v

Önce Çeşme ardından da Bodrum. Hayli kilometre yaptım. Bereket araba kullanmayı seviyorum. Bugün Bodrum, cumartesi Çeşme’ye gideceğiz sizlerle. Öncelikle Torba yolundan Bodrum’a doğru ilerlerken son virajda muhteşem deniz manzarasını gördüğünüz noktada, sağda ‘Çöp Şiş Bodrum’ adıyla yeni bir yer açılmış. Emre Bedizel ve karısı işletiyor. Bu kez de uğrayamadım. Ama methini çok duydum. Çöp şişin yanı sıra, sucuk, köfte, kahvaltı ve salata var mönüsünde. Tatlı olarak da İstanbul’dan Karaköy Güllüoğlu mamulleri ve Türkbükü’nün meşhur Doğal Dondurması dillerde. Bilinsin istedim.
Cenk masaya çıktı
Benim Bodrum’a gidiş nedenim. Sevdiğim bir dostumun evinde verdiği doğum günü partisiydi. Çok özel olduğundan buraya aktarmıyorum. Parti bitiminde soluğu kardeş kadar sevdiğim Cenk Eren’in My Pavyon’nda aldık. Cenk’in işletme ortağı Ali Sayar ve Sabih Totah zor bir masa yaptılar. Tuvalete gitmek bile o kalabalıkta 40 dakika. Ona selam, buna ‘Nasılsın?’ derken. Bu arada sesine hayran olduğum afet sahneden inmiş. Cenk Serap Ezgü’nün yaklaşık 15 kadından meydana gelen masasında şarkı söylüyordu. Bir başka köşede ise Fenerbahçe Yönetiminden Ankaralı işadamı Nihat Özdemir, eski başkan İstanbullu işadamı Metin Aşık ve Prof. Dr. Oğuz Müftüoğlu, Cenk’e ‘erkekler korosu’ olarak eşlik ediyorlardı. Bu arada karıları Hülya Aşık, Gülseren Özdemir ve Mihriban Müftüoğlu’nun keyifleri hayli yerindeydi. Bir başka masada maşallah sosyetenin ‘cami yıkıldı ama mihrap yerinde’ olan güzel kadınlarından Seyhan Sapmaz sevgilisi Ahmet Bey’le aşk tazeliyordu. Bir başka masada sevgili dostlarım Trabzonspor Kulübü Başkanı ve Bodrum Manastır Oteli sahibi Sadri Şener, güzel karısı Yüksel ile ‘Sarı Gelin’ şarkısını istiyordu.
Büyük buluşma
Allah nazardan saklasın. İstanbul, İzmir, Ankara elitlerinde neredeyse kim varsa oradaydı. Genç jenerasyonun popüler isimlerinde Mehmet Mutlu, Volkan Büyükhanlı, Nedim Binler, Virgin Otel ve Bianca Beach’in patronu Emre Ergani ile halay çekiyordu. Eski Meclis Başkanı Nejat Arsever’in güzel karısı Duriye, Ankaralı iş kadınlarından Nur Kalkay ile şarkılara eşlik ediyorlardı. Daha kimler vardı kimler? Melek Boz, Nurhan-İrma Çıtak, İsmail Akaya, Zeynep Demirören, saymakla bitmez.
Telefon:

Anne adayları için müthiş ve şok gelişme bebeklerin kaderi 11. haftada belli olacak

Merkezi Londra’da bulunan Fetal Tıp Vakfı (Fetal Medicine Foundation) tarafından, 9. Dünya Fetal Tıp Kongresi, geçtiğimiz hafta, Rodos Palas Otelinde gerçekleştirildi. Fetal Tıp alanında çok saygın bir kongre. Bu toplantıda 5 gün boyunca, bu alanda çalışmaları bulunan 172 bilim insanı bildiriler sunmuş. Sabah saat 08.30’dan, gece saat 23.00’lere dek uzayan oturumlarda, bu bildiriler ayrıntılı bir şekilde tartışılmış. Tüm dünyadan 1000’e yakın hekim katılmış. Bunlar arasında Kent Hastanesi’nde Kadın ve Doğum Bölümü’nde görevli Prof. Dr. Namık Demir Hoca da vardı.
Hafta sonu tesadüf karşılaştık. Sohbet sırasında anlattı. Çok ilgimi çekti. Sanırım tüm anne adayları işinde çok önemli ve şoke edici buluşlar. Namık Hoca, erken doğumun, gebeliğin erken dönemlerinde tanınması konusunda, bu kongrede çok önemli adımlar atıldığını söyledi. Daha sağlıklı bebeklerin doğumlarını sağlamak için, doğum öncesi bakımda 11-14. haftalar arasında yapılacak muayeneler giderek önem kazanacakmış. Bu gebelik haftasında yapılacak bazı testler ile kromozom bozukluğu olan bebeklerin % 90’nını yakalayabilmek mümkün olabilecekmiş. Eskiden sadece anne yaşını sorgulayarak, 35 yaşın üzerindeki gebelere, tanı testleri uygulandığında kromozom bozukluğu olan bebeklerin ancak %30’u yakalanabiliyormuş.
Down Sendromunda erken tanı
11-14. haftalar arasında, gelişmiş ultrason cihazları ile yapılacak dikkatli bir muayene ile bebekte mevcut açık nöral tüp defektleri, belli başlı doğumsal kalp hastalıkları, el ve ayak anomalileri, gebelik zehirlenmesi, erken doğum ve gelişim kısıtlanması gibi hastalıkların tanınacak. Risk taşıyan annelerin belirlenmesi mümkün olabilecek. Bu tip hastalıklar hali hazırda 20-23. gebelik haftalarında yapılan incelemeler ile ortaya çıkıyordu.
Namık Hoca, Anne karnında, anneye ait kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin yanı sıra, bebeğe ait kırmızı ve beyaz kan hücreleri ve ayrıca fetal hücrelerin yıkımı sonucu, açığa çıkan bebeğe ait serbest DNA, bebeğe ait serbest RNA, plasma proteinleri ve bebeğin plasentasına ait trofoblast adını verilen hücrelerin bulunduğunu söyledi. İşte doğumdan sonra bu serbest DNA süratle ortadan kalkıyormuş. Anneden alınacak 10-15 ml kandan, bebeğe ait bu serbest DNA ve RNA’yı elde etmek artık mümkün olacakmış.
DNA’dan yapılacak tüm testler
Bu konuda önde gelen araştırmacılardan, Amerikalı Diane Bianchi , son gelişmelerle artık günümüzde anneden alınacak bir kan örneği ile bebeğin kan grubunun ve RH faktörünün saptanabilecekmiş. Yine cinsiyet kromozomlarına bağlı hastalıklar tanınabilinecekmiş. En önemlisi Down Sendromunun (trisomy 21) ve bazı metabolik hastalıkların tanısı da artık 11. haftalarda ortaya çıkabilecekmiş. Günümüzde bu konuda laboratuar yöntemlerinin geliştirildiğini ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde anne karnından sıvı almak yada bebeğe ait doku örneği almak tarih olacak. Anneden alınacak 10-15 ml kadar kan örneğinden elde edilecek bebeğe ait serbest DNA’dan yapılacak tüm testler.