Cerrahi tedavide yeni teknikler

Böbrek kanserlerinin yeni tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi veren Doç. Dr. Cenk Acar, “Küçük böbrek kitlelerinde korunabilecek her böbrek hücresi büyük önem taşıyor” dedi.

Haberin Devamı

Sevgili okurlar bu hafta konumuz böbrek kanserleri ve bu kanserlerin tedavisinde kullanılan yeni cerrahi yöntemler. Böbrekler iki adet kuru fasulye şeklinde ve her biri birer yumruk büyüklüğünde organlardır. Karnın alt kısmında her iki tarafta bulunan böbrekler omurga boyunca uzanır. Böbrek kanserlerinin cerrahi tedavisi önceleri tam nefrektomi, yani böbreğini tamamen cikarilmasiyla gerçekleştiriliyordu. Son yıllarda ise gelişen tip teknolojisiyle yeni tedavi seçenekleri kullanılmaya başlandı. Bugün köşemizde böbrek kanserlerinin yeni tedavi yöntemleriyle ilgili Ankara Acıbadem Hastanesi doktorlarından Ürolog Doç. Dr. Cenk Acar ile konuştük, sizlerden gelen mailler doğrultusunda sorular sorduk, o da yanıtladı.

Öncelikle bize böbrek kanserlerinden kısaca bahseder misiniz?
Böbrek kanseri tüm yetişkin kanserlerinin yüzde 2-3’ünü oluşturmaktadır. Genellikle 60 yaş üzerinde ortaya çıkar. Bazı ailesel geçişli türlerinde erken yaşlarda da görülebilir. Böbreğin en sık idrarı süzen hücrelerinden kaynaklanan tümörüdür. Bunun yanında kanser, kan ve lenf yolu ile yayılarak vücudun diğer alanlarına yerleşebilir. Büyük boyutlara ulaştığında idrarda kan, ağrı ve böğür bölgesinde kitle hissi oluşur. Yine böbrek kanseri vücutta bazı metabolik denge mekanizmalarını bozarak, ateş ve gece terlemesi, halsizlik, kansızlık, kanda kalsiyum seviyesinin yükselmesi, karaciğer fonksiyonlarında bozulma ve kilo kaybı gibi şikayetlere neden olabilmektedir.

Haberin Devamı

Günümüzde kullanılan görüntüleme yöntemlerinin, böbrek kanserinin erken tanısında etkisi nasıl oldu?
Ultrason, tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi görüntüleme yöntemlerinin yaygın kullanılması, kanserlerin büyük bir kısmı erkenden teşhis edilebiliyor. Böbreğe sınırlı ve 7 cm’den küçük kitlelere “küçük böbrek kanseri” diyoruz. Yapılan çalışmalar, sadece böbrekteki kitlenin çıkarılmasının böbreğin tamamen alınmasıyla aynı onkolojik sonuçlara sahip olduğunu göstermiştir. Ayrıca, sadece kitle çıkarıldığında böbreğin diğer kısımlarının normal işlevine devam ettiği bilinmektedir. Böbrek fonksiyonlarının korunması böbrek kanserli hastaların cerrahi sonrası yaşam kaliteleri ve süresi için oldukça önemlidir.

Haberin Devamı

HER HÜCRE ÖNEM TAŞIYOR

Peki, böbrek kanserleri tedavisi sonrası böbrek fonksiyonları ne ölçüde etkilenmektedir?
İlginç olarak, kanserli böbreğinin tamamı çıkarılan hastaların kanserleri nüks etmese bile sadece kitlesi çıkarılanlardan daha kısa yaşadığı gösterilmiştir. Bunun nedeni tek böbrekli kalan hastaların kronik böbrek hastalığı gibi hayatı tehdit eden durumlara yatkınlıklarının daha fazla olmasıdır. Bu nedenle küçük böbrek kitlelerinde korunabilecek her böbrek hücresinin önemli olduğu bilinmelidir.

Böbrek kanseri cerrahisindeki son teknolojik gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz?
Üroloji alanında son birkaç yılın en popüler konularından birisinin parsiyel nefrektomi’deki teknik gelişmeler olduğunu söyleyebilirim. Böbrekteki kitlenin en az kanama ile tamamının çıkarılması ve geride kalan böbrek dokusunun sağlıklı bir şekilde korunması bu cerrahinin en önemli aşamasını oluşturmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, küçük kesili cerrahileri daha kolaylaştıran ve geride kalan böbrek dokusunun daha iyi korunmasını sağlayan teknolojik gelişmelerin doğmasına neden olmuştur. İndosiyanin yeşili (İSY) adı verilen floresan maddenin vücuda enjekte edilmesi sonrası özel floresan kameralar sayesinde kitle ile normal böbrek dokusu ayırt edebilmekte ve ayrıca böbrek damarları ve dalları görüntülenebilmektedir. Bu sayede, sadece kanserin bulunduğu kısım daha net görüntülenmekte ve kitle onkolojik prensiplere daha uygun çıkartılabilmektedir. Ayrıca, böbrek kısmını besleyen damarlar net olarak ayırt edilmekte ve cerrahi teknik gereği geçici olarak kapatılabilmektedir. Bu şekilde hem kitlenin güvenli bir biçimde çıkarılması kolaylaşmakta hem de geride kalan böbrek dokusunun zarar görmesi engellenmektedir.

Haberin Devamı

DOÇ. DR. CENK ACAR KİMDİR

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2001’de mezun oldu. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini yaptı. Mardin Kızıltepe Devlet Hastanesi’nde ‘Devlet Hizmet Yükümlülüğü’nü tamamladı. Konya Asker Hastanesi’nde askerlik görevini yaptı. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda yardımcı doçent doktor olarak görev yaptı. Kasım 2012‘de Acıbadem Ankara Hastanesi’nde çalışmaya başladı. Eylül 2014 tarihinde “Doçent Doktor” ünvanını aldı.

ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA

Sevgili okurlar, önümüzdeki hafta konumuz kronik ağrı tedavisinde radyofrekans uygulamalar olacak. Akut ağrı özellikle vücudumuzun bel ve boyun bölgeleri başta olmak üzere, her bölgesinde, her an ortaya çıkabilir. Ağrı tedavisinde çoğu zaman ağrı kesiciler ile günü kurtarırız. Ancak ağrı kronikleşince artık ağrı kesiciler cevap veremez ve değişik tedaviler aramaya başlanır. İşte bizde önümüzdeki hafta, kronik ağrı tedavisinde yeni yöntemlerden birisi olan Radyofrekans Uygulamalar konusunda Acıbadem Ankara Hastanesi Nöroloji ve Algoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu ile konuşacağız. Sorularınızı skalyoncu@hotmail.com adresine yönlendirebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları