Paylaş
Ozon gazı, üç oksijen atomundan oluşan bir gazdır. Tedavi, uygun ekipmanlarla uygun dozlardaki ozonun insan vücuduna verilmesiyle gerçekleşir. Tüm dokularda oksijenizasyon artar ve hücre yenilenmesi sağlanır. Birçok hastalıkta kullanılmakla birlikte sağlıklı kişilere de enerji ve zindelik verir. Bu tedavi yönteminin kökeni Almanya ve ABD kökenlidir. Çok eski tedavi bir tedavi yöntemi olmakla birlikte, 1935’te ilk tıbbi bildiri yayınlanmıştır. 1960’ların sonunda klinikte rutin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüze kadar olan gelişmelerle birlikte alternatif tıpta birçok hastalıkta kullanılan ozon tedavisi ile ilgili Algoloji Uzmanı Dr. Mehmet Murat Seven’den bilgi aldık.
DAMARLARI TEMİZLER, YENİLER
“Damar hastalıklarının tedavisinde, yaşam molekülü olarak bilinen nitrik oksit (NO) salınımını arttırarak damarları temizler ve yeniler. Tansiyonun düzelmesini sağlar, kan ve lenf sistemini temizler. Ozon, kırmızı kan hücrelerinin oksijen taşıma kapasitesini arttırarak hücre ve dokulara giden oksijen miktarını arttırır. Sportif performansı maksimuma çıkarır. Damarlarda genişlemeye neden olarak damar tıkanıklıklarında yardımcı tedavi olarak uygulanabilir. Anti-aging, yaşlanma karşıtı olarak kullanılabilir. Hormon ve enzim üretimini normalize eder.
HÜCRE YENİLENMESİNİ ARTTIRIR
Hipertansiyon ve şeker hastalığı tedavisinde kullanılabilir. Büyüme faktörlerinin yapımını çoğaltır, hücre yenilenmesini arttırır, böylece doku hasarlarının iyileşmesinin hızlandırılmasında kullanılabilir. Yağ hücreleriyle etkileşimi sonucu kolesterolün azalmasına ve bölgesel yağ yıkımına neden olur. Alerji ve astımda, otoimmün hastalıklarda (multipl skleroz, romatoid artrit, crohn hastalığı, ülseratif kolit), senil demansta (yaşlılığa bağlı bunama), amfizem, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, idiyopatik pulmoner fibrozis ve akut respiratuar stres sendromunda, sedef ve atopik dermatitte kullanılır.
KAN OZONLANIR, TEKRAR VERİLİR
Damar yoluyla kan alınıp kapalı devre bir sistemle kan ozonlanır ve kişiye tekrar verilir. Bu sistem, majör uygulama olarak bilinmektedir. Ayrıca doğrudan hasarlı bölgeye uygun dozlarda verilebilir. Bu da minör uygulama olarak bilinir. Bunun dışında da birçok farklı uygulama şekli bulunmaktadır.
UYGULANMAMASI GEREKEN KİŞİLER
* Hamileler,
* Yüksek tansiyon için ACE inhibitörü tedavisi alanlar,
* Pıhtılaşma bozukluğu gibi kan hastalıkları olanlar,
* Hipertiroidi olanlar,
* Kronik ve/veya tekrarlayan pankreatiti olanlar,
* Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzim eksikliği olanlar,
* Yeni geçirilmiş kalp krizi hastaları.”
Paylaş