Paylaş
Artık gözler İzmir’e çevrildi. Kulis haberlerinden anlaşıldığı kadarıyla önümüzdeki hafta 16 Ocak Çarşamba günü yapılacak toplantıda İzmir ve ilçelerinin adayları da belli olacak. İzmir’de AK Parti’nin ağır toplarından ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Nihat Zeybekci ile ringe çıkacak, CHP adayının da aynı sıklette olması beklenir. Belki de ana muhalefet partisinin İzmir adayının gecikmesinde bu hesabın da etkisi vardır.
Bu arada, her ne kadar Başkan Aziz Kocaoğlu “Bir daha aday olmayacağım” dese de köylerden, iş dünyasına kadar geniş bir çemberde yaptığı veda turları sırasında kendisine yapılan “Bir daha” çağrıları dikkat çekiyor.
KOCAOĞLU’NUN İZBAN HESABI
Ayrıca, İZBAN grevi gibi halkı yakından ilgilendiren sorunlarda veda edecek bir başkandan çok, görevine beş yıl daha devam edecekmiş gibi yaptığı sıkı pazarlıklar “Acaba yine Kocaoğlu mu?” sorularının artmasına neden oluyor. Bunun da nedeni çok açık. İZBAN grevini sona erdirecek anlaşma temizlik işçilerinden, otobüslere, daha pek çok birimde bundan sonra yapılacak diğer toplu sözleşmeler için emsal oluşturacak.
Sendikanın verdiği bilgiye göre 24 bin işçinin yeni ücretlerinin kaderi İZBAN grevi sonunda belli olacak. Yani, iş sadece 394 İZBAN işçisinin alacağı zamla sınırlı değil. Buradaki zam oranı tam 24 bin çalışanın ücreti için de rehber olacak. Birkaç puanlık fark belediye bütçesinde önemli oynamalara neden olacağı için ayağını yorganına göre uzatmayı seven Kocaoğlu’nun sıkı pazarlık yapması normal.
İşte tam bu noktada şu yorumlara gelmeye başlıyor:
“Üç ay sonra görevi bırakacak Başkan Kocaoğlu neden bu kadar çabalıyor. Canı istese talep edilen zammı verir, işçilerin kahramanı olarak çeker gider. Gerisini yeni başkan düşünsün der. Ama eğer Kocaoğlu, her ihtimale karşı beş yıl daha görev yapması gerekebileceğini düşünüyorsa o zaman böyle sıkı pazarlık yapması normal.”
Neyse çok fazla kalmadı. Gelecek hafta ortasından itibaren İzmir’de ana muhalefet partisinin adaylarını da tartışmaya başlayacağız.
GREVE SİYASET BULAŞIRSA
Her gün 800 bin kişiyi taşıma sorumluluğunu üstlenerek büyük bir dikkatle çalışan makinistinden, güvenlik görevlisine İZBAN çalışanlarının emeklerinin karşılığında olabilecek en fazla ücreti talep etmeleri normal. İstedikleri ücreti alamayınca greve çıkmaları da normal.
Her ne kadar Türkiye’de, 12 Eylül darbesinden sonra grev neredeyse unutulmuş olsa da gelişmiş demokrasilerde anlaşmazlık durumunda işçiler üretimi ve hizmeti durdurarak pazarlık güçlerini artırıyor. Ancak, genellikle bu güç ekonomik hedefler için kullanılıyor. Siyasi amaçlar için değil... O nedenle toplumlardan fazla tepki almıyor.
Başkan Kocaoğlu, İZBAN için yaptığı yüzde 30 zam teklifi kabul edilmeyince grevin ekonomik değil, siyasi olduğu şüphesini dile getirmiş. Sendika ise bu iddiayı kendilerine resmi bir teklif yapılmadığı gerekçesiyle reddetmiş. Eğer kamuoyunda greve siyaset bulaştı algısı artarsa, zaten bir aydan beri mağdur olan İzmirlilerin tepkisi herhalde farklı olur. Seçim sandıklarında beklenenin aksine işçiden değil, işverenden Büyükşehir Belediyesi yönetiminden yana sonuçlar çıkabilir. Aman grevin hedeften sapmamasına dikkat...
Paylaş