Ego...

İki buçuk saatlik bir dizi için sabahtan gece yarılarına kadar sette olduklarını haykırdı. Kırık dökük Türkçesiyle... İlk kez meydanda bu denli açık konuşan kadını dizideki arkadaşları oturdukları yerde alkışladı. Şimdiye kadar onlar da bu durumdan yakınıyordu ama seslerini yükseltemiyorlardı/yükseltmiyorlardı...
Kimdi bu cesur kadın? Meryem Uzerli... Muhteşem Yüzyıl dizisinin Hürrem’i... O çıkış bana göre derslik bir çıkıştı. Aslında gizliden işçi haklarından dem vurdu... Almanya doğumlu Uzerli, sendikacılığı da modern çalışma sürelerini de geldiği ülkeden biliyor tabii ki... Uzatmayacağım... Hürrem, yapımcısına “Böyle gitmez” dedi ve ülkesine döndü. Haber vermeden.  Berlin’de tedavi görüyormuş. Yapımcısı Timur Savcı, “Uzerli benim sayemde 4 milyon dolar kazandı” diyormuş. Sanki kendisi hiç kazanmıyor. Uzerli’yi kovacakmış...

AYKUT HOCA ANCAK YILDIRIM ONAY VERİNCE GİDEBİLDİ

FİLM setlerinden futbol sahalarına uzanalım. Daha doğrusu yönetici katlarına... Aykut Kocaman, Fenerbahçe macerasını sonlandırdı. İstifaları ve ardından geri dönüşleriyle bildiğimiz Aykut Hoca, nihayet virgül değil nokta dedi. Aziz Yıldırım, bu sefer ikna etmeye çalışmadı. “Tamamdır” dedi. Ayrılığın sebebiyle ilgili bir sürü iddia var. Ben onlarla meşgul değilim. Ancak taraflar saydam bir şekilde herşeyi açıklamalı... O ayrı. Ancak şu gerçek gün gibi ortada: Aykut Hoca istediği zaman değil, Başkan Yıldırım istediği zaman gidebildi... Bir tuhaflık yok mu sizce?

ELDE VAR KOCAMAN BİR HÜZÜN...

AYKUT Hoca’yı Alex’in gönderilmesinde ve birçok maçtan sonra rakiplerine yaptığı çıkışlardan dolayı eleştirdim. O eleştirilerimin hâlâ arkasındayım. Ancak Aykut Hoca, önemli bir futbol adamı...  Ona bir şiirle selam göndermek istiyorum; Atilla İlhan’dan: Hayat zamanda iz bırakmaz / Bir boşluğa düşersin bir boşluktan / Birikip ‘yeniden sıçramak’ için / Elde var hüzün...

AYSAL, USTALIK DÖNEMİNE YIKIP DÖKEREK GİRDİ

ÜNAL Aysal, 2 yıllık başkanlık süresine iki Süper Lig şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi çeyrek finali sığdırdı. Başarıda kendisi kadar Fatih Terim ve başta Ali Dürüst olmak üzere, yönetim kurulu üyelerinin de büyük katkısı var. Kimse bunun aksini söyleyebilir mi? Aysal, bu yönetimle yollarını ayırma kararı aldı. Tamam genel kurulun iradesine gidiyor. Demokratik bir tercih. Ama sormazlar mı o zaman da, acemilik döneminde büyük faydasını gördüğünüz yönetimin önemli kilometre taşlarını neden bir anda dışlama noktasına geldiniz?

KAYZER NE DERSE O...

BU tek adamlık sadece bizde yok. Almanya’da da var Hollanda’da da... Hem de futbolun en kerli ferli kahramanlarında... Franz Beckenbauer... Alman futbolunun yaşayan efsanesi... Ona Kayzer (İmparator) derler. Alman futbolundaki en etkili güç... Bayern Münih ve Alman Milli Takımı ondan sorulur. Onun istemediği bir isim ne Bayern’in ne de Alman Milli Takımı’nın kapısından giremez... Franz istemedi diye Christoph Daum’un Almanya’nın başına geçemediği yıllardır söylenir. Ben Kayzer’in cuntayı aratmayan tavrı hakkında net bir bilgiye de sahibim... Alman futbolunun efsanevi futbol yıldızlarından Andreas Möller’i bilmeyen yoktur. Parlak bir futbolcu geçmişi var. Möller kariyerinde biri, şu aralar boşta... Geçen yıl konuştuğum Möller’e “Şu anda büyük bir takımda teknik adam olmamanın nedenini Beckenbauer’e bağlayanlar var” dedim. Gülerek, “Evet o istemiyor” karşılığını almıştım...

ÖNCE SARI FARE’YE SELAM ÇAKACAKSIN...

Sarı Fare Johan Cruyyf... O da tek belirleyici... Hem Ajax’ta hem Hollanda Milli Takımı’nda hatta bir zamanlar Barcelona’da... 2 yıl önce Ajax’ın başına Van Gaal’in gelmesine Cruyyf, şiddetle karşı çıktı.  O, Frank De Boer’u tercih etti. Van Gaal, Sarı Fare’yle inatlaşmak yerine ona zeytin dalı uzattı. Ne yaptı? Geçen yıl 25 Nisan’da Hollandalı efsanenin 64. doğum gününü binlerce Euro’luk tam sayfa bir gazete ilanıyla kutladı... Bu hareketle Cruyyf’un gönlünü kazandı ve Euro2012’den sonra milli takımın başına geçti... Yapımcı Timur Savcı’nınki de Aziz Yıldırım’ınki de Ünal Aysal’ınki de Kayzer’inki de Sarı Fare’nin ki de... Nedir sizce? Bana göre... Ego... Tam da Özdemir Asaf’ın aynı adlı şiirindeki gibi: Son kadeh içilmiş / son söz edilmişti / Bir düşünce sardı hepsini / bir hatıra / bir hırs / bir kıskançlık/bir yanıltı/bir kardeşlik / bir yanlışlık / bir kin / bir ümid / bir şey / İnsana ait...