Serhat Tezcan

Yaşanabilir bir dünya için sürdürülebilir üretim yapılmalı

21 Aralık 2022
Sürdürülebilirlik günümüzde her alanda konuşulan popüler kelimelerden... Bu konuda hamle yapan kuruluşların başında ise Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) geliyor. Sürdürülebilir Kampüs Projesi ile farkındalık çalışmaları yapıyor, toplumu bilinçlendiriyor. İşbirliği ve ortaklıklarla bu gönüllü oluşumun büyümesi hedefleniyor. Dünyada büyümeye güzellemeler yapmak yerine dengelenmenin olması gerektiğinin altını çizen BUÜ Sürdürülebilirlik Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu, “Artık dengelenelim. Zenginler daha çok büyüyeceğiz diye hedef koymak yerine ‘Ben daha çevre dostu üretim yapacağım. Büyümeyeceğim’ demeli. Büyümemenin yüceltilmesi lazım” dedi.

Sürdürülebilirlik konusunda hamle yapmak isteyen BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve üniversite üst yönetimi, Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güray Salihoğlu ile görüştü. Salihoğlu’nun önceden farklı kurumlarda sürdürülebilirlikle ilgili çalışmaları da bulunuyordu. Rektör Kılavuz, sürdürülebilirliğe işaret ederek, Salihoğlu’na ‘Hocam üniversite bünyesinde ne yapabiliriz?’ diye sordu. Ardından Prof. Dr. Salihoğlu, dünya üniversitelerinin konuyla ilgili neler yaptıklarını araştırdı. Çalışmalardan sonra “Sürdürülebilir Kampüs Projesi’ni başlatabiliriz” önerisini sundu. 2021 yılının Mart ayında Sürdürülebilirlik Kampüs Koordinatörlüğü kuruldu. Prof. Dr. Salihoğlu ile Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şule Turhan ve Çevre Mühendisi İrem Sevgi Yorgancı da bu oluşumun içerisinde yer aldı. Gönüllülük esasına göre kurulan bu yapının amacı, çalışmaları ve geleceğe yönelik vizyonu ile ilgili konuştuk.

17 AMACI VAR

BUÜ Sürdürülebilirlik Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu, sürdürülebilir kalkınmanın 17 amacının bulunduğunu belirterek, bunlardan birisinin işbirliği, ortaklık olduğunu kaydetti. Ortaklıklar olmadan sorunların çözümünün olamayacağını söyleyen Salihoğlu, iklim ve atık probleminin tek başına halledilemeyeceğini kaydetti. Burada yerel, bölgesel, ulusal ve global ortaklıkların olabileceğini ifade eden Salihoğlu, “Niyetimiz iş birlikleri yapmak. Bu iş, sosyal kalkınma olmadan başarılamaz. Üniversitemizin pek çok bölümünün desteğini alarak ilerliyoruz” dedi.

BİLMEK DEĞİL, YAŞAMAK ÖNEMLİ

Türkiye nüfusunun yüzde 10’unun üniversite öğrencisi olduğuna işaret eden Salihoğlu, yapacakları çalışmaların doğrudan Türkiye’nin yüzde 10’una etki edeceğini söyledi. Bu kesimin evinde, çevresinde örnek olduklarını dile getiren Salihoğlu, “Sürdürülebilirliği anlatıyorlar. Bilmek değil, yaşamak önemli. ‘Ben üniversitede böyle bir şey görmüştüm. Bu olabilir’ diyerek bunu yayıyor. Dolayısıyla kampüste yapmış olduğunuz her şey topluma dokunmak anlamına geliyor. Biz, bu düşünce ile ilerliyoruz. Üniversitenin 70 bin nüfusluk bir öğrenci potansiyeli var. Bu öğrencilerin bir kısmına bile ulaşabilirsek, topluma ulaşmış oluruz” diye konuştu.

FARKINDALIK BAŞLIYOR

Yazının Devamını Oku

Hazır giyim ve konfeksiyon ‘sos’ veriyor

14 Aralık 2022
Türkiye ve Bursa’nın lokomotif sektörlerinin başında yer alan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında eylül ayında başlayan gerileme, kasım ayında da sürdü. Firmaların bazıları üretim ve istihdam kapasitesini düşürdü.

Bursa’nın lokomotif sektörlerinden hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında işler yolunda gitmiyor. Eylül ayından başlayan düşüş eğilimi kasım ayında da sürdü. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre Bursa’da bir önceki yılın aynı ayına kıyasla sırasıyla eylülde 12,7 düşüş ile 144 milyon 30 bin dolar, ekimde yüzde 28,1 gerileme ile 116 milyon 630 bin dolar, kasımda ise yüzde 26,7 düşüş ile 104 milyon 280 bin dolar hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı gerçekleşti.

6 BİN 999 FİRMA VAR

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, kent genelinde tekstil ve hazır giyim sektöründen 6 bin 999 firmanın faaliyet gösterdiğini belirterek, birliklerinin bin 100’ü aşkın aktif üyesinin bulunduğunu dile getirdi. Birlikten yapılan ihracatta ilk sırayı kadın ve erkek dış giyim, suni-sentetik ev tekstili, diğer ev tekstili ve pamuklu ev tekstili ürünlerinin oluşturduğunu ifade eden Gündemir, bu ürünleri başta İspanya, Hollanda, Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa gibi büyük pazarlar olmak üzere çok sayıda ülkeye ihraç ettiklerini açıkladı.

OLUMLU SİNYALLER YOK

Birliğin 2022 yılına hızlı ihracat artışıyla başladığını hatırlatan Gündemir, “Bu yıl ocak-ekim dönemini kapsayan 10 aylık rakamlara baktığımızda yüzde 18 artışla 950 milyon dolar olurken, geriye dönük 12 aylık dönemdeki ihracatımız da yüzde 19 artışla 1 milyar 116 milyon dolar olarak gerçekleşti. UHKİB olarak, 2022 yılsonu hedefimizi 1 milyar 50 milyon dolar olarak belirlemiştik. Yılın ilk 10 ayında 1,1 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek, hedefimize şimdiden ulaştık. Ancak ekim ve kasım ayları hem sektör, hem birlik ihracatımız açısından olumlu sinyaller vermiyor. Gerileme sadece bu iki ay ile sınırlı kalırsa, aralıkta göstereceğimiz performans ile hedefimizin daha da üstüne çıkabiliriz. Ancak, gerileme yılın son ayında da sürerse yılı 1 milyar 300 milyon dolar seviyelerinde kapabiliriz” dedi.

RİSK FAKTÖRLERİ

Yaşanan düşüş ile ilgili değerlendirmede bulunan Gündemir, “Hazır giyim sektöründe pandemi sonrası yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı ve buna bağlı olarak artan enerji maliyetleri, hammadde sıkıntısı ve en önemlisi de Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada resesyon ön göstergeleri en önemli risk faktörleri olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

 

Yazının Devamını Oku

Kimseye muhtaç olmak istemiyoruz

4 Aralık 2022
Dünya Engelliler Günü’nde engelli vatandaşların sorunlarını dinledik. Ferhat Selvi, Eren ve Eda Alkan kardeşler, toplumumuz içerisinde yer alan engelli birçok vatandaştan sadece üçü... En büyük istekleri kimseye muhtaç olmadan hayatlarını sürdürebilmek.

DOĞUŞTAN görme engelli olan Ferhat Selvi, ilk ve orta eğitimini Mersin’de aldı. Ardından Gaziantep Körler Okulu’nda eğitimini sürdürdü. Liseyi Adana’da yatılı okudu. Bursa Uludağ Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdi.
Eğitim süresi boyunca birtakım zorluklarla karşılaştı. Kitaplara erişemedi. Ders çalışmakta büyük güçlükler çekti. Kendisi gibi görme engelli kişilerin kullanabileceği hemen hemen kaynak yoktu. Öğretmenleri de bu konuda bocalıyordu.
Görme engelli olan kişilerin kullandığı ‘Braille Alfabesi’ var. Ancak çoğu yerde bu alfabeyi bilenler, okuma-yazma biliyor diye bile kabul edilmiyordu. Ayrıca çok masraflı, pahalı ve zahmetliydi. Sadece görme engelliler kullanabiliyordu. Körler Okulu dışında hiçbir yerde kullanılmıyordu.

KASETLİ TEYP KULLANDI

Ferhat, eğitimini sürdürebilmek için çoğunlukla arkadaşlarından destek gördü. Gazeteci teybi olarak nitelendirdiği kasetli ses kayıt cihazı vardı. Kaydını yapıp, onları yurtta yazıyordu. Sınav zamanı arkadaşlarından yardım alıyordu. Derslerini dinleyerek yol alıyordu. Başkası bir çaba sarf ederken, kendisi beş kez çaba sarf ediyordu. Ailesinin bilinç düzeyi, eğitim konusunda çok iyi değildi. Ferhat ise eğitimini sürdürerek kendisini ifade edebileceğini, hayatını kazanabileceğini düşünüyordu.

NEGATİFLİKTEN UZAKLAŞTI

Kendini geliştirirken karşılaştığı olumsuz kişilerden sıyrıldı. Negatif etkileri sıfırlamaya çabaladı. Toplumumuzdaki yardımlaşma ve destek olma kültüründen faydalandı. Arkadaşlarının yardım etmesi onun gelişimini olumlu etkiledi.

Yazının Devamını Oku

Teknolojik ve sürdürülebilir yatırım

17 Kasım 2022
Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli: “Kapasite arttırmıyoruz, yenileniyoruz”

Bursa Çimento, mevcut üretim tesisini yeniliyor. Önümüzdeki yılın ikinci çeyreğinde devreye alınması öngörülen tesis, 110 milyon Euro’luk yatırım ile hayata geçecek. Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli, “Yeni yatırımımız tamamen teknoloji ve sürdürülebilirlik odaklı. Bu yatırımımız çerçevesinde kapasite artırımımız yok” dedi.

 

Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli, şirketin yatırımları, performansı ve ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Değişen şartlara göre üretim tesislerini yenilediklerini açıklayan Nemli, hem ülke, hem de fabrikanın sürdürülebilirliği anlamında bir yatırım yapacaklarını kaydetti. Rekabetçi ortamda geçmiş yıllarda imal edilmiş iki fırında üretim yaptıklarını hatırlatan Nemli, “Her ne kadar üzerilerinde iyileştirmeler yapmış olsak da bu iyileştirmelerin gelebileceği sınırlı alanlar var. Etrafımızda yeni devreye giren fabrikalar var. Bunlarla yarışmamız gerekiyor” diye konuştu.
Türkiye’nin ve dünyanın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmaları gerektiğinin altını çizen Nemli, projelerini de böyle şekillendirdiklerini ifade etti. Tamamlandığında Türkiye’de ilk, dünyada da sayılı tesislerden birisini inşa etmiş olacaklarını dile getiren Nemli, “Kullandığımız teknolojiler yeni, kimsenin kullanmadığı teknolojiler değil. Hepsi değişik yerlerde kullanılıyor. Ama sıfırdan bütün bu teknolojilerin bir araya getirildiği, bu kadar sürdürülebilirliğe odaklanmış tek proje şu anda” dedi.

110 MİLYON EUROLUK YATIRIM

Tesisin 110 milyon Euro’ya mal olacağını belirten Nemli, 2023 yılının ilk çeyreği olarak açıkladıkları açılış tarihini biraz ileri çekerek, yılın ikinci çeyreğinde devreye almayı planladıklarını açıkladı. Yatırım hedeflerinden de bahseden Nemli, “Yeni yatırımımız tamamen teknoloji ve sürdürülebilirlik odaklı. Bu yatırımımız çerçevesinde kapasite artırımımız yok. Daha modern tesiste, daha düşük maliyetle, geleceğe sürdürülebilir anlamda daha fazla katkıda bulunacak bir ortamda üretim yapmaya hazırlanıyoruz” şeklinde konuştu.

GRİ SU KULLANACAĞIZ

Yazının Devamını Oku

Yatırımcı kayıp aranıyor

14 Eylül 2022
Bölgede 500 milyar dolar potansiyel rezerv bulunduğu ileri sürülen ve Orhaneli’nin kaderini değiştirilmesi öngörülen Maden OSB Projesi, askıda duruyor. Bölgeye yatırımcı aranıyor. Projenin iş insanları tarafından rantabl bulunmadığını söyleyen Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, bölgede yönetim oluşturamadığını ve herhangi bir icraat yapılamadığını kaydetti.


Orhaneli’de 2010 yılında ilk kez tespit edilen maden rezervlerinin zenginliği üzerine MADSİAD ve Orhaneli Belediyesi harekete geçti. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden iki profesörün öncülük ettiği, 11 ay süren çalışmada toplam 10 akademisyen, 900 yıl kullanılacak mermer rezervi ve ciddi miktarda kömür, krom, altın ve nikel rezervleri tespit etti.
Dağ yöresinin en önemli sorunlarının başında gelen göçü, Maden İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulmasıyla tersine çevireceklerini söyleyen dönemin Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu proje ile ilgili ÇED sürecinin tamamlandığını ve 2018 yılının sonuna doğru ilk fabrikanın yükseleceğini açıkladı. Bölgeye 61 fabrikanın kurulacağını ve 12 ile 15 bin kişinin istihdam edilmesini planladıklarını belirten Tatlıoğlu, “Bursa milletvekillerimiz ve bakanlarımız, bu projemizin önünü açmak için çok büyük gayret sarf ettiler. 3 yılda, 15 yıllık süreci tamamladık. Türkiye’nin ilk Maden İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ni kuracak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu proje sadece Orhaneli’de değil, tüm dağ yöresinde tersine göçü başlatacak. OSB ile hem Orhaneli, hem de Türkiye kazanacak” dedi.

YATIRIM YAPAN YOK

Bu konuşmalar ve çalışmaların üzerinden uzun bir süre geçmesine karşın Orhaneli’de önemli bir gelişme yaşanmadı. Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, Maden OSB’nin heyecanla güzel bir gündem oluşturularak yapıldığını söyledi. Maden OSB’nin bir ayağının belediye, diğerinin ise iş insanlarından oluştuğunu hatırlatan Aykurt, “Göreve geldiğimde ilk işlerimden birisi madencilerle görüşmek oldu. MADSİAD Başkanı Erol Efendioğlu ile oturduk. ‘Erol Bey ne yapabiliriz?’ dedik. Şu anda iş insanlarından bununla ilgili yatırım yapan yok. Hatta valimiz ile görüştüm. ‘Burada organize sanayi kurmak istiyorum’ dedim. Vali bey, ‘Ben desteği yaparım’ dedi” diye konuştu.

BİZ HAZIRIZ AMA İŞ İNSANLARI RANTABL GÖRMÜYOR

Öncelikle 10 kişinin bir araya gelip, yönetim kurması gerektiğini anımsatan Başkan Ali Aykurt, “Bu kurulun 4 kişisi belediyeden, 6’sı ise iş insanlarından oluşması gerekiyor. Maden sanayi alanımız hazır. Yaklaşık yüzde 80 kamulaştırılması gereken yerler, yüzde 20’si devlet arazisi... Kamulaştırmalar da sorun değil. Bedeller devletimiz tarafından bir şekilde karşılanır fakat iş insanlarımızın ‘Burada maden yatırım yapacağım’ deyip, irade göstermesi ve bu organizasyonu bizimle yapması gerekiyor. Biz hazırız ama iş insanları son süreçte burayı rantabl görmemekte” şeklinde konuştu.

500 MİLYAR DOLARIN TEMELİ YOK

Yazının Devamını Oku

Başkanın başıboş köpek isyanı

5 Eylül 2022
Bursa’nın yakın yerlerinden toplanan başıboş köpeklerin ilçelerine getirildiğini söyleyen Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, bu nedenle önemli sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti.


Orhaneli İlçesi’nin girişinde ve ilçe merkezinde başıboş dolaşan köpekler dikkat çekiyor. Gruplar halinde gezen köpekler, vatandaşları korkutuyor. Sosyal açıdan başıboş dolaşan köpeklerin ilçenin en büyük sorunu olduğunu söyleyen Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, konum olarak Bursa’ya yakın olduklarını hatırlatarak, yakınlığın dezavantaj oluşturduğunu kaydetti. Köpek sorununa katlanan bir ilçe haline geldiklerini dile getiren Aykurt, “Özellikle barajdan sonra Orhaneli istikametine doğru yol boyunda Orhaneli’ye kadar her yer köpek. Bu köpekler her geçen gün artıyor. Ciddi bir sorun haline geldi. Özellikle yolda kazalara sebebiyet vermekte” diye konuştu.

ÇOK BÜYÜK SORUN

Hastalıkların artmasından da korktuğunu açıklayan Aykurt, köpeklerin hepsinin aynı yerden yemek yediklerini hatırlatarak, birindeki rahatsızlığın diğerlerine de geçtiğini söyledi. 20 bin nüfusa sahip küçük bir belediye olduklarını anımsatan Aykurt, “Elimizden geldiğince özellikle kış aylarında köpeklere bakmaya gayret gösteriyoruz. Ancak vatandaş da bakıyorum, derken zarar veriyor. Poşetle arabanın camından yemek atıyor. Kasap geliyor, kamyon römorkuyla kemik indiriyor. Kurban Bayramı’nda deriler köpeklerin olduğu yerlere yol boyunca atıldı. Bayram sonunda 7-8 kamyon temizlik yaptırdım. Deriler, kemikler, işkembeler… Gerçekten çok büyük sorun haline geldi” dedi.

BURSA’YA YAKIN YERLERDE KÖPEKLER VAR


Bu köpeklerin Bursa’dan bırakıldıklarını söyleyen Aykurt, “Bursa’daki yöneticilerimiz ‘Neden Bursa’dan bırakılıyor?’ diyebilir. Diğer taraflarda köpek yok. Bursa’ya yakın olan yerlerde köpekler var. Harmancık ve Büyükorhan istikametinde ufak sorunlar var ama Orhaneli kadar değil. Bizim çok ciddi sorunumuz var. Örnek vermek gerekirse, Çınarcık Köyü’nden tutalım. Süleyman Bey, Başköy… Başköy’de o kadar çok köpek var ki… Başköy Atlas ve Kadriye’ye sınır. Bunlar Nilüfer’in köyü. Öbür tarafta Kayapa’nın üstü kalıyor. Çınarcık tarafına bırakılan köpekler nedeniyle bize her gün şikayetler geliyor. Biz hangisine yetişeceğiz? Personelim de ekonomik imkanım da sınırlı” diye konuştu.

BİRLİKTE ÇÖZÜM

Yazının Devamını Oku

Bursa’dan turizm atağı

30 Ağustos 2022
Tarihi ve doğal zenginlikleri ve farklı lezzetleriyle Türkiye’nin önemli kentleri arasında yer alan Bursa, turizmde hak ettiği payı almak için Eylül ayında bir dizi etkinlik gerçekleştirecek.


Bursa Büyükşehir Belediyesi, Osmanlı saray mutfağının doğduğu şehir olarak nitelendirilen Bursa’yı gastronomi turizminde de öne çıkarmak amacıyla ‘İpeksi Lezzetler’ sloganıyla ilk kez Bursa Gastronomi festivali düzenliyor.

Bursa’nın turizmden aldığı payı artırmak amacıyla kentin sahip olduğu değerleri değerlendiren Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa mutfağını vitrine çıkarıyor. Sultan 2’nci Bayezid Han tarafından 1502 tarihinde Bursa’da çıkarılan, ürünlerin yanı sıra ekmek, çörek, et, meyve ve sebze gibi yiyeceklerin satış kurallarını belirleyen Kanunname-i İhtisab-ı Bursa ile dünyanın ilk standardının hazırlandığı kent olan Bursa’nın lezzetleri bu festival ile tüm dünyaya tanıtılacak.

GASTRONOMİ POTANSİYELİ

23-25 Eylül tarihlerinde yapılacak Bursa Gastronomi Festivali, Bursa’nın gastronomi alanındaki potansiyelini, Türkiye’nin her bir yanından gelecek olan akademisyenler, şefler, kanaat önderleri ve Bursalılar’ın desteğiyle daha da geliştirecek. Festival birçok yarışmaya ev sahipliği yapacak ve bu işe gönül vermiş öğrencilere eğitim fırsatları sunacak.

YENİ YOL HARİTASI

Festival öncesinde gerçekleştirilecek Gastronomi Çalıştayı ve festival sırasında düzenlenecek panellerle gıdada sıfır atık, yerel tedarik, gastronomi ekonomisi, eğitim, ticaret ve beslenme konularını masaya yatıracak ve Gastronomi Dünyası için yeni yol haritalarının oluşmasına zemin hazırlayacak.

BURSA’NIN LEZZETLERİNİ TANITACAĞIZ

Yazının Devamını Oku

Balık ölümlerinin nedeni sıcaklık

4 Ağustos 2022
Büyükorhan’daki balık ölümlerini araştırmak için numune toplayan İlçe Tarım Müdürlüğü Ekipleri, ötrofikasyon tespit etti. Suda azot ve fosfor seviyesinin yüksek olduğunun anlaşıldığını söyleyen Doç. Dr. Efsun Dindar, “Su miktarının azalması ve sıcaklığının artması oksijen miktarının düşmesine sebep olduğu için balık ölümlerinin gerçekleştiği düşünülmektedir” dedi.

Bursa’nın Büyükorhan Cuma Barajı’nda çok sayıda balık ölümü yaşandı. Olayın ardından İlçe Tarım Müdürlüğü balıklardan ve sudan numune aldı. Ekipler yaptığı incelemede suda ötrofikasyon tespit etti.

İKLİM KRİZİ TEHDİT EDİYOR

Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, iklim değişikliğinin etkisiyle sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini belirterek, beklenen yağışlarında olmaması ve kış aylarının kurak geçmesinin su kaynaklarını olumsuz etkilediğini kaydetti. Suda yaşamın en önemli göstergesinin su içerisinde bulunan oksijen miktarı olduğunu hatırlatan Dindar, “Balık ve diğer canlıların yaşamına devam edebilmesi için su içerisinde bulunan oksijen miktarı önem taşımaktadır. Yaz aylarında sıcaklığın artması ile suda oksijen miktarı azalmaktadır. Eğer su kaynakları kirlilik baskısı altında ise bu durumda kirleticilerin parçalanması sırasında da oksijen tüketildiğinden sudaki oksijen miktarı kritik seviyelere düşmektedir. Suda oksijen kalmadığı durumlarda balıklar ve oksijene ihtiyaç duyan tüm canlılar ölmektedir. Bu nedenle yaz ayları iklim değişikliğinin de etkilerinin artması dolayısıyla su kaynakları için oldukça önem arz etmektedir. Su miktarının azalması, kirliliğe maruz kalma, azot ve fosfor gibi besin elementlerinin suda artarak ötrofikasyona sebep olması hem su kalitesini, hem canlı yaşamını tehdit etmektedir” dedi.

AZOT VE FOSFOR YÜKSEK

Cuma Barajı’nın sulama amaçlı olarak kullanıldığını anımsatan Dindar, “Burada yaşanan balık ölümleri ile ilgili olarak İlçe Tarım Müdürlüğü’nün hem su, hem balıklardan numune alarak yaptığı analizler neticesinde suda ötrofikasyon olduğu tespit edildi. Yani suda azot ve fosfor seviyesinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Su miktarının da azalması ve sıcaklığının artması oksijen miktarının düşmesine sebep olduğu için balık ölümlerinin gerçekleştiği düşünülmektedir. Azot ve fosforun yüksek olmasının sebebi de tarımsal amaçlı gübre kullanımı sonucunda yıkanmalarla baraja ulaşması kaynaklı olabilmektedir” diye konuştu.

Yazının Devamını Oku