Paylaş
21 MART DÖNENCESİ
Geçen hafta 21 Mart dönencesi ile birlikte ilkbahara tam anlamıyla giriş yaptık. Benim uzmanlık alanım olmayan astrolojiyle hayli ilgiliyim ve takipçisi olduğum astrolog arkadaşlarımdan da öğrendiğim üzere bu seneki 21 Mart sadece dönence değil, aynı zamanda “Yeni Ay” idi. Yeni Ay enerji ise yeni başlangıçlar, hayat rutinimizde var olan ancak bizi gerileten ve artık bize hizmet etmeyen her türlü olay, durum ve kişileri geride bırakıp yeniye kucak açma zamanıdır. Tıpkı “bahar” gibi.
Farkında mısınız? Aslında biz insanlar da mevsimlerle birlikte değişip dönüşüyoruz. Kimimiz yaz aylarını sever, kimimiz kışı veya sonbaharı... Ama ortak müşterekte hepimizin mutlu hissetmeye, hayata olumlu bakmaya, gelecekle ilgili umut dolmaya meylettiği tek bir mevsim vardır ki o da ilkbahar. “Bahar geldi!” dediğimizde sonbaharı değil ilkbaharı kastederiz. Düşünün. Sonbahar en sevdiğiniz mevsim dahi olsa hiçbir sonbaharda “bahar geldi” demiş olabilir misiniz? İstisnalar olabilir ama genelleme yapıyorum ki bahardan kastedilen daima ilkbahardır.
DÖRT MEVSİMİN ÖNCÜSÜ BAHAR
Birçok etnisite ve kültürde, baharın gelişi bayramlarla kutlanır. Doğa uyanıp canlanırken, bizler de üzerimizdeki rehavetten kurtulup canlanmak isteriz ve adeta çiçek açmaya hevesleniriz. Kış aylarında hava pusludur, soğuktur. Biz de farkında olmadan bu duruma uyumlanır tıpkı doğa gibi duygusal ve zihinsel bağlamda yaprak döker, bahar ve yaz aylarına oranla daha karamsar ve içe dönük oluruz. Evde daha çok vakit geçirir, nispeten daha az sosyalleşiriz. Bir bakıma aslında -günlük rutinlerimizi devam ettirmek suretiyle- bir tür inziva yaşarız. İnsan doğar, yaşar, ölür. Doğa da canlanır, yaşar, ölür. Ancak doğanın her sene kendini yenileme gibi bir özelliği vardır. Biz insanlar da her ilkbaharda yeniden canlanırız. Dört mevsim içinde neden sadece ilkbaharın gelişi kutlanır? Çünkü ilkbahar doğumdur, canlanmadır, yenilenmedir, renklenme ve bezenmedir. En basitinden beş duyumuzu da okşayacak kadar güzeldir ilkbahar. Ama en çok ruhumuzu...
BAHARIN GELMESİ NEDEN BİZLER İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIR?
Çünkü asıl bahar ruhlarımıza gelir. Baharın rengi, kokusu, güneşin sıcaklığını yeniden hissetmeye başlamak yeniden var olduğumuzu hatırlatır bize. Bu yüzdendir bahar aylarında doğada daha fazla vakit geçirme isteğimiz. Farkında olmadan dışarıdayken daha sık ve derin derin nefesler alarak bahar havasını içimize doldurmaya çalışırız. Bilinçaltımız bilir ki, aslında bu şekilde hem bedenen hem ruhen şarj oluyoruzdur. Ilık rüzgârlarla gelen baharın kokusu bile başkadır. Rengârenktir. “Koku hiç rengârenk olur mu?” dediğinizi duyar gibiyim. Ama olur. Gökte ne varsa yerde de o vardır, etrafımızda ne görüyor ve ne hissediyorsak, o hisler imgeleme yoluyla tüm duyularımıza yansır. Duyularımıza yansıyan bu pozitif enerji de gülümseme olarak dışarıya yansır. Bahar mutluluk ayıdır. Bahar, umuttur. Ünlü şairimiz Ziya Osman Saba, baharın umut olduğunu ne güzel anlatmış aşağıdaki dizelerinde:
“Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,
Bir melek ordan bize uzatacak elini.
Beni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyle.
Ümitlerin en güzelini!..”
BAHAR YOGASI
Baharda doğa canlanıyor ve yenileniyor iken biz de Hatha Yoga ile hem bedenimizi hem zihnimizi hem de ruhumuzu yenileyip, dengeleyebiliriz. Aşağıda vereceğim her bir yoga duruşunu (asana) her gün 4’er dakika Düzenli yaparak, günde sadece 12 dakika ile hedefe ulaşabiliriz. Hedef nedir? Bedensel olarak kaslarımızı, eklemlerimizi ve iç organlarımızı rahatlatacak ve şifalandıracağız. Toksinlerden kurtulacağız. Aynı zamanda ruhumuzla doğa arasında bağlantı kurup özdeğer bilincimizi geliştireceğiz, sadece nefesimize odaklanıp an’da kalarak olumsuz düşüncelerden arınacağız ve içimize dolacak olan saf sevgi enerjisi ile evrenin enerjisine uyumlanacağız. Hazırsanız başlıyoruz.
1) ANJANEYASANA (HİLAL HAMLESİ DURUŞU)
Göğüs kafesini ve göğüs kaslarını esneten, siyatik ve diz ağrılarına çok iyi gelen bu pozisyona başlarken matımızda ellerimizin üzerine gelelim. Dizlerimizin altını beslemek için battaniye kullanabiliriz. Sağ ayağımızı iki elimizin arasına alalım. Dizimiz bileğimizin tam üstünde veya biraz gerisinde durabilir. Nefes alırken kollarımızla yukarıya doğru uzanalım. Bedenimizin yanlarını uzatırken biraz da geriye doğru eğilebiliriz. Kalçamızı hafifçe öne alalım. Bu duruşta iken sakince beş nefes kadar kalabiliriz. Duruşu bırakırken ellerimizi yere alalım ve sağ ayağımızı arkaya getirelim. Aynı şekilde sol ayağı iki elimizin arasına alarak vücudumuzun diğer tarafıyla da pozisyonu beş nefes tekrarlayıp sonra bırakalım.
2) MALASANA
Öncelikle matımızın üzerinde ayakta duralım ve ayaklarımızı kalça genişliğinden fazla bir şekilde açalım. Ayak parmaklarımızı yanlara doğru 45 derece çevirelim ve topuklarımızı yere sabitleyerek aşağıya doğru olabildiğince çömelelim. Sonra üst bedenimizi öne doğru hafifçe eğelim. Ellerimizi avuç içlerimiz bitişik şekilde tutalım ve dirseklerimizi dizlerimizin iç tarafına koyup, dizlerimizle dirseklerimize bastıralım. Malasana vücudumuzda sindirim sistemimiz, kalçamız ve sırt bölgemizin özellikle alt bölümüne çok yararlıdır.
Pozisyonu bırakırken nefes alıp, dizleri birleştirerek yavaşça kalkalım.
3)VRKSASANA (AĞAÇ DURUŞU)
Matımızda ayakta duralım. Ayaklarımızla yere doğru güçlü bir şekilde köklenelim ve bacaklarımızı güçlü ve aktif tutalım. Bunu yaparken aynı şekilde başımızla yukarı doğru uzayalım ve avuç içlerimiz bitişik vaziyette kollarımızı da başımızın yukarısına kaldıralım. Bunları yaparken normal nefes alıp verelim. Sonra, vücut ağırlığımızı sağ ayağımıza aktaralım ve sol dizimizi kırarak sol ayağımızı sağ bacağın iç kısmına basarak yerleştirelim. Pozisyona geçtikten sonra gözlerimizi bir noktaya sabitlersek dengede daha kolay kalırız. Duruşu sonlandırırken önce ellerimizi göğüs hizasına saygı pozisyonuna indirelim, sonra yavaşça ayağımızı yere bırakalım.
HAFTANIN ÖNERİSİ
Baharın renklerine uygun sarı, turuncu ve kırmızı tonlarında giyinerek baharın enerjisiyle uyumlanın. Bol bol yasemin çayı tüketin ve doğada çok vakit geçirin. Hafta sonu yaklaşırken tüm bunların faydalı olduğunu yükselen enerjinizden anlayacaksınız.
Hoş geldin “bahar”, iyi ki geldin. Hepinize şifa olsun, sevgiyle.
Paylaş