçalar cilalanıp önümüze gelirken, yeniler kendine yer bulmakta oldukça zorlandı.
◊ Müzik sektörü tam bir darboğaza girdi. Ana akım isimlerden bağımsız sanatçılara herkes maddi zorluklarla uğraştı. Birçoğu enstrümanını/ekipmanını sattı, sektör olarak değişime ve dönüşüme zorlanıldı. Sektör değiştirenler bile oldu. 2021’de sahneler açıldığında birçok kişinin artık bu sektöre hizmet etmediğini göreceğiz.
◊ Bu süreç kimilerini de küstürdü. Yeni bir şarkı çıkarmak, beste yapıp söz yazmak için gereken enerji bitti. Karamsar bakmayalım desek de olumlu tek bir yan da bulamadım.
◊ Sektöre yardım albümleri yayınlandı.
En iyi örnekleri de “Olta” albüm serisi ve “Mini Müzikhol” için hazırlanan çalışma...
◊ Elektronik müzik üretiminde artış yaşandı.
Evde tek başına üretmeyi imkanlı kılan bu tür, haliyle en kolay sunulanlardan oldu.
◊ Rap müzikteki gözle görülen artış hâlâ “sapla samanı ayırmamızı sağladı” diyemiyorum. Ama dinleyicinin iyi isimlere yöneldiğini gördük.
◊ Sonar İstanbul’un ardından bir daha festival yüzü görmedim, göremedik. Uzun yıllardan sonra hayatımda festivalsiz geçen ilk yıldı, sanıyorum birçok müziksever için de öyledir.
◊ TikTok kullanımının tavan yaptığı bir yıldı. Uygulamada İkiye On Kala’nın “Kafamda Kentsel Dönüşümler”i, Ece Mumay’ın “Galaksi”si, Oğuzhan Koç’un “Heyecandan”ı, Arem Ozguc & Arman Aydın & Buray & Feride Hilal Akın & KÖK$VL - “Rampapapam”ı, Norm Ender’in “İhtiyacım Yok”u ve Emir Taha’nın “Huyu Suyu” en çok kullanılan şarkılar oldu. Bu verilere en çok içerik oluşturulan isim olarak değil, içeriklerin altına en çok yorum alan ve etkili isimler olarak bakıldığını da ekleyelim.
◊ Spotify’da Türkiye verilerinde Ezhel liderliği üçüncü yılda da bırakmadı. Murda, Sagopa Kajmer ve Patron sıralamasıyla Türkiye’nin yüzü rap’e döndü desem pek yanlış olmaz. Türkiye’de en çok dinlenen albümler de yine rap’e ait.
◊ Zeynep Bastık ve Emir Can İğrek’in pop müzik alanında yükselişinin devam ettiği de bir gerçek.
◊ Muud verilerine göre de rap ve pop öndeydi.
Oğuzhan Koç, Berkay, Zeynep Bastık, Bilal Sonses ve Ziynet Sali ilk 5’te en çok dinlenilen sanatçılar, Gazapizm’in “Hiza”sı, Oğuzhan Koç’un “Ev”i, Sibel Can’ın “Hayat”ı, Murda, Ezhel’in “Made in Turkey”i ve Ersay Üner’in “Nokta”sı da en çok dinlenilen albümler oldu.
◊ Apple Music verilerinde ise rap yine şaşırtmadı. 2020’de Türkiye’de en çok dinlenilen şarkılar listesinde Ezhel ve Murda “Aya” ve “Bi Sonraki Hayatımda Gel” ile ilk iki sırada yer aldı.
Gazapizm’in “Unutulacak Dünler” 4’üncü sırada kendine yer bulurken Reynmen’in “Leila”sı, Zeynep Bastık’ın “Uslanmıyor Bu”su Emir Can İğrek’in “Nalan”ı ve Ezhel ile Ufo361’in şarkısı “Wir sind Kral”ı, Ezhel’in “Felaket”i, Gazapizm’in “Sağı Solu Kes”i ilk 10’a girdi.
◊ Proje albümleri gırlaydı... Nükhet Duru “Hikayesi Var”, Ezginin Günlüğü “40 Yıllık Şarkılar”, “Melih Kibar Şarkıları”, “Atilla Özdemiroğlu Besteleri”... Bir de cover albümleri doğdu. Gaye Su Akyol’un “Rakınrol Musiki Cemiyeti”, Cem Adrian’ın “Solmayan Şarkılar”ı gibi...
BENZER ŞARKILAR
Bu yılın parlayan isimleri:
Raven (No Love Inside), Efza (Isınsın Biraz), Nemf (1997), Tendertwin (Triangels) sürekli elimin gittiği, dinlemeye doyamadığım yeni isimlerden oldu. Abkountry, Yiğit Seferoğlu ve Fırat Ağacık’ın seri üretim çalışmaları bu yıl beni en çok heyecanlandıran işlerden bir diğeriydi.
Bu yıl kalbimi kazanan şarkı, EP ve albümler:
Da Poet&Barış Demirel (DPBD), Kamufle (19T), Miss Crowley (When the Sun Changes Its Colour), Kalben (Kalp Hanım), İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions (Bir Zamanlar Şimdi), Ceylan Ertem (Cahille Sohbeti Kestim),
Gökçe Coşkun (Dünya Bir Kabuk), Gazapizm (Hiza), Ekin Beril (Dualite), Çiğdem Borucu (Many Things), Son Feci Bisiklet (Sistemik), Sufle (Geri Geri Maraton Koştum), Islandman (Kaybola), Salih Korkut Peker (Denize Dik), Uç Uç (The Constant Fear of Being Judged (by you), Evdeki Saat (Uzunlar),
Madrigal (Seni Dert Etmeler), Gren (Mevsimsiz İklimler), Brek (Beyaz Dalga), Nova Norda (Beteri Yok Uslanmaktan), Sedef Sebüktekin (Unutmam Lazım), Gaye Su Akyol (İsyan Manifestosu),
Can Güngör (Sular Dar), Nilipek (Mektuplar), Hedonutopia (Beyaz Durak), Özgün Semerci (Kaygı), Hedonistic Noise (Masturbation), Farazi (Anti- Kahraman: 90 Nesli), Lalalar (Hiç Mutlu Olmam Daha İyi), Elif Çağlar (Come Me Come Te),
Çağrı Sertel (Tepemsultan), Deniz Taşar&Sertaç Özgümüş (The Unfold), Alaca (10 Gün), Cenk Erdoğan (Arıyorum Hala), Eskiz (Kozmik Ruh Dansı), Can Kazaz (Kızılgerdan), Eylül Biçer (Byblos), Küf (Gri),
Lara Di Lara (Sudaki Çığlık), Yasemin Mori (Rampa Stampa), Duygu Soylu (Kara Elmas), Neptün’de (Kesif), Onur Özdemir (Haydut), Sevinç Yurdem (Selections), Arel Koray Nalbant ve Onur Pastel (Ayrı Zaman Ayrı Mekan), Bedük (Intergalactic), Melis Güven (İşaretler), Emir Taha (Hoppa pt1), Apartmanlar (AşkAşkSevgiSevgiAşkAşk),
Seda Erciyes (Başa Sarıp Dur), TSU! (Maritime), Ahmet Kenan Bilgiç (Düğümdüğüm), Merkavck (Sıkılgan ve Panik), In Hoodies (Hold On), Cava Grande (Unveiled), Bdbd (Bdbd),
Make Mama Proud (Fhilty Lexi), Yaren Özhuy (Geç), İstanbul Trip (AVAVAV), Palmiyeler (Ben-Hür), Albus-in (Prayer),
Can Bora Tanzer (Parabasis), Sırma (How Could We Ever Know), Allame (Huzur) ve Manuş-u Ala (Yola Devam Et).
Baba Zula, Moğollar, Erkan Oğur’u takdir edersiniz “daha ne denilebilir ki” diyerek sona sakladım. Özellikle Taner Öngür’ün “Water Cycle” albümü dahil olmak üzere usta isimleri kayırdığımı da belirtmem gerek. Bazı isimleri neden eklemediğimi düşünenler olacaktır.
Ezhel’in yaptığı şarkıları dinliyorum fakat artık bütün hepsinin birbirine benzediğini düşünmeye başladım.
Yüzyüzeyken Konuşuruz’la yürümek yerine solo kariyerine devam eden Kaan Boşnak’ın da yeni şarkıları içime sinmedi.
Tabii bunda daha önce her çıkan yeni ismin Şebnem Ferah, Teoman, Duman olma hali gibi herkesin en çok dinlenilen gruplara benzeme çabası da etkili olabilir. O kadar çok benzer şarkı dinledim ki bu yıl, ağzımın tadı kaçtı. Bakalım önümüzdeki yıl ne kadar parlak olacak... Hepinize şimdiden müzikle dolu, iyi bir yıl diliyorum.
Paylaş