Paylaş
Bu bayram hepimizin birçok yeni ailesi vardı. 6 Şubat’taki deprem felaketinde sevdiklerini yitiren, evlerini, yuvalarını kaybeden vatandaşlarımızın yaralarını biraz olsun hafifletmek için onları sarıp sarmalamaya, özellikle çocuklarımıza biraz olsun acılarını ve travmalarını unutturmaya çalıştık. Herkesin bu noktada büyük bir sağduyu ve istekle payına düşeni yaptığına yürekten inanıyorum. Bu denli büyük felaketler yaşamadan da her zaman bir ve bütün olmalıyız. Biz bunu başaracak kadar maneviyatı yüksek, sağduyusu engin bir milletiz. Biz biliriz ki hayat paylaştıkça güzel. Sevinci de acıyı da yası da kutlamayı da...
DUYGU VE DÜŞÜNCELERİMİZİ DÖNÜŞTÜRMEK
Yaşam bazen öyle olaylar, öyle deneyimler ve konular getirir ki önümüze, dönüştürmemiz gereken bakış açılarımızı, değiştirmemiz gereken düşünce kalıplarımızı ve artık iyiliğimize hizmet etmeyen tutumlarımızı net bir şekilde bize gösterir. Evrenin ‘denge’ ve ‘uyum’ sistemi inanılmazdır. Zamanlaması ise her daim mükemmeldir. Farkında olmalıyız ki yaşadığımız her olaydan, maruz kaldığımız her durumdan alacağımız bir ders mutlaka vardır. Olumlu veya olumsuz olması hiç önemli değildir. Bu dersler ceza değildir, gelişmemiz için yaşamamız gereken deneyimler bütünüdür. Edindiğimiz deneyimler, zaman içerisinde yaşamımızın geri kalanını şekillendirmekte bize ışık tutan en önemli rehberlerimizdir. Evren, her durumu mükemmel bir şekilde hizalayarak bize sunar. Bu hizalamada nerede ve nasıl duracağımızı, hedefimizin ne olduğunu belirlemek ise bizim seçimimizdir. Seçtiğimiz yöntemler ve yollar da bizi yeni yeni deneyimlere taşır ve hayat bu şekilde akar durur. Kaygı ve endişeye odaklanırsak, bize bu olumsuz duyguları yaşatmış, geçmiş olaylara saplanıp kalırsak, bu olumsuz duygular olumsuz düşüncelere evrilir, düşünceler de bir süre sonra zihnimizi ele geçirirler. Karamsar, hayata karşı güvensiz ve isteksiz hale geliriz. Bilinçaltımıza bir sebeple yerleşmiş ama farkında olmadığımız korkularımız tetiklenir ve buldukları en küçük aralıktan bilincimize doğru sızarlar. Sonra yüzeye çıkarak tüm psikolojimizi ve ruh durumumuzu negatif etkilerler. Oysa kaygı, endişe, şüphe, çaresizlik, değersizlik gibi bizi aşağı çeken tüm duygulardan ve düşünce kalıplarımızdan kurtulmak mümkündür. Nasıl mı? Olumlamalar yaparak, meditasyon, yoga ve nefes egzersizleri gibi teknikleri uygulayarak. Bu saydığım teknikler hem zihnimizi nötralize etmek, bize yük olan olumsuz bilinçaltı kayıtlardan kurtulmak hem de bedenimizi rahatlatmak için çok etkili birer yöntemdir.
KENDİMİZİ GERÇEKTEN SEVİYOR MUYUZ?
Biz kendimize nasıl davranıyorsak, başkaları da bize o şekilde davranır. Öncelikle bir düşünelim. Başkasından beklediğimiz sevgi ve şefkati kendimize gösteriyor muyuz? Kendimizi seviyor muyuz, değer veriyor muyuz yoksa kendimizden önce hep başkalarını mutlu etmenin peşinde miyiz? Bu soruların cevabını bulmak için önce içimize dönmeliyiz. Kendimizle yüzleşmeliyiz. Bu yüzleşmede yaşadığımız her olumsuz anımızın suçunu kendimize yüklediğimizi, konu ne olursa olsun suçu hep kendimizde aradığımızı, her durumda kendimizi ‘suçlu’ ilan ettiğimizi ve bundan utanç duyduğumuzu görüyorsak kendimizi sevmekle ilgili problemimiz var demektir. Yaptığımız hataların sorumluluğunu almak ile olur olmaz her konuda kendimizi suçlamak apayrı şeylerdir. İnsanız ve elbette hata yapabiliriz ve yaptığımız hatanın sorumluluğunu almayı da bilmeliyiz. Ancak, hayatın getirdiği her olumsuz deneyimin sebebi biz olamayız. Önce bunun farkında ve bilincinde olalım. Aynı şekilde, başımıza gelen her negatif deneyimden ötürü başkalarını suçlamak da yanlıştır. Çünkü yaşanan her olumsuz olayda illaki bir suçlu olmak zorunda değildir. Her olayda bir suçlu aramamayı, bazen durumu olduğu gibi kabullenmeyi ve sadece bir deneyim olarak görmeyi öğrenmemiz gerekir. Derinlere indikçe, neden hep kendimize yüklendiğimize veya hep bir suçlu aradığımıza dair ipuçları buluruz. Biz farkında olmadan bilinçaltımıza kodlanmış negatif inanç kalıplarımızı bu ipuçları yardımıyla dönüştürebiliriz. Bu değişim ve dönüşümü başarmanın en etkili yöntemleri meditasyon, doğru nefes egzersizleri, yoga, reiki ve ilaveten kozmik şifa enerjisi ve bilinçaltı temizliğidir. Bu tekniklerin her biri ancak konuya hakim bir uzman eşliğinde uygulanarak pratik edilebilir. Bu konuda daha detaylı bilgi almak için köşemin başlığında yer alan mail adresimden veya @meditasyon_motivasyon adlı Instagram adresimden bana ulaşabilirsiniz. Unutmayın en etkili şifalanma, kendimizi olduğumuz halimizle kabul edip sevmek ve onaylamaktır.
OLUMLAMA CÜMLELERİ
Olumlama cümleleri o denli önemlidir ki! Değişim ve dönüşümümüz için ve her türlü olumsuz duygu, düşünce ve inanç kalıplarından kurtulmamız için adeta birer ilaç görevi görürler. Düzenli olarak tekrarladığımızda pozitif yönde çok hızlı bir şekilde başlayan değişimi fark etmek mümkündür. Ayrıca tüm bu olumlamalar bizi motive eder, bilinçaltımızdaki olumsuz kayıtları biz farkında olmadan yavaş yavaş siler. Konsantrasyon gücümüzü artırır. Bunlardan bazılarını aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Her gün-özellikle sabahları-bu olumlamaları pratik edin ve siz de hayatınızdaki güzel değişimleri gözlemlemeye hemen başlayın.
Ben saf sevgiyim.
Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum.
Kendime değer veriyorum.
Kendime güveniyorum.
Her zaman mutluyum.
Bolluk ve bereket hep benimle.
Kendimle gurur duyuyorum.
Ben huzurun ta kendisiyim.
Ben başarılıyım.
Sevgiyi paylaşmayı biliyorum.
KULLANILMAMASI GEREKEN KELİMELER
‘Asla’-Asla dediğimizde asıl yapmak istediğimiz şey için evrene sinyal gönderiyor oluyoruz. Gerçekten istemediğimiz bir durumu deneyimlemek istemiyorsak ‘asla’ kelimesini kullanmayalım. Dikkat edin ‘asla yapmam’ dediğiniz birçok şeyi yapmış olmanız kuvvetle muhtemeldir. ‘Hiç’-Hiç sözcüğü ‘yok’ olarak yankılanır ve algılanır evren tarafından ve yokluk enerjisini pekiştirir. Bu kelimeyi kullanmamaya özen gösterelim. ‘Keşke’-Keşke sözcüğü pişmanlık, istenmiş ama yaşanmamışlık, özenme, geçmişle barışık olmama ve hayıflanmayı çağrıştıran bir sözcüktür. Bu sebeple ‘keşke’yi de kullanmaktan imtina edelim.
HAFTANIN ÖNERİSİ
Bu hafta kullanılmamış bir defter alın. Bu deftere 21 gün boyunca her gün aynı saatte, o gün içinde sizi huzursuz eden, öfkelendiren, ürküten veya kaygılandıran bir veya birkaç olayı yazın. Sonra bu yazdıklarınızın altına bir çizgi çekin ve yukarıda verdiğim olumlamalardan size o an için en yakın hissettiklerinizi yazın. Olumlamaları da yazdıktan sonra, tüm yazdıklarınızı kendi duyabileceğiniz şekilde sesli olarak bir kez okuyun. Daha sonra sadece olumlama kısmını 3 kez okuyun. Devamında sevdiğiniz enstrümental bir şarkıyı açın ve dans edin. O günün tüm stresinin çok geride kaldığını, hatta yazdığınız olumsuz duygu ve düşüncelerden eser kalmadığını, son derece rahat ve huzurlu hissettiğinizi fark edeceksiniz. Bu uygulamayı 21 gün ara vermeden yaparsanız kaygı, endişe, stres artık sizden çok uzak olacak. Kişisel gelişim üzerine yazdığı kitaplardan hep feyz aldığım usta yazar Sayın Ünal Güner’in ‘Kaderin Kodu’ isimli kitabını alın ve okuyun. Kullanmaktan vazgeçmeniz gereken kelimelerin listesi bu kitapta çok güzel açıklanmış ve kitabın tamamı son derece faydalı. Hepinize şifa olsun!
Paylaş