Paylaş
- Günlük hayatımıza Avrupa Birliği Müzakereleri ile giren hibe ve teşvik kavramları bu süreçte nasıl bir gelişim gösterdi? Farkındalık arttı mı?
Başlangıç dönemi olan 1999’dan beri önce kamu kurumları, sonra sivil toplum örgütleri ve son yıllarda da ticari işletmeleri kapsayarak açılan hibe programları, geniş kitleleri kapsayacak şekilde yayıldıkça bilinirliği arttı. Bu programlar toplumun refah seviyesini artırmak amacıyla, belirli bir çizgide gelişim gösterdiler. Kamu kurumlarının verdikleri hizmetin etkisi ve alanı belirli bir seviyeye geldikten sonra sivil toplum kuruluşlarına dönük fonlar serbest bırakıldı. Böylece toplum hayatında sorun olan, cinsiyet eşitliği, insan hakları, kültürel çeşitlilik gibi alanlarda yürütülen projeler sayesinde STK’lar büyük ilerleme kaydetti. Hibe programları devam ederken, işsizlik ve istihdam sorunlarını çözmek için ticari nitelikli hibe programları açıldı. KOSGEB, İŞKUR, BTSO gibi oda ve dernekler ortaklığında yürütülen 32 saatlik girişimcilik eğitimlerinden bugüne kadar yüz binlerce insan yararlandı.
FİKRİ PROJEYE DÖNDÜRÜN
- Genellikle bir fikrim var ama sermayem yok diye başlanır söze? Günümüzde bu durum ne kadar geçerli?
Bir iş fikrinizin olması çok önemli! Çünkü bir iş fikriniz yoksa bir işletme açmak istemezsiniz. İş fikri üretmek konusunda ve kendi işine sahip olma arzusu hakkında dünyada ilk üç sıradayız diyebilirim. Ama bizde genellikle yanlış kullanılır; bir projem var ama sermayem yok deniyor. Oysa fikir ile proje arasında büyük farklar vardır. Biz kervanı yolda düzmeyi seven bir toplum olduğumuz için iyi bir fikrin para edeceğini sanıyoruz. Maalesef bu mümkün değil. Bizim iş fikrimizi projeye, projemizi girişime dönüştürme konusunda atılacak adımları öğrenmeye ve sürdürülebilirlik konusunda fikir sahibi olmaya ihtiyacımız var. Mevcut işletmelerimizin ise teknolojiyi ithal etmek yerine üretmeye teşvik edilmesiyle proje üretimimizin de aynı oranda hızlanacağı kanaatindeyim.
-Fikirlerin projeye dönüşmesi için öncelikle atılması gereken adımlar nelerdir?
Biz buna iş fikrinin planlanmasını da içeren proje döngüsü yönetimi diyoruz. Fikri olan biri öncelikle sermayesi olan ama nereye yatıracağını bilmeyen biri gibi düşünmeli. Parasını istediği kişinin, bu fikri hayata geçireceği yer ve bölge konusunda bir fikri var mı? Bu fikir daha önce gerçekleştirilmiş mi veya benzer örnekleri var mı? Var ise muadil ürün/hizmetlerin yapılış şekli, sunum ve maliyeti ile satış fiyatı gibi kavramlar biliniyor mu? gibi pek çok sorusu olacaktır.
Her fikrin projeye dönüşmesi sektör ve ürün/hizmet ile ilgili farkındalık ile başlıyor. Ardından hedeflenen satış politikaları ve kazanç modelleri sonrasında, sürdürülebilir bir 3 yıla yayılmış fizibilite çalışması o fikri projeye dönüştürüyor. Burada bizim de sihrimiz işe yaramıyor değil tabii…(gülerek)
BİLDİĞİNİZ İŞİ YAPIN!
- Girişimde bulunacak kişilere ilk öneriniz ne olur?
Fikir sahibi oldukları değil, bildikleri, sevdikleri kendilerine kolay gelen bir fikri girişime dönüştürmelerini tavsiye ederim. Karşılaştığımız hemen hemen her girişimci sahip olduğu bilgi ve yeteneğin kolay olduğu ve herkes tarafından yapılabileceği, bu sebeple de kazanca dönüşmeyeceği kanaatinde. Onlara ne kadar faydalı bir iş modeline sahip olduklarını fark ettirmek gerekiyor. Ardından projelerinin girişime dönüştükten sonra kendi ayakları üzerinde durmasının ortalama 2 yıl süreceği bilgisini hatırlatıyoruz. Mutlaka bir sertifika programı ile iş hayatına adım atmalarını öneriyoruz.
BURSA, ENDÜSTRİ 4.0 İLE BÜTÜNLEŞMELİ
- Bilişim teknolojileri ve yüksek katma değerli ürünler konusunda yeterli proje üretiliyor mu ya da ne kadarı girişime dönüşüyor?
Ülkemizde bilişim ve yüksek teknoloji sektörleri henüz yeni. Açılan destekleri karşılayacak nitelikte projeler gelmiyor henüz. Ayrıca yüksek teknoloji içeren bir fikrin gelişmesi için uzun bir süreç gerekiyor. Bunun girişime dönüşebilmesi için gerekli Teknokentler ve kuluçka merkezleri gibi ara kurumlar daha yeni kurulmaya başladı. Biraz daha zaman var…
HIZLI TEPKİ VERDİ
Bursa da bu gelişim hamlesine en hızlı tepki veren illerden biri oldu. ULUTEK çok uzun zamandır tam kapasite çalışıyor. BEBKA bir önceki çağrısında “Endüstriyel Simbiyoz” başlığını açarak sektörler arasındaki ilişkiyi analiz etmeye başladı. BTSO, ileri teknoloji üretiminde Teknoloji Sanayi Bölgesi (TEKNOSAB) için düğmeye bastı. Tabii ıslahlarla birlikte 21 organize sanayi bölgesine sahip, çok sayıda iş kolunun merkezi olan Bursa, Türkiye üretiminin lokomotifi konumunda. Bu büyüklükte bir üretim ortamının Endüstri 4.0 bütünleşmesini gerçekleştirmesi için geçmişte yapılan hataları tekrar etmeme kararlılığında olması gerekiyor. Her sektörün kendi katma değerini üretebilmesinin yolu rekabet için bütünleşmeden geçiyor.
UMUT VERİCİ PROJELER
- Bursa’da hayata geçen örnek girişimler vardır mutlaka?
Bize gelen her fikir birbirinden ilginç ve yaratıcı. Özellikle Lazer Kesim Makinelerinin lazer tüpü dünyada 3 firma tarafından üretilmektedir. Karbondioksit (CO2) tüpü olarak adlandırılan bu teknolojiyi dünyada üreten dördüncü firma olma unvanı ile Bursa’da KOSGEB AR-GE, İnovasyon Destek Programı ile gerçekleştirdik. Ayrıca bir girişimci uyku apne hastalarına özel bir yastık geliştirerek KOSGEB Yeni Girişimcilik desteği ile üretime geçerek bu soruna değindi. Ayrıca en son KOBİGEL 2018 desteği kapsamında proje başvuru dosyasını hazırladığımız üretimde çalışan her tür makineden anlık veri toplayabilen yerli ve milli yazılım da umut verici bir örnektir.
YAZILIM ÜRETEN İMALATÇI SAYILIYOR
- En çok hibe desteği alan sektörler hangileri?
Bu yıl itibariyle KOSGEB, programında ciddi bir yapılanmaya gitti ve ekonominin temelini oluşturan imalat sektörlerine öncelik tanıdı. Devlet çağın dinamiklerinin yakalanması, yerli ve milli üretim konusunda çok ciddi bir kampanya yürütüyor. Endüstri 4.0 olarak da bilinen bu akım, üretim süreçlerinde bilişim teknolojilerinin birlikte çalışmasını ve insan hatasını en aza indirmesini sağlayacak olanaklara sahip. KOSGEB en son açtığı çağrıda bütün şehirlerde öne çıkan sektörleri tanımladı ve rekabet ortamında gelişmelerini sağlamak için destekler açtı. Bursa için bu sektörler, mobilya imalatı, tekstil imalatı, gıda imalatı, makine imalatı ve otomotiv yan sanayi olarak belirlendi. Bu destek şeklinin yakın zamanda TÜBİTAK gibi kurumlar tarafından da benimseneceği kanaatindeyiz.
Ayrıca bütün Türkiye’de yazılım üretiyorsanız artık imalatçı sayılıyorsunuz. Bu yaklaşım yazılım üreten firmaların ürünlerini yurt dışına satmalarında ihracatçı statüsünde değerlendirilmeleri ile başladı ve şu anda Sanayi Sicil Belgesi alarak üretici konumuna gelmeleri ile desteklenmektedir.
DAHA ÇOK TALEP GELECEK
- Özellikle dikkat çekmek istediğiniz önereceğiniz destekler var mı?
TÜBİTAK 1601 Yenilik Ve Girişimcilik alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı ile KOSGEB Yeni Girişimcilik Destek Programı başlangıç destekleri olarak umut verici. Mevcut ve büyümeyi isteyen işletmeler için KOSGEB KOBİGEL-KOBİ Gelişim Destek Programı çağrı bazlı olması ve destek miktarı açısından KOBİ’ler tarafından yoğun ilgi görüyor. KOBİ tanımının yakın tarihte değişmesi ile 40 milyon lira yıllık net satış hasılatı ve mali bilanço toplamı üst limitinin 125 milyon TL’ye yükseltilmesi ile KOBİ sayısı 3,5 milyona yaklaştı. Böylece yüksek teknoloji alanında üretim yapmak isteyen KOBİ’lere yönelik KOSGEB TEKNOYATIRIM – KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı ve Stratejik Ürün Destek Programı yakın zamanda daha çok talep alacak kanaatindeyiz.
KÖKLÜ REVİZYON
KOSGEB’in Yeni Girişimcilik Desteği konusunda bir eleştirisi var. Artık cafe/restoran gibi projelerini desteklemek istemiyor. Bu sebeple de Yeni Girişimcilik Destek programında köklü revizyona gidiyor. Artık Orta Yüksek ve Yüksek Teknoloji alanlarında bir iş planı ile KOSGEB’e başvurduğunuzda destek limitiniz 150 bin TL’den 360 bin TL’ye yükseliyor. Bu çalışma KOSGEB tarafında tamamlanmış olup yakın gelecekte yürürlüğe girecek. Aynı şekilde cafe/restoran gibi hizmet sektör iş planı destekleri ile 150 bin TL’den 50 bin TL’ye indiriliyor.
MESLEKİ YETERLİLİK ÖNEMLİ
- Destek almak isteyenler firma seçiminde nelere dikkat etmeli, sektörde belli kriterler var mı?
Öncelikle ‘çantacılar’dan uzak dursunlar! Onların amacı fon verecek kuruluşun istediği koşulları şeklen tamamlamak ve karşılığında paranızı almaktır. Oysa hazır proje diye bir şey yoktur, her fikir kendi koşullarına özgü bir şekilde projelendirilmelidir. Hibe bir amaç olarak değil, işinizi geliştirmek için bir araçtır. Fon veren kuruluşlar da bunu beklerler. Meslek Yeterlilik Kurumu’nun Kobi Danışmanı Seviye 6 olarak tanımladığı standart henüz yürürlükte karşılığını tam olarak bulamamıştır. Aynı şekilde KOSGEB de bu konuda Kobi Danışmanı, Kobi Rehberi adı altında iki statü belirlemiş olup, yetkinliklerine göre başvuranlara bu kimliği vermek üzere çalışmalar sürdürmektedir. Bu şekilde bu hizmeti hakkıyla veren ile ‘çantacı’ diye tabir edilen suistimalciler net şekilde ayrılabilecekler.
HİBE DESTEK PLATFORMU
- Hibe Destek olarak 25 yılı aşkın tecrübe ve bilgi birikiminizi Hibe ve Destekler ile ilgili dijital bir platforma dönüştürdünüz. Amaç, beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
1991 yılında Sınaî Danışmanlık alanında faaliyet göstermek üzere kurulan aile şirketimize 12 yıl Otomotiv Sektörü’nde Kalite Müdürlüğü deneyimim ile katıldığımda ibremizi Uluslararası Destekler alanına çevirdik. Serüvenimiz 2013 yılında kabuk değiştirerek bugün Ticari, Sosyal ve Bireysel desteklerin tanıtıldığı bir web platformu konumuna geldi. Bugün itibariyle ulusal ve uluslararası hibe çağrılarından, İnsanî Yardım Örgütleri’nin ihale duyurularının dahi duyurulduğu bir platform halini aldı. Hibe ve Hibe Destek marka tescillerine de sahip olmanın haklı gururunu yaşayan şirketimizle, Ticari İşletmeler, Dernekler ve Gönüllüler arasında köprü olmayı hedefliyoruz. 2019 yılı içinde Hibe Sepeti adında başvuracağınız hibe konusunda rehberlik edecek bir online proje oluşturma platformu olarak da karşınızda olacağız. Ayrıca yakın zamanda açtığımız İzmir ofisimiz ile de bilgi ve deneyimimizi Ege Bölgesi’ne de sunuyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Paylaş