Paylaş
Bu aralar her şeyin arkasında başka bir şey arar oldum. “Gazeteci şüpheci olur, detaylara bakar” diyeceksiniz. Deyin, çünkü doğru. O zaman söz konusu haberlere bakalım.
İlk haber geçen cumartesi, İZFAŞ Genel Müdür Yardımcısı Ertan Koyuncu’dan geldi. Uluslararası Fuarcılık Endüstrisi Birliği’nin (UFI) 53 ülkede gerçekleştirdiği “Kriz Barometresi” ölçümü ve sonuçlarını veren bir haberdi. Habere göre, özetle bütün dünyayı sarsan ekonomik kriz yüzünden fuar işleri iyi gitmiyor, alan satışı önemli ölçüde düşüyor. Bu yıl yüzde 10’luk küçülme var. Fuarcılık sektörü umudunu 2011’e bağlamış. Yani, 78. İzmir Fuarı istenileni vermeyebilir, kriz var, kötüye hazırlıklı olmakta fayda.
Kötüye yormayalım
İkinci haber, çarşamba akşamı Ankara’da Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 78. İzmir Uluslararası Fuarı nedeniyle büyükelçilere verdiği davet oldu. “Bunda ne var” diyebilirsiniz. Daha önce Sanayi Bakanlığı bu daveti veriyormuş ama 2001’den bu yana bu ilk. Ve not aktarmak gerekirse, davet edilen 100’e yakın büyükelçiden 43’ü katılmış. Kötüye yormayalım değil mi, belki adamların işleri vardır. Ve tabii ki İzmir milletvekilleri. Söylememe gerek var mı?
Eğer küresel bir ekonomik kriz yaşanıyorsa, biz de o kürenin içindeysek ve böyle bir uluslararası organizasyon söz konusuysa, etkilenmemesi mümkün değil. Bu açıdan sorun yok bence. Aldığım bilgilere göre de katılım konusunda geri dönüşler çok iyi değil. Bir de buna hâlâ bitmeyen, ne olacağı da belli olmayan otopark olayı da eklenirse, tablo pek iç açıcı görünmüyor.
Kayıp görmeyin
Zaten uzun bir zamandır kötü giden ve nereye oturtacağımızı bilemediğimiz fuar haline geldi. İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen, yılların fuarcısı ve bu işten anlayan birkaç kişiden biri. Uzun süredir, sivil toplum örgütlerini ve basın kuruluşlarını da işin içine dahil ederek çıkış yolu arıyordu. Son dönemlerde hayata geçirdikleri bazı değişikliklerle de fuarı canlandırma ve daha çok halkı işin içine katma çabası içinde.
Şimdi, kalkıp, “Fuara şu kadar yabancı şirket katıldı, şu kadar iş bağlantısı yapıldı” dersek, uluslararası fuar anlayışına ve ihtisas fuarlarına haksızlık etmiş oluruz. O yüzden, kendi kendimizi kandırmayı bir kenara bırakıp bunun gerçek bir dönüşüm fırsatı olduğunu görmemiz gerekiyor sanırım. Eminim, İşleyen’in kafasında birçok şey vardır. Kriz var. Katılımın geçen yılara oranla kayıpsız olacağını pek sanmıyorum. O yüzden, bu doğal süreci bir kayıp olarak görüp, yeni bir konsepte ve yapıya geçilmesi gerektiğine inanıyorum.
Paylaş