Paylaş
Seçimden seçime, referandumdan referanduma açıklanan “yavrunu sevindir” coşkusundaki bu projeler hayata “ilk düşünüldüğü andaki gibi” geçebilse bizim ülkeyi tutan olmaz.
Suriye’den 2.5 milyonluk mülteciyi kabul ne demek? Suriye ahalisinin tamamını kapılardan içeri sokar, geriye kalan boş araziyi de TOKİ’ye veririz.
Veririz ki doğada olmayan renklerle sıvalı koca koca binalar yapsın.
* * *
Hükümet adamları daha önce çok güzel bir evlilik projesi yapmıştı. Bekâr kısmı evlenmeye niyetlendiğinde, milletin hazinesinden “çeyiz parası” adı altında yardım alacaktı.
Fakat o güzelim projenin altından girdiler, üstünden çıktılar. Tanınmaz hale getirdiler. Ne oldu? O güzelim proje muhaliflerin diline düştü.
İstemezler, o projenin “Ambarımda var darı. / Her bekâra bir karı” diye türküsünü bile çıkardılar.
SIRADA EV PROJESİ VARDI
Geçen seçimden önce miydi ne? Şimdiki hükümet adamlarımız vatandaşa “Ev almak isteyene yardım bizden” sözü vermişlerdi. Nitekim seçim biter bitmez kollar sıvandı. Proje için çalışılmaya başlandı. 1 Kasım’dan bu yana dört ay geçti, nihayet proje açıklandı.
Pey pey pey pey!
Hükümet adamları bizi ev sahibi yapmıyor. Projeye göre biz onları ev sahibi yapıyoruz. Eğer proje hayata geçerse uygulaması şöyle olacakmış.
Ahiren, dünyada dikili ağacın olmayacak.
Saniyen, iş sahibi olacaksın. Çalışacaksın ki hem geçinesin hem de gırtlağına ayırdığın paradan her yıl 15 bin lira kadarını “Kendini ev sahibi yap” fonuna yatıracaksın.
Salisen, beş yıl para biriktirip 75 bin lirayı tamam edeceksin. Sonra ev alabilmek için gereken yardımın talebinde bulunacaksın. (Kelle başına en fazla 15 bin lira.)
Rabiyen, biriktirdiğin 75 bin liranın beş yıllık birleşik faizinin sana verilecek olan 15 bin liradan fazla olacağını kafaya takmayacaksın.
* * *
Daha önce proje tartışmaya açılmadığı için kimsenin aklına aykırı sorulara cevap aramak gelmedi. Temsil kimseye “Benim 75 bin liranın birleşik faizi senin vereceğin 15 bin liradan fazla tutar” demek kısmet olmadı.
Dolaylı yolları da tıkamışlar. Kardeşinden ev alır gibi yapıp “on beş bin liralık yardımı” aranızda kırışamıyorsun da.
PROJE BOZUCULARI VAR
Başımıza gelen son iki projenin battal olmasına bakıp, hükümet adamlarını değil, kendilerine “teknokrat” süsü veren bürokratları suçluyorum.
Bence, içimizde nasıl ki bir “paralel yapı” varsa, o paralel yapıya da paralel bir başka yapı var. Belki onların da paralelleri var. Şair Ümit Yaşar’ın dediği hallere düşmüşüz besbelli:
Paralel paralel paralelli
Taralel taralel taralelli
Hükümet adamlarının iyi niyetle hazırladıkları projeleri “Bugün git, yarın gel bürokrasisinin” yapısına uydurmak, bunların birinciye gelen işi.
Benim Başbakanım, liderim Sayın Davutoğlu “Evlenecek kızlara çeyiz parası verelim” diye bir fikir buluyor.
Partinin akil adamları, danışmanları “Çok iyi olur” diyorlar. Ondan sonra paramız var mı yok mu tartışması başlıyor. Yani mali olarak altından kalkılır mı hesabı yapılıyor.
Bütçeye getireceği mali yük göze alınıp, proje “o malum teknik heyete” devrediliyor. Proje onların elinde yeniden şekillendirilip geri geliyor.
Bir de bakmışsın ki o projenin bütçeye mali yükü hiç olmamış. Tam tersine hazine kâra geçecek. Çeyiz parası projesi böyle oldu, ev alacak parayı bulana hazine yardım etsin projesi böyle oldu.
* * *
Aldığım duyumlara göre, referandumdan önce müjdelenmesi beklenen “Otomobilini sen seç, galerici ile ben pazarlık edeyim” projesini de böyle bir tehlike bekliyor.
Bu proje de “Sen dört yılda elli bin lira biriktirip Maliye’nin eline ver. Maliye de sana günü geldiğinde on bin lira yardım etsin” haline gelecek.
Kazancın o arabanın tamponuna “Miras değil alın teri” yazabilmek olacak.
Sayın Davutoğlu, en hasbi niyetlerle düşünülen projeleri tanınmaz hale getiren bu teknokrat grubunu içimizden söküp atmalı ki o da rahat etsin, biz de edelim.
Paylaş