Paylaş
KREDİ derecelendirme kuruluş Fitch Ratings, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yine ‘Pekiyi’ notu verdi. Bir süre önce bir başka kuruluş Moodys’ de Büyükşehir’in notunu yükseltmişti. Başkan Aziz Kocaoğlu, işadamı, not yükseltmenin ve bir yıl sonra yeniden yapılan değerlendirmede aynı notu koruyabilmenin önemini biliyor.
Belediyenin karnesinin iyi olması, yatırım kabiliyetinin artması demektir. Dünyanın en önde kuruluşları belediyenin karnesini pekiyi ile doldurdukları için, Kocaoğlu kredi için nereye gitse kapılar ardına kadar açılır. Mesela İzmir’de yapılacak tramvay projesi için kredi başvurusunda bulunulduğunu düşünelim. Büyükşehir’in bu karnesini gören Dünya Bankası ya da onun finans kuruluşu IFC gibi kurulumlar gönül rahatlığı içinde para verebilirler. Çünkü geri ödemede sıkıntı olmayacağını bilirler.
Şüphesiz Büyükşehir’in karnesinin bu denli başarılı olmasında kaçak göçek işlerin fazla olmamasının da payı büyük olmalı. Ankara ve İstanbul gibi bazı belediyeler uçan kuşa bile borçlu ve borçlarını çeviremez hale gelirken İzmir’de ciddi yatırımlara rağmen borçların kolaylıkla ödenebilir olmasının nedenleri biraz da bu gözle incelenmeli.
Öte yandan Başkan Kocaoğlu bir elinde karnesi, diğer elinde her an açılabilecek yeni metro istasyonlarının anahtarlarıyla adaylığı ilan edilirse, seçimlere yüksek bir moralle girecek gibi görünüyor.
“Elim kırılır, oy vermem”
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir için adaylarını açıklamasının ardından şimdi nefesler tutuldu, CHP’nin adayları merakla bekleniyor. İstanbul’da Mustafa Sarıgül, Ankara’da adı gündeme gelen Mansur Yavaş’ın olma ihtimali CHP’de bu seçimlerde farklı bir politika izlendiğini gösteriyor. Parti içi dengelerden çok kazanmaya odaklı bir politika sürdürülmeye çalışılıyor.
Aynı politika mutlaka İzmir’in ilçe belediyeleri için de geçerli olacaktır. Artık onun dostu, bunun yakını politikalarının geçerli olamayacağı çok hassas bir seçim dönemi yaşanıyor. CHP genel seçimlerin bir ön provası olacak yerel seçimlerde halkın desteklediği, sevdiği adayları göstererek insanların sandık başına gitmesini teşvik etmeyi planlıyor olmalı.
Ama halka rağmen “Nasıl olsa İzmirliler bizim adayımızı beğenmese de hükümete muhalefet için sandığa gidip bize oy verecek” diye düşünülürse sürprizlere hazırlıklı olmak gerek. Ben kendi payıma, bazı isimlerin aday gösterilmesi durumunda oy kullanmayacağını söyleyen çok insan tanıyorum. Eğer “Elim kırılır da ona oy vermem” diyerek sandığa gitmeyenlerin sayısı çok fazla olursa kritik yerlerde önemli sürprizlerle karşılaşılabilir. Neyse adayların açıklanmasına az kaldı, çok yakında merak bitecek.
Paylaş