Paylaş
İZMİRLİLERİN 82 yıllık hayat arkadaşı fuar bu hafta yine kapılarını açıyor. Eski adıyla ‘Arş-ı Ulusal İzmir Panayırı’ bir zamanlar açılış gününün iple çekildiği bir etkinlikti. Öyle ki İzmirliler en şık giysileriyle geldikleri fuar için terzilere özel kıyafet bile diktirirdi.
Her yıl bir ay süreyle ekonominin patlayıp eğlencenin dibine vurulduğu fuar, zengini yoksulu, eğitimlisi eğitimsizi, çiftçisi işçisi, memuru tüccarı, sanayicisiyle toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren olağanüstü sosyal bir olaydı. Sadece İzmirlilerin değil, Türkiye’nin her köşesinden, dünyanın dört bir yanından gelen ülkelerin açtıkları pavyonlarla farklı kültürlerden insanların da buluştuğu renkli bir noktaydı.
İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs, fuarın kısa tarihini anlatırken, “Cumhuriyet’i kuran kadroların 1. İktisat Kongresi için İzmir’i seçmeleri bilinçli bir tercihti. O dönemde farklı kültürlerin bir arada yaşadığı İzmir, Türkiye’nin Batı’ya açılan yüzüydü. Demiryolu ağları vardı ve ihracatın limanıydı. Önce 1923’ün Şubat’ında 1. İzmir İktisat Kongresi yapıldı. Burada, Cumhuriyet kurulduğunda uygulanacak ekonomi politikalar oluşturuldu. Daha sonra 9 Eylül 1923’te CHP kuruldu. Ardından 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildi. Kısacası yeni Türkiye’nin yol haritası İzmir’den planlandı” diyor.
İktisat Kongresi sırasında kurulan yerli malları sergisiyle fuarın ilk tohumları atıldı. Kongre bir incir deposunda yapılırken, sergiler bugünkü Swissotel’in bulunduğu yerde düzenleniyordu. Daha sonra bu sergiler uluslararası panayırlara dönüştü. Yangın alanının Kültürpark olarak düzenlenmesinden sonra 1936’dan itibaren yeni yerinde İzmir Enternasyonel Fuarı düzenlenmeye başlar.
Fuar aynı zamanda Türk sanayiindeki gelişimin bir aynası. Sümerbank, Aydın Tekstil, Tariş gibi Türkiye’nin ilk sanayi kuruluşlarının ürünleri buralarda sergileniyordu. “Fuarın tarihi, Türk ekonomisinin de tarihi” diyen Örs, önce yükselen sonra durgunluk ve gerileme devrine giren fuardaki değişimi ve geleceğe yönelik planlarını şöyle anlatıyor:
“Toplumun tüm kesimlerini buluşturan fuar aynı zamanda ilklerin fuarıydı. Birçok insan televizyonu, yürüyen merdiveni ilk kez İzmir Fuarı’nda gördü. Toplumu sosyal ve siyasal olarak da bilgilendirirdi İzmir Fuarı. Soğuk savaş döneminde ABD ile Rusya arasındaki uzay yarışı bu iki ülkenin pavyonlarına yansır, her yıl insanlar, ‘Bu yıl hangi ülke neler sergileyecek? Hangisi daha iyi olacak?’ diye merakla beklerdi. Aslında fuar milyonlarca kişinin öldüğü İkinci Dünya Savaşı yıllarında bile birbirleriyle savaşan düşman ülkeleri tarafsız ortamda buluşturarak bir barış misyonu da üstlenmişti.”
Fuar en parlak günlerini kapalı ekonomi döneminde 60’lı, 70’li yıllarda yaşadı. İthalatın çok zor olduğu o yıllarda fuar kotasıyla bazı mallar alınabiliyordu. Bu alışveriş için Türkiye’nin pek çok yerinden gelen işadamı, esnaf, tüccar yoğun bir ticaret hacmi yaratıyordu. Canlı ekonomiye paralel olarak eğlence hayatı da renkleniyor, gazinolarda yıldızlar geçidi oluyor, bir sanatçının ünlü olması için önce İzmir Fuarı’nda sahneye çıkıp kendini kanıtlaması gerekiyordu.
İzmir’in Central Park’ı hazır
HİZMİT sektörü başta olmak üzere İzmir ekonomisine bir ay boyunca büyük katkı sağlayan fuarın parlak dönemi 80’li yıllardan itibaren solmaya başladı. Fuarın gerileme devrini Mehmet Şakir Örs şöyle açıklıyor:
“Türkiye’de ve dünyada 80’lerdeki değişimden İzmir Fuarı da payını aldı. İthalatın serbest bırakılmasıyla kapalı ekonominde çok önemli olan fuar kotalarıyla ithalat cazibesini kaybetti. Ekonominin liberalleşmesi, küreselleşmesi, bilişim ve iletişim alanındaki yeniliklerle fuarın eski değerlerini önemini kaybetti. Fuarın en cazip yerlerinden biri de eğlenceydi. Ama önce televizyon, sonra internet ve cep telefonu gibi iletişimde yaşanan devrimlerle fuarı eğlence olarak da cazip kılan unsurlar teker teker ortadan kalktı.”
Dünyada fuarcılığın giderek ihtisas fuarcılığına dönüştüğünü, İzmir’in de bunda başarılı adımlar attığını söyleyen Örs, Gaziemir’deki yeni fuar alanı açılınca Kültürpark’ta yeni bir dönemin başlayacağını belirtiyor.
İstanbul kendine Central Park gibi bir yer ararken, İzmir’in bu özelliklere sahip Kültürpark’ı zaten yıllardır var. Şimdi Kültürpark’ta Arş-Ulusal Panayırı’ndan Ege Festivali’ne dönüşecek yeni bir dünya yaratılmanın çalışmaları yapılıyor. Nasıl mı olacak? Arkası yarın bu köşede...
Paylaş