Serdar Turgut: FBI operasyonu

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Atlanta'dan İstanbul'a uçacak Delta uçağına FBI son anda baskın yapmış.

Bazı Türk yolcuları ajanlar sorgulamış.

Bir tanesini de gözaltına almış.

Olabilir, bakalım sonuç ne çıkacak.

Beni burada ilgilendiren şudur: Amerika toprakları içinde karşı casusluk faaliyetini göstermekle sorumlu kuruluş FBI'dır.

Amerika'da yapılan çeşitli televizyon dizilerinde, Hollywood filmlerinde bu örgüt her zaman tıkır tıkır çalışan, yanlış yapmayan, tertemiz ve güçlü bireylerden oluşan, neredeyse mükemmel bir polis kuruluşu olarak lanse edilir.

Ancak ne yazık ki gerçekler bunun tamamen tersidir.

Örgütün tarihi, büyük hatalar ve mağlubiyetlerle doludur.

Bu nedenle gözaltına alınan Türk kısa sürede ‘‘affedersin, yanlış yapmışız’’ denilerek serbest bırakılırsa, en azından ben hiç şaşırmayacağım.

***

FBI yaklaşık 40 yıl J.Edgar Hoover tarafından yönetildi.

Bu kişinin dünya görüşü yoktu ve aynı zamanda da paranoyaktı.

Ayrıca tek kişilik derin devlet gibi çalışırdı.

Amerika'da başkanlar da dahil üst yönetime gelen her kişi hakkında seksüel ve gayri meşru ilişkilerinin belgelendiği dosyalar tutmuştu.

Zaten FBI'ın başında 40 yıl kalabilmesinin tek nedeni de bu dosyalarla etrafa saldığı terördü.

Edgar Hoover hakkında çok söylenen ama polis onun emrinde olduğu için katiyen doğrulanamayan bir iddia da, kadın kıyafeti giymekten çok hoşlandığı ve özellikle New York'ta geceleri travesti olarak kulüpleri dolaştığıydı.

***

Şimdi diyeceksiniz ki, böylesine diktatörlük eğilimleri olan bir adam en azından Amerika'ya casus sızmasını engellemekte başarılı olmuştur.

Katiyen doğru değil.

Bir örnek vereyim.

1960'lı yılların başında Başkan Kennedy'nin emri üzerine Amerika casusluk örgütleri Küba'da Domuzlar Körfezi'ne çıkarma yapmaya hazırlanırlar.

Bu arada Miami'deki Küba'dan kaçmış karanlık tipler de bu orduya katılmaları için toplanmaya başlanır.

Durumdan haberdar olan Fidel Kastro, Domuzlar Körfezi'ne çıkarma yapmak amacıyla kurulan orduya tam tamına 35 ajanını sokar.

Ve tabii çıkarma da büyük bir fiyaskoyla sona erer.

Bütün bunlar olurken FBI büyük ihtimalle Başkan Kennedy'nin yatak odasında olan bitenin resmini çekmek operasyonu ile meşguldü.

***

Biliyorsunuz birkaç yıl önce FBI, CIA içinde son derece önemli bir Rus casusunu ortaya çıkardı.

Adamın adı Aldrich Ames'ti ve bir süre Ankara'da da görev yapmıştı.

Bu olay Amerikan karşı casusluk teşkilatının nasıl da zayıf hale düşürüldüğünün acıklı bir hikáyesidir aslında.

Ames'in maaşı yılda toplam 69 bin 843 dolardı.

Sadece 1985 ile 1993 yılları arasında kredi kartı yoluyla yaptığı harcama toplamı 450 bin dolara ulaşmıştı.

Kendisine ve eşine, Virginia eyaletinde nakit olarak 540 bin dolar ödeyerek iki katlı bir ev satın almıştı.

Bu evle birlikte 65 bin dolara bir Jaguar, bir de 19 bin 500 dolar nakite bir Honda almış, ayrıca evin arka bahçesine içinde büyük bir jakuzi bulunan cimnastik salonu inşa ettirmişti.

Bu arada karısının memleketi olan Kolombiya'da iki evi, bir çiftliği ve bir de yazlık evi olmuştu.

Karısının kuzeni Alberto Santofimio, esrar dünyasının en büyük şebekesi olan Medellin kartelinin o dönemdeki başı Pablo Escobar ile yakın ilişkiler içindeydi.

Ve bu arada Ames de CIA'nın narkotik bölümünde çalışıyordu.

Yani Ames, aslında yürüyen bir reklam panosu gibiydi. Her tarafı neon ışıklı olan bu panonun orta yerinde ‘‘BEN BİR CASUSUM, BİLMEM ANLATABİLİYOR MUYUM’’ cümlesi her beş saniyede bir yanıp sönüyordu.

Bütün bunlara rağmen FBI ve CIA'nın bu adamı tespit edebilmesi tam 10 yıl aldı.

Bu arada tahminlere göre Amerika'nın en azından 10 casusu, bu adamın verdiği bilgiler nedeniyle tutuklanıp öldürüldüler. (John Leonard, ‘When The Kissing Had To Stop’ s.44-47.)

Gerçi şu aralar kurum, genç müdürünün kontrolü altında reform yapma sürecinde ama her şey henüz düzeltilmiş değil.

Dolayısıyla son operasyonun yeni bir yanlış olma ihtimali büyüktür.

***

Dün köpekler ile ilgili yazıma güzel tepkiler geldi.

Özellikle Adana'da, Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın aktif katkısıyla büyük bir çalışma başlatılmış.

Ağırlıklı olarak Adanalı bayan gönüllülerin kurduğu DOHAYKO (Doğa Hayvanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği), belediye ile yakın çalışma içine girerek 400 hayvanın yaşatıldığı, kısırlaştırıldığı, bakımlarının, tedavilerinin yapıldığı ve onlara sahip bulununcaya kadar misafir edildiği bir barınak yaptırılmasını sağlamış.

Bunların beslenmesi için ilk önce dernek başkanının kendi arabasının arka koltuklarını söküp oluşturduğu taşıma arabasıyla garnizon ve lokantalar tek tek dolaşılıp çöpe dökülecek artık yemekler toplanıyormuş.

Daha sonra belediye bu iş için bir araba da tahsis etmiş.

Yani dün yazımda önerdiğim örgütlenmeyi Adanalılar başarmışlar büyük ölçüde.

Kendilerini tebrik ediyorum, belediye başkanına da açık fikirli olduğu için tekrar teşekkür ediyorum.



Yazarın Tüm Yazıları