Dünya çapında 18 yaşın altındaki çocuk ve ergenlerin yüzde beşinde görülmektedir. Hastalık, erkeklerde kızlara oranla daha fazla gözükmektedir. Normal hayatımızda belki de çok yakınlarımızda da karşılaştığımız DEHB, aslında tanısı ve tedavisi çok zor olmayan ama sabır isteyen bir süreçtir. Toplumda herkesin de etrafında olan bu hastalıkla ilgili tüm merak edilenleri Prof. Dr. Yasemen Işık Mengü’ye sorduk.
ÜÇ ANA BELİRTİSİ VARDIR
Günümüzde en çok tercih edilen infertilite tedavilerinin başında tüp bebek gelmektedir. Tüp bebek tedavisi, kadın üreme hücreleri olan yumurtaların toplanarak vücut dışında, laboratuvar ortamında erkek üreme hücreleri olan spermlerle bir araya getirilerek döllenmenin elde edilmesini sağlayan tedavi sürecini kapsamaktadır. Doğal gebelikten farkı döllenme işleminin laboratuvar koşullarında gerçekleştirilmesi ve döllenen yumurtaların anne rahmine tekrar geri yerleştirilmesidir. Tüp bebek yöntemiyle ilgili tüm merak edilenleri Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç Dr. Süleyman Akarsu’ya sorduk?
TEDAVİ KİMLERE YAPILIR?
“*Tüpleri tıkalı olan veya enfeksiyon, dış gebelik ve benzeri nedenlerle tüpleri alınmış kişiler. *Geçirilmiş cerrahi operasyonlara veya endometriozis nedeni ile karın içi yapışıklığı olanlar. *Yumurtalık kisti, kanseri veya endometrioma gibi yumurtalık rezervini azaltabilen ameliyat geçmişi olan hastalar. *İleri kadın yaşı. *Yumurtalama problemi ve polikistik overi olan hastalar. *Açıklanamayan infertilite bulguları. *Çiftin ilişkiye girmesini engelleyen kadında vajinismus, erkekte boşalma ile ilgili problem yaşayan hastalar. *Sperm sayısında, hareketliliğinde veya morfolojisinde bozukluk olan hastalar. *Azospermi olan hastalar. *Genetik problemi olan çiftler. Hormonal bozuklukları olan kişiler. Kanser tedavileri için radyoterapi ve kemoterapi alan hastalarda tedavi öncesi yumurta toplanıp dondurularak daha sonra tüp bebek tedavisi için kullanılabilir.
Onkolojide standart tedaviler dışında hastalar alternatif tedavilere de yöneliyor. Kanser hastaların tereddütte kaldığı bu durumla ilgili ve yapılması gerekenleri Kanserde Güncel Tedavilere Erişim ve Geliştirme Derneği (KANSERTED) Başkanı, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun’a sorduk.
ONKOLOJİ DOKTORUNA BAŞVURULMALI
“Kanser teşhisi konulduktan sonra hem hastada hem de yakınlarında psikolojik ve sosyal olarak büyük bir yıkım olmaktadır. Bu süreçte özellikle kemoterapinin yapmış olduğu ciddi yan etkiler nedeni ile hasta ve yakınları bir onkoloji uzmanına gitmek yerine doğrudan alternatif tedavilere yönelebilmektir. Ama günümüzde onkoloji alanındaki gelişmeler ile artık akıllı ilaç dönemi başlamıştır. Birçok hastada tümör dokusu üzerinde yapılan moleküler ve genetik analizler sonucunda kemoterapiden çok daha az yan etkilere sahip tedavi seçenekleri ortaya çıkmıştır. Yine bağışıklık sistemini uyararak etki eden immunoterapi (aşı tedavisi) birçok kanser türünde etkinlik göstermektedir. Bu tedavilerin önemli bir kısmının ülkemizde geri ödemesi bulunmaktadır. Ayrıca kemoterapinin yine birçok hastalıkta çok etkili olduğunu söylemeliyiz. Daha az yan etkisi olan birçok kemoterapi ilacı artık kullanıma girmiştir. Kemoterapi ile akıllı ilaçların bir arada olduğu etkili tedavilerde geliştirilmiştir. Yeni geliştirilen bulantı ilaçları ve benzerleri sayesinde eskisi kadar yoğun yan etikler artık görülmemektedir. Bu nedenle hiçbir hastamızın onkoloji doktoruna danışmadan, mevcut etkili tedavi seçeneklerini öğrenmeden sırf kemoterapi korkusundan standart uygulamaların dışına çıkmaması gerekir.
Zira verilen kilolar kas ve sıvı kaybı ağırlıklı olacağı için, ramazan ayı bittikten sonra hızla hatta daha fazlası ile birlikte alınır. Ramazan ayında uzun süre aç kalmaya bağlı, baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, dikkatsizlik, dalgınlık, sinirlilik, uyku isteği, mide de ekşime ve şişlik görülebilir. İftarda yemekleri birden ve fazla miktarda tüketirsek; kan şekerimiz hızlı bir şekilde yükselir, aynı hızla da geri düşer. Bu nedenle de kendimizi yorgun ve bitkin hissedebiliriz. Ramazanda nasıl beslenmeliyiz? Nelere dikkat etmeliyiz? Konuyla ilgili Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe, 10 başlık altında şu bilgileri verdi:
TEK ÖĞÜN İLE ORUÇ TUTMAYIN
Bel ağrısının temel sebeplerinden birisi ise bel fıtığıdır. Günümüz tıbbında bel fıtığı deyince, akla ameliyat gelir. Son yıllarda gelişen teknolojiyle, hastaların kapalı yöntemle tedavisi mümkün olmaya başladı. Fizik tedavi ve ilaç tedavisinden sonuç alamayan hastalara, açık ameliyat öncesi iyi bir seçenek olan perkütan diskektomi diğer adıyla ciltten ince bir iğneyle lokal anestezi altında diski kesme olarak bilinir. Bu yeni yöntemle ilgili Algoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Aşık’tan bilgi aldık.
SEBEBİ HAREKETSİZ YAŞAM TARZI
HPV, deri ve mukozal yüzeylerdeki hücreleri enfekte eden bir DNA virüsüdür. 200’den fazla çeşidi olan HPV virüsünün yaklaşık 30 türü genital bölgeye yerleşir. Pek çoğumuzun adını bile duymadığı bu virüs, dünyada cinsel yolla bulaşan en yaygın hastalıktır ve her yıl daha da yaygınlaşmaktadır. ‘Nasıl bulaşır, belirtileri ve tedavileri nelerdir?’ sorularını Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Süleyman Akarsu’ya sordum. İşte, HPV virüsü hakkında merak edilen detaylar...
ENFEKSİYONLARA YOL AÇAR
“HPV, daha çok hem erkek hem de kadın genital bölgesinde ve bu bölge mukozalarında enfeksiyon yapan ve kondilom (condyloma acuminatum) adı verilen siğil şeklinde kitlelerin oluşumuna neden olan bir çeşit virüstür. HPV bir kez vücuda girdiğinde hücreler içine yerleşir ve dönemsel olarak tekrarlayan enfeksiyonlara yol açar. HPV virüsü ve buna bağlı genital siğil enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan hastalıklar grubunda yer almasına rağmen çok nadiren de olsa cinsel ilişki dışında da bulaşabildiği bilinmektedir.
İnsanlar; güzel görünmek, iyi hissetmek ve yaşın getirdiği olumsuz etkileri gidermek için ameliyatlı ya da ameliyatsız estetik uygulamalara yöneliyor. Günümüzde estetik alanında ameliyatsız uygulamalar giderek yaygınlaşmakta ve tercih ediliyor. Bu uygulamalarının yaygın olarak tercih edilmesinin sebepleri arasında anestezi kullanılmaması, kesi yapılmaması, yara izi oluşmaması, çok kısa sürede uygulanması ve hemen sonuç alınması yer alıyor. Bu haftaki konuğum Medikal Estetik Uzmanı Dr. Serkan Öztürk, iyileşme süreci olmaksızın sonuçların hemen görünür olmasını sağlayan uygulamalardan ‘hibrit dolgu’yu anlattı.
Bu kanserin risk faktörleri ve tedavisindeki güncel gelişmeler hakkında Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Uğur Coşkun, şu bilgileri verdi:
FAZLA KIRMIZI ET TÜKETİMİ RİSKİ ARTIRIYOR