“Yahu Burcu bu ayakkabılarla nasıl yürüyor” diye... “Süper bir insan çünkü” diye cevap verdi.
Şimdiye kadar bir kere bile “giymem” dememiş.
Şal Gyunel: 250 TL.
Çiçekli denim ceket Mergim: 1250 TL
Pantolon Mavi: 129 TL
Desenli stiletto Nine West: 399 TL.
Güzel ve çekici... Yaşsız bir kadın. Alımlı duruşunun altında biraz harislik yatıyor. Güce tapıyor.
Elindeki gücün başka bir kadına geçmesi en büyük korkusu. Peki tahtını sallayan bir kadın, kendi evine girerse neler yaşayıp, ona neler yaşatacak...
Mesela Kanal D’nin yeni dizisi “Tatlı İntikam”... Leyla Lydia Tuğutlu mükemmel fiziği sayesinde her bölümde defile izliyormuşuz gibi hissettiriyor. Dizinin stilisti Nihan Günaçık, her bölümde Pelin karakterine en az 4, en fazla 7 kombin giydirdiğini söylüyor.
Gelen sorulardan, özellikle son bölümde giydiği gri takımın çok merak edildiğini anladım. Markası Petra Petrova, fiyatı da çok uygun. Takılarının markası Atelier Petite Pierres ve Zekie.
Dürüm yerken giydiği kolları renkli dantel işlemeli ceketinin markası ise Madebyza.
Hayat Şarkısı dizisinde Burcu Biricik ve Birkan Sokullu’nun kıyafetlerinin ne kadar alternatif olduklarının farkında mısınız?
Asla sıradan giyinmiyorlar. Özellikle Kerim, bir erkek olarak fazlasıyla cesur kombinler tercih ediyor.
Stilist Fatoş Suda, Türk televizyonlarında daha önce denenmemiş bir tarz uyguladığını söylüyor: “Karakterin Almanya’da okumuş olması cool ve salaş bir stil yaratmama yardımcı oldu. Saçlar doğal dalgasında, kıyafetler iki beden büyük gibi. Çok maskülen ama çok rahat. Birçoğunu kendim kesiyor biçiyorum, bazılarını ise Beyoğlu butiklerinden topluyorum.”
Ben son bölümdeki yakaları salaş siyah montunu ve içine giydiği uzun kazağı çok beğendim.
Birkan Sokullu’nun vücudunun bu tarz için biçilmiş kaftan olduğunu da belirtelim.
Boy bos endam sayesinde çuval da giyse, çuval dile geliyor. Yine son bölümde Hülya’nın kuşlu paltosu ise bir fenomen olmaya aday. Mergim Butik’in geçen yıldan beri palto ve ceketlerinde sıklıkla kullandığı kuş işlemesinin, onlar için umudu simgelediğini biliyorum.
Malum kendisi 2008 Türkiye Güzeli. 89 Berlin doğumlu. Babası Türk, annesi Alman.
2014-2015 sezonunda “Karadayı”da yardımcı kadın oyuncu olarak izledik. Yakın tarihte “Kiralık Aşk”ta Ömer’in (Barış Arduç) ilk aşkı İz olarak karşımıza çıktı. Özgür ve güçlü duruşu, güzelliğiyle eş zamanlı tutarlı stylingi ile kalbimizde ‘iz’ bıraktı.
Cumartesi akşamı Kanal D’nin iddialı romantik komedisi “Tatlı İntikam”da ‘Pelin’ karakteriyle ilk başrolünü oynadı. Tam bir zalim kedi ve insafsızın kızı olarak tanıştık kendisiyle... Anladım ki biz bu dizide şımarıklığın zarif bir prensese dönüşmesini izleyeceğiz.
Dizinin stilisti Nihan Günaçan da Pelin karakterini oluştururken hep bir prenses hayal ettiğini anlattı bana. Bakın stilini nasıl kodlamış: “Hep pastel tonlarını tercih ettim, renkli olduğu zamanlarda bile hiçbir zaman aşırıya kaçmadım. Leyla’nın vücut yapısı güzel olduğu için giydiği her şey kendisine çok yakışıyor. O tam bir Barbie bebek. Sade ama çarpıcı takılar kullanıyorum. Dizi de olsa gerçek hayatı görmek gerektiğini düşünüyorum. Ev kısımlarında rahat kombinelere yer vereceğim.”
Nihan Hanım’a katılıyorum. Dizi de olsa gerçeklik ve samimiyet her şeyden daha önemli. Bizim 3-4 hafta önce İz olarak izlediğimiz Leyla Lydia Tuğutlu’nun “Tatlı İntikam”da Pelin olduğuna ikna oldum ben. Ve ilk kez bu dizide ne kadar şahane bir vücudu olduğunu gördük.
Mini bir siyah elbisenin üzerine taktığı şapka ile Koriş’i canlandıran Onur Büyüktopçu’nun fotoğraf sergisinin açılışına giden Yasemin’in elbisesini fazla kısa, şapkasını ise sergi açılışı için abartılı buldum. Dizideki aşkı Sinan’la tutkulu bir şekilde selamlaşıp, birbirlerini yanakla dudak arasındaki o kritik bölgeden öperken, Allah muhafaza şapkanın uzun tüyü Salih Bademci’nin gözüne girecek zannettim.
Bu gibi durumlarda sanatseverin sanat ile aşık atmaya çalıştığı hissine kapılıyorum.
Moda haftasında defile izlemeye gidenlerde de aynı telaş oluyor. Podyumdaki modellerden geri kalmamak adına en yüksek topuklar giyiliyor, en yoğun makyajlar yapılıyor, en iddialı elbiseler kuşanılıyor. Halbuki hanımlar; bir kot, bir tişört ve spor ayakkabıyla da defile izlenebiliyor.
Keşke Yasemin’in stilisti izin verseydi de sergiyi izlemeye gelenler şapkaya değil fotoğraflara fokus olabilseydi. Ama biz ekran karşısında bile gözümüzü alamayıp rahmetli Levent Kırca’nın “Ne koydun la kafana” repliğini tekrarlayıp durduk. O uzun tüy, çıkabilen bir şey mi bilmiyorum ama olmasaydı kesinlikle benden yüksek not alırdı.
Nitekim aynı şapkayı bundan altı hafta önce İşte Benim Stilim programında takan Öykü Serter’i çok beğendim. Siyah İspanyol paça bir pantolonun üzerine, beyaz V yaka salaş bir tişörtle taktığı haline bayıldım. Hem malum program bir şov programı olduğu için hem de kıyafeti çok sade olduğu için uzun tüy asla gözüme batmadı.
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın son bölümünde Meryem Çakırbeyli ile Hızır Çakırbeyli ayrıldı.
Ve bu ayrılık bir mafya dizisinden beklendiği üzere pek medenice olmadı.
Çantalar, yüzükler kafaya nişan almak suretiyle havada uçuştu.
Deniz Çakır’ın, yani dizideki ismiyle Meryem Çakırbeyli’nin stilini çok başarılı buluyorum.
Sevdaların en karasını yaşayan Nihan yani Neslihan Atagül, sürekli ağlıyordu. Çok da sahici ağlıyordu.
Salya sümük, iç çeke çeke... Gözyaşlarının arasında iki kombin dikkatimi çekti.
Birincisi beyaz pantolon ve beyaz kazak üzerinde patlayan kırmızı kaban. Şahane küpeleri ve kırmızı saplı gözlüğü.
Gözümü alamadım, çok ama çok beğendim. Taa ki ayakkabılarını görene kadar.
Çok ünlü bir markanın taklidi olan ayakkabılar güzelim kombinin bütün havasını kaçırmıştı. Keşke altına beyaz bir spor ayakkabı giydirselermiş.
Neslihan Atagül