Serdar Turgut: Şükürler olsun, haklı çıktım!

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Size bir şey söyleyeyim mi, Hürriyet Gazetesi var oldukça benim de yazı konusu bulma sorunum katiyen olmayacak.

Örneğin alın pazar günkü Hürriyet'i. Bence tam bir klasikti.

İçinde öylesine çok konu vardı ki benim ele almam gereken, bu Hürriyet'i hálá daha okumakta olduğum Proust'un ‘Kayıp Zamanın İzinde’ ciltlerinin yanına, başucu gazetesi olarak koymaya karar verdim.

Konu sıkıntısı çektikçe bu sayfalardan bir haber çekip onu işleyeceğim.

10-15 günü daha kurtardık demektir.

***

Şimdi gelelim asıl konumuza.

Bu köşeyi okuyanlar bilir, ben yaklaşık beş yıldır ilkeli bir mücadele vermekteyim.

Bütün aşağılanmalara ve tehditlere kahramanca göğüs gererek doğru bildiğim şeyi korkmadan söyledim.

Kadınlarda ‘G’ noktası yoktur, bu emperyalizmin kardeş olması gereken halkları bölmek için uydurduğu bir masaldır, dedim.

Bu noktayı gerçekten bulan varsa hodri meydan, gelsin bana dedim, hatta bulan için ödüller koydum.

Dahası G noktasını ararken tamamen kaybolan ve bir daha hiç geri gelmeyen adamın hayat hikáyesini işlediğim bir romana bile başladım.

Yılmadım, yıkılmadım, sağlam durdum.

Sonunda bilim álemi de benim dediğim noktaya geldi.

Hürriyet olayı pazar günü ‘G Noktası Palavraymış’ başlığıyla, iş sekse gelince henüz daha A noktasını bile bulamamış olan, bu tür inceliklerle de yakından uzaktan alakadar olmayan halkımıza duyurdu.

Yani boşu boşuna aramış millet bunca yıldır o noktayı.

Düşünsenize ne kadar zaman, enerji israf edildi bunca yıldır. Sinirler nasıl da lüzumsuzca gerildi.

Belki de kaç cinayet işlendi kadının kendi G noktasını bilerek sakladığını zanneden erkekler tarafından.

Bunu okuyunca ‘Allah’ım şükürler olsun, beni utandırmadın' diye bağırmışım elimde olmayarak. Gazetecilik böyle güzel iştir işte, doğruları söylerseniz sonunda hayat sizi haklı çıkarır her durumda.

***

Ben bu tür haberlerin genellikle başlığını okurum ve haberi de sonra anında unuturum...

Ancak bu haberin tamamını okumamak neredeyse imkánsızdı çünkü birinci sayfada şöyle bir spot yer alıyordu:

‘‘G NOKTASI PALAVRAYMIŞ: Hollandalı doktorlar ilk kez sevişmenin MR'ını çektiler. Cinsel anatomide önemli bir adım olan programa 8 çift katıldı. Sıkılgan erkeklere Viagra verildi. MR çizimleri yüzyıllardır aranan ama bulunamayan ‘kadının G noktası'nın palavra olduğu ortaya çıkardı.’’

Tamam mı!

Okuyunca elinizde olmadan ‘Hoppala' diye haykırıp, haberin ana metnini okumak için büyük bir heyecan duymaya başlıyorsunuz.

***

Ben 30 yıldır filan ciddi bir makale ve kitap okuyucusuyum.

Bugüne kadar sadece iki metni ikinci kez okumak ihtiyacını duydum.

İlki Wittgenstein'ın Tractatus'uydu.

İkincisi de pazar günkü Hürriyet'teki G noktası haberi oldu.

Wittgenstein'ı ikinci okuyuşta az çok anladığımı tahmin ediyorum.

G noktası haberini hálá daha anlayabilmiş değilim hatta okudukça kafamın daha da karıştığı söylenebilir. Anlayabildiğim kadarıyla Hollandalı bilim adamlarına göre bu G noktası köstebek gibi bir şey olmalı. Heyecanlanınca arada kafasını gösterip sonra ortadan kayboluyor galiba.

Böyle olmalı çünkü G noktasını tespit edebilmek için sadece çıplak bir kadını MR makinesinin içine sokmak yerine sevişen çiftleri makineye sokmalarının başka rasyonel bir izahı yok.

Yani ikinci bir izah tarzı da doktorların o gün can sıkıntılarını atmak için bilimsel kılıflı bir seks gösterisi düzenlemiş olmalarıdır gayet tabii -ki bu bence çok daha rasyonel bir izahat tarzıdır.

***

Tabii kadın makinenin içinde tek başına olmayınca ister istemez erkeğin organının da haritasını çıkarmış doktorlar.

Varılan sonucu bizim gazete şu şekilde açıklıyor: ‘Cinsel birleşme sırasında erkeğin penisi, ne 15'inci yüzyılda yaşamış ünlü ressam Leonardo da Vinci'nin resmettiği şekilde kalem gibi düz kalıyor, ne de başka araştırmacıların ileri sürdüğü gibi ‘S' gibi kıvrılıyor: BİR BUMERANG ŞEKLİNİ ALIYOR.'

Evet BUMERANG demişler.

Bunu öne süren bilim adamı ya hayatında hiç bumerang görmemiş ya da hiç dayak yememiş.

Bu konuya tabii ki devam edeceğim.

AGORA: www.hurriyetim.com tr

veya www.hurriyet.com.tr/agora/index.htm

Yazarın Tüm Yazıları