Tamamen farklı

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

‘‘VE şimdi Tamamen farklı bir şey...’’ (Söyleyen: John Cleese, Monty Payton şov- 1974)

‘‘Hayatta en nefret etiğim şey yazıda kendi kendimi tekrarlamaktır.’’ (Söyleyen: Serdar Turgut-1998)

***

Küçük ilan:

Yeni bir televizyon programı için acil olarak sponsor aramaktayım.

Bu şovun çok ilgi çekeceğini, geniş kitleleri peşinden sürükleyeceğini biliyorum.

Planladığım şovda Hüsrev Hatemi ve Hüseyin Hatemi bir saat boyunca, kendi seçecekleri herhangi bir ilginç konuda, dinamik biçimde sohbet edecekler. Program kesintisiz yayınlanacak ve fon müziği bile olmayacak. Başarılı olması kesin olan bu programa reklam vererek destek olmak isteyen şirketler lütfen benimle temasa geçsinler.

***

Şimdi durup dururken neden bu saygın beyefendilere taktın derseniz.

Tabii ki takarım ya...

Açıkça söyleyeyim, ben onların ikiz olduklarını bizim gazetede yayınlanan diziden önce bilmiyordum. Bunu öğrendikten sonra hayatım radikal biçimde değişti.

Şu anda geçtiğimiz dört yıl içinde televizyonda konuşurken dinlediğim Hatemi'lerden hangisinin Hüseyin, hangisinin ise Hüsrev olduğunu net olarak tespit etmek gibi insanı nihai analizde delirtebilecek bir işe girişmiş durumdayım.

***

Bir küçük ilan daha:

Ertuğrul Özkök'ün bir ikiz kardeşinin olduğu yolunda kuvvetli duyumlar almaktayım.

Çünkü bir insanın bu kadar çok farklı yerde aynı anda görünebilmesi teorik açıdan imkânsız olduğundan genel yayın yönetmeni ya dublör kullanıyor, ya da gizli bir ikizi var.

Bu konuda bilgi sahibi olanların Hürriyet Medya Towers adresine ‘İKİZ’ rumuzuyla yazmalarını rica ederim.

***

Rana'nın da gizli bir ikiz kardeşi olduğu kesin.

Kimse bana bunun aksini öne sürüp, hayır o tek bir kişiden ibarettir diyemez.

Çünkü hayatta hiçbir insanın hem başka bir insanın bulunduğu her yerde aynı anda bulunup, hem de kendi işini gücünü sektirmeden yapmayı başarması imkânsızdır. Rana ise imkânsızı başarıyor ve bu nedenle de ikizi var mutlaka.

***

Allah'tan babamın ikizi yok.

Çünkü hafta sonu İstanbul'a geliyor.

Tek başınayken bile ona tahammül zorken bir de ikiz kardeşiyle gelselerdi düşünebiliyor musunuz olacakları? Bir de rakıyı çektiler mi ne sohbet ederlerdi kimbilir iki kardeş.

***

Hadi Uluengin'in ikizinin olmaması da çok hayırlı oldu. Düşünebiliyor musunuz, Hadi'nin bir ikizi olsaydı Belçika'nın şu andaki çocuk nüfusu da tam tamına iki misli olacaktı.

Bu ise zaten küçük ve anlamsız olan bu ülke açısından ek bir travmaya yol açabilirdi.

***

Dikkat dikkat.

Yazının bu bölümü daha önceki bölümlerden bile daha da anlamsızdır.

Bu bölümün doğal olarak sosyal bir anlamı olmadığı gibi üstelik espri olsun diye de yazılmamıştır.

Sadece ben bunu yazmak zorundayım, o kadar:

Evet, şunu söylemek istiyorum.

Hayatta Jon Bon Jovi gibi gitar çalabilseydim, başka bir şey katiyen istemezdim. O zaman manasız yazılar yazmak zorunda da kalmazdım.

Lütfen bu konuyu daha fazla açmamı istemeyin.

***

Hürriyet üst yönetimine gizli mektup

Gönderen: Serdar Turgut

Konu: Bazı yazılardaki anlamsızlık üzerine

Sayın büyüklerim.

Söze başlamadan önce, yaklaşan kurban bayramınızı kutlar, ellerinizden öperim.

Şimdi geleyim esas konuma.

Ne yapayım yani ya?

Tabii ki arada bir yüzde yüz anlamsız yazılar yazacağım. Kolaysa siz her gün mizah yazmayı deneyin de göreyim.

Üstüme gelmeyin bakın haykırarak ağlarım ha!

Keşke benim ikizim olsaydı da, bugün de o yazıyı yazsaydı. Ama yok yani ne yapayım, suç benim mi yani? Batsın bu dünya.

Sevgiler, saygılar.

Serdar Turgut-part time başarılı yazar.

***

Bilmem farkında mısınız ama bu yazı yavaş yavaş bir postmodern kötü rüyaya dönüşmeye başladı. Üstelik kısır döngüden çıkamadığım gibi satır sayılarına da baktığımda yazının hâlâ daha gerekli uzunluğa ulaşamadığını görmekteyim.

Yemin ediyorum ekmek parası için çekilecek iş değil bu...

Ama ne yazık ki 43 yaşındayım ve başka tek bir yeteneğim bile yok.

Ve bugünkü örnekte de görüldüğü gibi yaşlandıkça da yeteneğim olduğunu düşündüğüm konuda bile yeteneğim olmadığı ortaya çıkıyor.

Anladığım kadarıyla artık Prozac'a başlamanın tam da zamanı geldi ve belki de geçiyor.

***

Bir pasiflora on the rocks rica ediyorum.

Evet ilk önce buzu atın, pasiflorayı sonra koyun bardağa.

Hayır limon istemem.

Sıhhatinize!

Ohh rahatladım be...













Yazarın Tüm Yazıları